Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Dicle Elektirik Reklam

DÜNYEVİLEŞME

Esselamu Aleykum Kıymetli Dostlar

Esselamu Aleykum Kıymetli Dostlar Allah’ın lütfü rahmeti bereketi hepimizin üzerine olsun.Rabbim tuttuğumuz oruçlarımızi bütün ibadetlerimizi kabul eylesin. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem) Bahreyn halkıyla bir barış antlaşması yapmıştı. Sonra Bahreyne bir elçi gönderdi. Bu elçi bir müddet sonra yüklü miktarda malla Medine’ye geri dönmüştü. Ashâb-ı kirâm merakla elçinin ve getirdiği malların etrafında toplanmaya başladılar. O esnada mescitten çıkan Allah Resûlü (s.a.s), durumu görünce önce gülümsedi, sonra şu uyarıda bulundu: “Sevinin ve sizi sevindirecek nimetleri bekleyin! Vallahi sizin için fakirlikten korkmam. Ancak ben, sizden önceki ümmetlerin önüne dünya nimetleri serildiği gibi sizin önünüze de serilmesinden, onların o dünya nimetleri için yanıp tutuştukları gibi sizin de yanıp tutuşmanızdan ve bunun onları helâk ettiği gibi sizleri de helâk etmesinden korkarım.”

Kıymetli Dostlar,
Dinimiz İslâm, hayatımızın tamamını kuşatır. Rabbimizin emir ve yasakları, dünyada sırat-ı müstakime, ahirette ise cennete ulaşmamıza vesiledir. Buna rağmen bazen bizler, dünya meşgalesine dalar, dinimizin hayat veren ilkelerini göz ardı ederiz. Peygamberimizin rehberliğinden ve örnekliğinden uzaklaşır, İslam’ın hayatımıza anlam katan etkisini yavaş yavaş kaybederiz. Geçici olana meyleder, dünya-ahiret dengesini kaybeder, dünyevileşiriz.

Değerli Dostlar,
Dünyevileşmek; kişinin Allah’ı ve ahireti unutarak büyük bir hırsla dünyaya sarılmasıdır. Rabbine karşı sorumluluklarını ihmal etmesi, tamamıyla dünyaya yönelmesidir. Dinî inanç, değer ve davranışları hayatından uzaklaştırmasıdır. Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya malına düşkün olmasıdır. Yüce Rabbimiz, insanın bu yanlış tutumu hakkında şöyle buyurmaktadır: “Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz. Oysa âhiret, daha hayırlı ve süreklidir.”

Cenab-ı Hak bizleri bu fani dünyaya imtihan için göndermiştir. Müslüman elbette dünyası için çalışacaktır. Ama ahiretini de ihmal etmeyecektir. Her ne kadar asıl amaç ahiret yurdunu kazanmak olsa da dünya nimetlerinden de meşru şekilde yararlanmak esastır. Yeter ki mümin, elde ettiği imkânların mahkûmu olmasın, imkânlarını Rabbimizin rızasına uygun bir şekilde kullansın. Nitekim Cenâb-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: “Allah’ın sana verdiğinden O’nun yolunda harcayarak âhiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma. Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışma! Şüphesiz Allah bozguncuları sevmez.”

Kıymetli Dostlar

Dünyevileşmenin bize verdiği zararların başında bilinçsiz tüketim gelmektedir. Dünyanın bir köşesinde insanlar yiyecek bir lokmaya bile muhtaçken, diğer bir köşesinde israf ve savurganlık had safhadadır. Maalesef, günümüz insanı mutluluğu tüketimde arar hale geldi. Çok ve pahalı tüketmekle mutlu olacağını zanneder oldu. Oysa aşırı ve dengesiz tüketim, insanî ve ahlakî değerlerimizi aşındırıyor. Bilinçsiz tüketim sebebiyle birçok insan, borç ve faiz batağında bocalıyor. Nice ailede huzursuzluk ve çaresizlik yaşanıyor. Hâlbuki Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) çağlar ötesinden insanlığı şöyle uyarmıştır: “Âdemoğlu ‘Malım, malım!’ der. Ey âdemoğlu! Acaba yiyip tükettiğinden, giyip eskittiğinden ve âhirette karşılığını almak üzere verdiğin sadakadan başka senin malın var mı ki?”
Asil kardeslerim,
İsrafı iktisada, hırsı kanaate, endişeyi tevekküle, bolluğu berekete dönüştürmenin yolu dünya ve ahiret arasında bir denge kurmakla olur. Her iki hayatımıza da hak ettikleri oranda yatırım yapmaktır. O halde, dünya hayatının göz açıp kapayana kadar geçtiğini aklımızdan çıkarmayalım. Sonsuz olan ahiret hayatımız için hazırlık yapalım. Her işimizde ve davranışımızda gösterişten uzak, sade ve mütevazı olalım.
Yüce Allah Ayet-i kerimede şöyle buyuruyor; Allah’ın verdiği söz haktır. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın, o aldatıcı şeytan da Allah hakkında sizi kandırmasın.”

