Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Dicle Elektirik Reklam

İNŞAATLAR, DENETLENİYOR MU!

Dün, Irak’ın Halepçe Kenti

Dün, Irak’ın Halepçe Kenti dolaylarında yaşanan ve tüm Güneydoğu illerinde olduğu gibi İlimizde ve Şehrimizde de hissedilen deprem,  Şehrimizde yapılan inşaatların nasıl denetlendikleri konusunda zihinlerimizde istifhamlara yol açtı. Denetleniyorlarsa, bu nasıl oluyor, denetimleri kimler ve hangi periyotlarla yapıyorlar.

Almanya’da, işi inşaatçılık olan ve bu iş üzerinde kurulu şirketi bulunan bir hemşerimiz var. Bir ara söz konusu oldu Siirt’te yapılan inşaatlar konusunda “Bunlar Almanya’da olsa, hiç birine ruhsat verilmez. Tek bir inşaat ruhsat alamaz!” diye durumu özetledi.

Kendisi, inşaat şirketi sahibi olarak, inşaat yaparken geçirdiği safhaları anlattı. Önce, projeyi hazırlamakla işe başlanır. Proje, inşaat alanının konumuna uygun mu değil mi. Proje tasdik edildikten sonra temel açılıyor, önce gelip temelin derinliği tespit ediliyor. Temelin, yeterli derinlikte olduğu onaylandıktan sonra, demirini koyuyorsunuz. Konulan demirin, statik hesaba uygunluğunu denetleyen bir ekip daha geliyor, size onay yazısı verdikten sonra, çimentosunu dökebiliyorsunuz. Tabii, dökülen çimentonun da kalite kontrolü var. Dozajı ölçüldükten sonra, “dökünüz” raporu verilirse, çimentoyu dökebilirsiniz.

Yani, inşaat her safhasında adım-adım denetlenir. İnşaat bitinceye kadar, alınan raporlardan bir dosya oluşur. Herhangi bir işte, bir aksaklık çıkarsa, o raporu veren kurum sorumlu tutulur. En ufak bir hata, on-yirmi misli cezayla karşınıza çıkar. Bunun için, hiç kimsenin projenin dışına çıkmak konusunda en ufak bir şansı yoktur. Yasalar, öyle sert uygulanır ki, hata yapan firmanın sonunu getirmeğe yeterlidir.

Bizde, yapsat işiyle uğraşanların nasıl denetlendiklerini, denetiliyorlarsa, bu denetimleri yapanların ehil olup olmadıklarını bilmiyoruz. Temel atma işinden başlanarak, anahtar teslimine kadar hiç denetim görmeyen inşaatlar olduğu söyleniyor. Allah korusun, bir deprem olursa, denetimsiz olarak yapılan inşaatların yüzde 80-90’ı yıkılırsa bunun sorumluluğu kime ait olacak, o bile belli değil. Geçmiş yıllarda yaşanan depremleri ve çürük inşaatlar yüzünden meydana gelen yüksek can kayıplarını anımsayalım. Hem, bu işin bir de manevi bir vebali olduğunu unutmamak lâzım.

Dileriz ki, birinci derece deprem bölgesi İlimizde yapsatçılar tarafından yükselen binalar, yeterince denetleniyor olsunlar…

“IL IZZE UL IKRAM ŞENOK!”

Şehrimizde bir zamanlar, fakirlerin cenaze törenlerine pek rağbet olmadığını gören ve buna gerçekten üzülen bir grup hemşerimiz kendi aralarında ekip oluşturmuşlar, aldıkları karara göre ekip, sadece fakirlerin cenaze törenlerine katılacakmış.

Fakirlerin cenaze törenlerine tam takım halinde katılan ekibin tefler eşliğinde söyledikleri ilahilerin, mersiyelerin, kasidelerin ünü dört bir tarafa yayılmış.

Zengin, ama tefecinin biri, çocuklarına, öldüğü zaman mutlak surette bu ekibi cenaze törenine getirmelerini vasiyet etmiş. Günü gelip emri Hak vaki olur, zengin tefeci ölür. Çocukları, babalarının cenaze törenine katılmaları için ekibe ricacılar gönderirler. Ancak ekibin “zenginlerin cenazelerine gidilmeyecek” diye alınmış bir kararları olduğu ve özellikle ölen kişinin tefeci olduğunu bilmeleri sebebiyle, cenaze törenine iştirak edemeyeceklerini söylemişler.

Bunun üzerine, ölen adamın çocukları tekrar araya ricacılar koyarlar, babalarının vasiyeti olduğunu, para olarak da ne isterlerse vereceklerini belirterek, ekibi cenaze törenine katılmak için ikna etmeğe çalışırlar.

Bunun üzerine ekip, mecburen gitmek zorunda kalmış. Ancak ilahilerdeki, mersiyelerdeki ve kasidelerdeki bazı nakaratları çaktırmadan değiştirerek okumuşlar.

Teflerin eşliğinde, tefeci olarak bilinen zengin için söyledikleri mersiyelerin nakaratları ise şöyleymiş:

 “IL IZZE UL IKRAM ŞENOK, IŞ ZEVÇ KAHBE CIBNELOK…” Tercümesini tam olarak yapamazsak bile, şu şekilde yapabiliriz:

 “İzzet ve ikram senin şânına, ne karısı K..PE birini getirdik sana…”