Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Dicle Elektirik Reklam
Fatih ARITÜRK
Fatih ARITÜRK

“HAK ŞERLERİ HAYREYLER”

İbrahim Hakkı Hazretlerinin Üstadı İsmail Fakirullah Hazretlerinin türbesi için kurduğu ışık düzeneğinin restorasyon sırasında bozulması başlangıçta şer görülse bile aslında hikmetlere vesile bir olaydır.

İbrahim Hakkı Hazretleri tarafından takribi 250 yıl önce “Yeni yılda doğan ilk güneş, hocamın başucunu aydınlatmazsa, ben o güneşi neyleyim.” düşüncesiyle kurulan ışık sisteminin bozulmasında ne gibi hikmetler olduğunu kendimize göre anlatmağa çalışalım.

İsmail Fakirullah Hazretleri vefat ettiği zaman, talebesi İbrahim Hakkı tarafından yapılan türbede kurulan ışık düzeneği hele o yılların teknik imkânları düşünüldüğünde  ilmi açıdan gerçekten büyük bir olaydır. Ancak, büyük bir ihtimalle o yıllarda bu sistemin çalışma şekli konusunda kafa yoran olmamıştır, bile. Hatta basit bir olay gibi algılanmıştır.

İbrahim Hakkı Hazretleri, Işık sistemini kurmak için Tillo’nun 3-4 Km. doğusundaki bir tepe üzerine kendi elleriyle bir duvar inşa etmiştir.  Ki bugün biz bu duvara ‘KALET-ÜL ÜSTAD’ diyoruz. Bu duvarda açılan 40×50 Cm boyundaki pencereden her yıl; gece ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart ve 23 Eylül günleri yeni doğan güneşin ilk ışınları, türbenin tümü kale duvarının etkisiyle gölgede kalırken, pencere boşluğundan geçip, türbe kulesinin (KULET-ÜL ÜSTAT)  Penceresine yansıyarak kırılmak suretiyle İsmail Fakirullah’a ait sandukanın baş tarafını aydınlatır, böylece yılın ilk güneşinin ışınları önce Üstadının başucunu aydınlıktan takribi 5 dakika sonra Tillo’ya düşerdi.

Aslında, 1960’lı yıllarda türbenin restoresi sırasında ışık sisteminin bozulması yine İbrahim Hakkı’nın  TEVFİZNAME’SİNİN başlangıcında söylediği:

HAK ŞERLERİ HAYR EYLER

ZANNETME Kİ GAYR EYLER

ARİF ONU SEYR EYLER

MEVLA GÖRELİM NEYLER

NEYLERSE GÜZEL EYLER

deyişindeki gibi hayırlara vesile olmuştur. Yani, şer gibi görünen bir işten hayırlar doğmuştur.

Türbe restore edildiği zaman ışık sistemi bozulmasaydı, böyle bir sistemin varlığından haberdar olanların sayıları gayet kısıtlı olacaktı. Ne zaman ki türbe restore edilmek üzere yıktırıldı ve ışık sistemi tutturulamadı, ışık sisteminin bir hendese harikası olduğu ortaya çıktı, önemi anlaşıldı.

1960’lı yıllardan, 2010’lu yıllara kadar, restorasyon sırasında bozulan ışık sisteminin yeniden kurulmasına çalışılmış,  hesaplar bir türlü tutturulamamıştı. Ta ki, Prof. Cengiz Işık ve ekibi işi omuzlanıncaya kadar.

Restorasyon sırasında bozulduğunun anlaşılmasından sonra, mevcut teknik imkânlara rağmen ancak 50 yıl sonra ışık sistemine işlerlik kazandırılabilmesi, 250 yıl öncesinin imkânlarıyla böyle bir sistemin kurulmuş olmasının önemi daha iyi ortaya koymuştur.

50 yıllık süre zarfında Işık sistemine yeniden işlerlik kazandırılması için yapılan çalışmalar, sık-sık gündeme gelmiş, ilk yıllarda gazeteler, radyolar konuyu işleyerek kamuoyunu bilgilendirmişler, televizyonların da hayatımıza girmesiyle ışık sistemi daha da yaygın bir şekilde kamuoyunun malumu olmuştur.

Restorasyon sırasında ışık sistemi bozulmasaydı, bu derece dal-budak salmaz  dolayısıyla böylesine geniş bir şekilde kamuoyuna da malolmazdı. Yeniden işlerlik kazandığına göre, şimdi ben şahsen: (İyi ki restorasyon sırasında bozulmuştu da, bu sayede kamuoyunun geniş bir kesimi tarafından böyle bir sistemin varlığı öğrenildi) diyorum.

Evet, restorasyon sırasında ışık sisteminin bozulması ŞER gibi görünen bir durumdu. Amma, İbrahim Hakkı Hazretlerinin buyurduğu gibi ŞER gibi görülen bir durumun, hayırlı bir sonucu olduğu ortada. Tillo’daki ışık sistemi bugün hemen her kesim tarafından duyulmuşsa, bunda bozulmasından, sonra yeniden kurulması için yapılan çalışmaların sık-sık kamuoyuna yansıtılmasının büyük etkisi olmuştur.

Artık, 21 Mart ve 23 Eylül günleri (gece ve gündüzün eşit olduğu EKİNOKS günleri) ışık sisteminin anmacına uygun bir şekilde tıkır-tıkır işlediği Tillo’ya gidenler  tarafından çıplak gözle gözlenebilmektedir.

İşte ŞER gibi görünen bir durumun HAYRA dönüşmesinin tanığı olaylardan sadece biri…

Gerçi, pandemi nedeniyle bu yıl Tillo’da etkinlikler yok ama gelecek yıllarda 21 Mart ve 23 Eylül (EKİNOKS GÜNLERİ) yine etkinlikler olacak ve Tillo misafirlerle dolup taşacaktır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER