Nöbetçi Eczaneler
2018 Mali yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor. 11 Aralık’ta başlayan ve 12 gün sürmesi planlanan bütçe görüşmeleri TBMM TRT Televizyonundan naklen yayınlanmakta. Görüşmeler, Cumartesi ve Pazar günleri de dahil olmak üzere aralıksız 12 gün sürecek.
Her bakanlığın bütçesinin ayrı-ayrı ele alındığı görüşmeleri dikkatle takip etmeye çalışıyorum. Muhalefet partileri, görüşmelerde bütçeden çok Türkiye’nin belirli sorunlarına odaklanmış bulunuyorlar. Zaman-zaman tansiyonun yükseldiği, milletvekillerinin birbirlerinin üzerine yürüdüğü, bu yüzden oturumlara ara verildiği olmakta.
Görüşmelerde Rıza Sarraf olayı, Man Adası, Ege’de Yunanistan tarafından işgal edildiği söylenen 18 ada, tutuklu milletvekilleri, tutuklu gazeteciler ve FETÖ ile ilgili konuşmalar başı çekiyor. Milletvekilleri birbirlerine hakaretamiz sözler sarfederlerken (ALÇAK, VATAN HAİNİ, DÖNEK, FETÖCÜ) gibi sözcükler adeta havada uçuşmakta.
Geçmiş yıllarda, bütçelerin kabul edilmemesi sonucu hükümetlerin düştüğü olmuştur. Milletvekili sayısının 450 olduğu yıllarda (bulun 226’yı düşürün hükümeti) vurgusu meşhurdu.
2018 yılı bütçesinin rahatlıkla geçeceği AKP’nin meclisteki sayısından bellidir. Her görüşme sonunda (kabul edenler), (kabul etmeyenler) denilerek, kaldırılan el sayısı hesabıyla BÜTÇELER kabul edilmiş olmaktadırlar. Yani, AKP ne istiyorsa, onun dışında olacak bir durum yok. MHP’nin katkısı olmasa da değişen bir şey olmayacak.
Bütçe görüşmelerini vatandaşlar olarak büyük bir ibretle seyrediyoruz. Milletvekillerinin birbirlerini (ALÇAK, VATAN HAİNİ, FETÖCÜ, HAİN, DÖNEK) şeklinde suçlamalarına diyeceğimiz bir sözümüz de yok. Onlar, elbette birbirlerini bizden iyi tanırlar.
Görüşmeleri izlemeyen okuyucularıma tavsiyem şudur. Türkiye’nin durumunu öğrenmek için devam eden görüşmeleri lütfen naklen yayından izlesinler. Ne de olsa, TBMM Genel Kurulu, Türkiye’nin aynası hükmündedir.
İzleyelim de, Türkiye’nin durumunu ibretle gözlemleyelim…
SEN DE HAKLISIN
Nasrettin Hoca’nın evine gelen bir komşusu, diğer bir komşusunu çekiştirmiş. Hoca’ya davasında haklı olup olmadığını sormuş. Hoca cevap vermiş:
-Haklısın!
O komşusu gitmiş, biraz sonra, diğer komşusu gelmiş. O da kendi açısından olayları değerlendirerek Hoca’ya:
-Haklı değil miyim! diye sormuş.
Hoca ona da:
-Haklısın! cevabını vermiş.
İkinci komşu da Hoca’nın evinden ayrıldıktan sonra, kapının deliğinden konuşulanları dinleyen karısı Hoca’ya sormuş:
-Her ikisine de (haklısın) dedin. İkisi birden nasıl haklı olurlar.
Hoca, ona da meşhur cevabını vermiş:
-Sen de haklısın!