Kıymetli Dostlar ,

Dünya’ya ne kadar kıymet verdik.
Tüm dünyalık tutkulara, heva ve heveslere itinayla İslami kılıflar uydurduk mu?
Cüzdanlar kabarsın diye gözlerin doymaması .. Kasaların dolup gözlerin doymaması… Aylarca giymeye sıra gelmeyecek elbiselerle ayakkabılarla dolapları doldurduk mu?
Evlerde Vehn krizleri. Daha geniş evlerin, daha lüks mobilyaların, perdelerin, bilmem kaç parça yemek takımlarının, yeni eşyalara, mobilyalara yer açmak için ana-babalar bile uzaklaştırıldı mı? Maalesef ne o yemek takımlarını açacak akraba ve dost kaldı etrafta ne de o mobilyaların üzerinde oturacak huzur kaldı evlerde…
Kıymetli Dostlar,
Namaz kılma oranının düşmesi, doların artması kadar gündem oldu mu?
Kalpler, zihinler sıkışınca yalan söyleyebilen, ilk fırsatta kul hakkına girebilen, görüntüsü muhteşem, dayanıklılığı, direnci, kalıcılığı, derinliği, ahlakı, etkisi sıfır bir Müslümanlık anlayışına teslim olduk mu?
Verdıği sözde durmayan, borcunu ödemeyen, gıybet etmekten çekinmeyen, yüzüne güldüklerini arkadan çekiştiren, akrabalarıyla, kardeşleriyle küs, camiden, cemaatten, Kur’an’dan ve zikirden uzak, ihale peşinde koşmakla meşgul, kulis yapmada uzman, eylemiyle söylemi arasında uçurumlar olan, insanı dinden imandan soğutan kötü örneklikler çoğaldı mı?

Lükse, konfora, gösterişe, israfa ve maddeye karşı tutku, uyuşturucu bir madde gibi ele geçirdi mi? ruhları ve bedenleri..
Makam arabasız, özel kalemsiz, korumasız yaşayamayan, koltuğu elinden alınınca kriz üstüne kriz geçiren, küçük bir müdürlük için bile aşındırmadık kapı bırakmayan, şeref ve itibarı malda, makamda ve parada gören, bunları kaybedince de itibarını kaybettiğini zanneden, yeniden bir makama gelebilmek için gerekirse ahlakını, merhametini ve değerlerini bile gözden çıkarabilen makam bağımlısı tipler türedi mi?
Maddiyatta lükste, konforda ve maddiyatta elitleşirken, ahlakta, kültürde, nezakette, merhamette ve insanlıkta büyük bir bedevileşme krizi baş gösterdi mi?
Sadeliğin yerini gösterişin, mütevaziliğin yerini kibrin, nezaketin yerini kabalığın, samimiyetin yerini sahte gülüşlerin, kardeşliğin yerini menfaat hesaplarının aldığı zincirleme bir akıl tutulması var mı?Tatilde harcadığı para birkaç gece kondu mahallesinin elektrik faturasını karşılarken, yediği serpme kahvaltı Suriyelilerin çadır kentlerinde dağıtılan erzaklardan daha fazlayken; tasarruftan, sabırdan, şükürden, mütevazilikten ve Efendimiz’in açlıktan karnına nasıl taş bağladığından bahseden dava adamları çıktı mı?

Şükürsüzlük .. Hep Şikayet.
Yüce Allah verdiği malı, makamı, serveti, o kulun nimeti nasıl kullandığına da muhakkak bakacaktır.
Güç verdiyse; adaletine, makam verdiyse; merhametine, servet verdiyse; ahlakına, huzur verdiyse; şükrüne, evlat verdiyse; nasıl yetiştirdiğine, ilim verdiyse; gayretine ve cesaretine bakacağı gibi…
Velhasılı kelam .
Dünyevileştik mi?
Toparlanmamız gerekiyor kıymetli kardeşlerim..

Yüce Allah, bu Mübarek Ramazan hürmetine tüm krizleri aşabilmeyi, samimi olmayı, Bu fani dünya’da Ahireti ve Rabbimizin rızasını kazanmayı nasip eylesin. Amin
İstanbul’dan siirt’teki bütün hemşehrilerimize selamlar

Umran KILIÇER/İstanbul İl Müftülüğü Vaizi