En önemli ihtiyaç kalemlerinden biri olan petrol konusunda çok yönlü entrikalar döndüğü ve bu zenginlik nedeniyle bazı ülkelerin işgal edildiği gerçeğini görmeyen göz yoktur kanımca… Suriye’ye siyasi çözüm üretmek için Rusya’nın yanı sıra kendisiyle birlikte hareket ettiğimiz İran, petrol ihracat eden ülkelerden biri olup ülkemiz, bu ülkeden karşılıyor petrol ihtiyacının büyük bölümünü…
Trump yönetiminin İran’la olan nükleer anlaşmalardan tek taraflı çekildiğini açıkladıktan sonra bu ülkeye uygulamaya başladığı yaptırımlardan en önemlisi, gerçekleştirdiği petrol ihracatını sıfırlamaktı ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı ülkelere 6 aylık geçici bir muafiyet tanımıştı anımsanırsa… Ajans haberlerine göre söz konusu geçici muafiyetin 2 Mayıs’ta sona ereceği belirtiliyor ve bu nedenle kendilerine geçici muafiyet tanınan ülkelerin nasıl bir tavır sergileyecekleri merak edilmekte… “Her istediğimi yaparım” şımarıklığı ile hareket eden ABD’nin bu keyfiyetine dur denilemedikçe, bundan böyle de aynı tutumunu devam ettirmede bir sakınca görmeyeceği muhakkaktır elbet…
Petrol fiyatlarının yükselmesi, bu önemli ihtiyaç kalemini ithal etmekte olan ülkelerin ekonomilerini olumsuz etkiliyor ve ülkemiz petrol ürünlerinin %95’ine yakınını ithal ettiğinden, daha çok zarar görmektedir haliyle… ABD’nin, İran’dan petrol ithal etmekte olan bazı ülkelerin 6 ay süreyle bu ülkeden petrol almalarına geçici muafiyet tanıdığına yönelik açıklaması bir küstahlık olmakla birlikte haksız tasarrufuna yeterli bir tepki gösterildiğini söylemek mümkün değil… Bölgemizdeki petrol ve diğer zenginliklerden en iyi şekilde yararlanmayı hedefleyen ABD’nin bu nedenle devreye soktuğu senaryolar binlerce kişinin ölümüne, milyonlarca kişinin de başka ülkelere sığınmalarına yol açmıştır ve bu gerçeğe rağmen haksız tasarrufuna dur diyebilmek için el birliği yapmayı düşünen olmamakta…
Bölgede yaşanan gelişmelerden en çok zarar gören, 4 milyon Suriye’li mülteciyi barındıran ülkemizdir ve yıllardır müttefik, stratejik ortak diye ifade edilen ABD’den olumlu bir davranış görmemiştir günümüze dek… İlgililerimizin ısrarla dile getirmelerine rağmen Suriye’de DEAŞ dışındaki diğer terör örgütlerine silah ve malzeme yardımı yapan bu ülke, 15 Temmuz’da hain ve alçak bir kalkışma ile ülkemizi ele geçirmeye çalışan şarlatanı da yargılanmak üzere göndermeyerek müttefiklikle, stratejik ortaklıkla bağdaşmayan tutumunu sürdürmektedir yine de…
ABD istiyor diye son zamanlarda kendisiyle iş birliği yaptığımız İran’dan petrol ithal etmekten vazgeçilip geçilmeyeceğini bilmiyorum ama, vazgeçilmemesi gerektiğini düşünüyorum başka vatandaşlarımız gibi… ABD’nin yıllardan beri sergilediği müttefiklikle bağdaşmayan tutumuna rağmen kendisiyle olan ilişkilerden bir türlü vazgeçilmiyor olmasının kritiğini yapan bazı hemşerilerim; “Gücünün şımarıklığı ile hareket eden ABD’den dost ve müttefik olarak söz edilemez… Ülkemizi ele geçirmeye kalkışan bir haini ülkesinde barındırmaya devam ettiği gerçeği bu şımarık gücün samimiyetsizliğini çok net olarak gözler önüne serdiği halde bir türlü kendisinden vazgeçilmiyor olmasından rahatsızlık duyuyoruz…” sözleriyle ifade ediyorlar tepkilerini…
İran’la pekiştirilen dostluğumuz, ABD’nin isteklerine feda edilmemeli diyorum vatandaşlarımızın da duygularına tercüman olarak…
YORUMLAR