Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Dicle Elektirik Reklam

Devlet Hastanesi Eski Binasının Arsası

Bilindiği gibi, Devlet Hastanesinin

Bilindiği gibi, Devlet Hastanesinin eski binası yıktırılmış, Şehrin başka bir semtinde yeni ve modern bir hastane inşa ettirilerek hizmete konulmuş bulunmaktadır. Siirt Hastanesi eski binasının yıktırılarak yerine modern bir bina yapılması işi bir TAKAS olarak gerçekleştirilmişti. TOKİ, yeni hastane binasını yapmak işini üstlenirken, buna karşılık eski hastanenin arsası yanında, yine sağlık bakanlığına ait olan eski SSK Hastanesi ile diyaliz merkezinin kendisine verilmesini ve bunların üzerinde kuracağı tesislerle rant elde etmeyi planlamıştı.

TOKİ, hep bunu yapıyor. Sadece Şehrimizde değil, Türkiye’nin hemen her yerinde gözüne kestirdiği kesimleri rant sağlamak amaçlı olarak devralıyor, bir şekilde sahipleniyor. TOKİ, artık Türkiye’nin en küçük kasabalarına bile girmiş durumda.

TOKİ (Toplu Konut İdaresi Başkanlığı) bilindiği gibi Başbakanlığı’na bağlı, özellikle sosyal konut üretimi için kurulmuş olan bir kamu kuruluşudur. Birçok iyi icraatları yanında, ranta dönük icraatları çoğunluktadır. Ranta dönük icraatlarından biri de, Siirt Devlet Hastanesi konusundaki TAKAS işidir. Bu konu üzerinde daha önce de durduk. Eski Devlet Hastanesi binasına ait arsanın, Park olarak değerlendirilmesi gerektiğini, zira, Yeni mahallede bir tek parkın bulunmadığını ısrarla vurguladık. Siirt Belediyesi, artık TOKİ’ye ait olan bu arsayı geçici olarak park alanına dönüştürmek için çalışmalar yürütmektedir. Arsanın etrafına ihata duvarı yapılırken, alt kısmına da çocuklar için küçük çaplı bir oyuncak grubu kurulmuş bulunmaktadır.

Ancak, TOKİ’nin eski hastane arsası üzerindeki tasarruf hakkı devam ediyor. Her an için müdahale ederek kendi projesini uygulayabilir. Oysa giderek betonarmeleşen ve yeşil alan fukarası haline dönüşen Şehrimizde yeşil alanlara ve parklara büyük ihtiyaç vardır. Hele-hele Yenimahalle gibi baştanbaşa betonlaşmış, halkın yoğun bir nüfusunun yer aldığı bir kesimde.

İlimiz yetkilileri ne yapıp yapıp mutlaka ama mutlaka Devlet Hastanesinin eski arsasına sahiplenmeli ve bu alanın geçici olarak değil, devamlı şekilde modern bir parka dönüştürülmesine gayret göstermelidirler. Eski Devlet Hastanesinin bu  arsasını da rant uğruna betonlaşmaya terk edersek, Yenimahalle’nin nefes alabileceği tek boruyu da tıkamış oluruz. Bizden hatırlatmak…

HÜLLECİ,  SİİRTLİ OLURSA!

Geçmiş yıllarda, işi aktarlık olan ve köylere katır sırtında aktariye malzemeleri götürerek, köylülerin bazı üretimleriyle değiş tokuş yapan AMMO AHMET adlı bir Siirtli, gittiği köylerin birinde sürpriz bir teklifle karşılaşmış. Meğer o köyde yaşayanlardan biri ÜÇ TALAK ÜZERİNE YEMİN EDİP KARISINI BOŞAMIŞ. Yaptığına pişman olan köylü, HÜLLE YAPTIRARAK, karısını tekrar geri almak istiyormuş.

Köyün Hocasını da bu işe razı etmiş ama, HÜLLECİ BULMAK BİRAZ ZOR. Kendi köyünden biriyle hülle yaptırırsa, hülleciyle karşı, karşıya geldikçe düşeceği durumdan büyük bir rahatsızlık duyacak.

İşte, köylü bu rahatsızlıklar içinde ne yapacağını düşünüp dururken, köylerine giden Siirtli Aktar’ı bu iş için gözüne kestirmiş ve köyün imamına durumu açmış. Hülleci olmak işini Aktar’a teklif etmesini söylemiş.

Tabii, Siirtli aktarın canına minnet. Teklifi hemen kabul etmiş. Camiin imamı, boşanmış olan ve iddetini doldurmuş bulunan köylü kadın ile Siirtli Aktar’ın İMAM NİKÂHLARINI 2-3 şahidin huzurunda kıymış. Geceyi, kadının koynunda geçiren Siirtli Aktar, verdiği söze uyarak ertesi gün kadını boşayarak, Siirt’e dönmüş.

Aradan 9 ay 9 gün geçmiş. O köyden İmam ve birkaç köylü Siirt’e gelerek, aktarın evini araştırıp bulmuşlar. O’na, yanında bir gece yattığı kadından BİR ERKEK ÇOCUĞU olduğunu, isterlerse, bebeği kendisine vereceklerini, istemezse, kadının eski kocasına bağışlayabileceğini söylemişler.

Gerçek Karısının bu durumdan haberdar olmasından ödü kopan Aktar:

-Aman, Allah aşkına! çocuğu size hibe ediyorum. Sesinizi çıkarmadan  ve konuyu etrafa yaymadan, bir an önce çekip gidin, demiş…