Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

OHAL İLE HEMHAL OLMAK!

FETÖ’NÜN akim kalan darbe

FETÖ’NÜN akim kalan darbe teşebbüsünden sonra 20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL 18 Ocak 2018 Perşembe günü TBMM genel kurulunda görüşülerek 19 Ocak 2018’den geçerli olmak üzere 3 ay süreyle AKP ve MHP’nin oylarıyla 6’ncı kez uzatıldı. OHAL uygulaması, yabancı olduğumuz bir durum değildir. Bölge halkı olarak ömrümüzün neredeyse yarısını sıkıyönetim ve OHAL idareleriyle geçirdik. İlk OHAL uygulaması 1987’de aralarında İlimizin de dahil olduğu 15 ilde yürürlüğe girdi. Tam 46 kez uzatıldı. 15 yıl devam etti. 2002’de iktidara gelen AKP, OHAL idarelerinin demokrasi dışı uygulamalar olduğunu belirterek ilk iş olarak bu uygulamalara son verdi. OHAL’İ kaldırmakla Bölgeye  DEMOKRASİYİ GETİRDİĞİNİ vurguladı.

OHAL, terör örgütü PKK’nın İlimize bağlı Eruh ve Hakkari’nin Şemdinli ilçelerinde, 1984 yılında düzenlediği saldırılar sonrasında yaşanan olaylar sebebiyle huzur ve güvenin sağlanması amacına yönelik olarak 19 Temmuz 1987 günü, 285 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ilan edilmişti. Yine OHAL REJİMİNE bağlı olarak Olağanüstü hal Bölge valilikleri ihdas edildi.

Uygulama, ilk kez Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Hakkari, Mardin, SİİRT, Tunceli ve Van’da yürürlüğe konulurken, Adıyaman, Bitlis ve Muş da, aynı kanunla, ”Mücavir İl” (komşu il) olarak belirlenmişlerdi.

OHAL, bölgedeki 11 ilde uygulanırken, Batman ve Şırnak’ın, 6 Mayıs 1990’da Siirt’ten koparılarak il yapılmalarıyla, OHAL kapsamındaki il sayısı 13’e yükseldi. Mücavir (Komşu) il olarak uygulama kapsamına alınan Bitlis’te de, 19 Mart 1994 tarihinde OHAL uygulamasına geçildi. Bu kapsamda Diyarbakır’ın Şehitlik Semti’nde tüm birimleriyle Bölge Valiliği oluşturulurken, bu göreve ilk olarak Hayri Kozakçıoğlu atandı. Olağanüstü Hal Bölge Valilerine (SÜPER VALİ) lakabı verilmişti. Çünkü, olağanüstü hale dahil bütün illerin valileri onların emrinde ve yardımcıları konumundaydılar. Hayri Kozakçıoğlu’nun renkli bir kişiliği vardı. Adana, Diyarbakır ve İstanbul Valiliği yapmış, daha sonra DYP’den milletvekili seçilmişti. Kozakçıoğlu 23 Mayıs 2013’te Sarıyer’deki evinde intihar ederek ölmüş bulundu. Ancak, intiharı üzerindeki sır perdesi hala aralanmış değil.

Hayri Kozakçıoğlu’ndan sonra sırasıyla Ünal Erkan, Necati Bilican, Aydın Arslan ve Gökhan Aydıner de Olağanüstü hal Bölge Valisi olarak görev yaptılar. Bu süper valilerin tamamı, görevleri gereği sık-sık Siirt’i de ziyaret etmişlerdir.

Uygulamanın başladığı 19 Temmuz 1987 tarihinden 2002 yılına kadar OHAL 46 kez uzatıldı. Her 4 ayda bir uzatılan Olağanüstü Hal uygulaması, 1994 yılı sonuna kadar 13 ilde sürdürüldü.

İlk olarak Elazığ OHAL kapsamından, Adıyaman da mücavir il olmaktan çıkarıldı. Daha sonra, 30 Kasım 1996 tarihinde Mardin kapsamdan çıkarılarak, mücavir il statüsüne alındı. Ardından TBMM’nin 2 Ekim 1997 tarihli kararıyla 6 Ekim 1997’den itibaren Batman, Bingöl ve Bitlis uygulamadan çıkarılarak, mücavir il kapsamına dahil edildi.

30 Kasım 1999’da Siirt’te, 30 Temmuz 2000’de Van’da, 30 Temmuz 2002’de de Hakkari ve Tunceli’de Olağanüstü Hal uygulaması sona erdirildi. 30 Kasım 2002 tarihinde Diyarbakır ve Şırnak’ta OHAL uygulaması resmen sona erdi.

FETÖ terör örgütünün 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin ardından 20 Temmuz 2016 günü gecesi terör unsurlarının süratle bertaraf edilebilmesi amacıyla anayasamızın 120’inci maddesi uyarınca olağan üstü hal ilan edilmiştir. Ancak, bu olağanüstü hal birkaç ili veya bölgeyi değil, tümüyle Türkiye’yi kapsar şekilde uygulanan bir yönetim olmuştur.

İşte, 19 Ocak 2018 tarihi itibarıyla 6. Kez 3 ay daha uzatılan Olağanüstü halin Türkiye’deki serencamcı budur. Anlayacağınız, biz, Bölge halkı olarak OLAĞANÜSTÜ HAL İLE HEMHALİZ! Yani, bizim kadar OLAĞANÜSTÜ HAL REJİMİNİN NE ANLAMA GELDİĞİNİ BİLEN YOKTUR, ZANNEDERİM…

İYİ OHALLER DİLEKLERİMİZLE…

“KÖY YERİNDEYKEN, 10 ÇOCUK YETMİYORDU”

Olağanüstü hâl yıllarında, Olağanüstü Hâl bölge Valileri sık-sık bölgeye bağlı illeri gezer, halkın sorunlarını bizzat halktan dinlemeye çalışırlardı. İlk Olağanüstü Hâl Bölge Valisi, aynı zamanda Diyarbakır Valisi olan Hayri Kozakçıoğlu’ydu. En uzun süreyle de bu görevi O yürüttü.

İşte, bu Olağanüstü Hâl Bölge Valilerinden biri, bir gün Siirt’e gelmiş. Vatandaşların yoğun olduğu Tillo Caddesi üzerinde, işhanının bulunduğu alanın karşısındaki çayhanelerden birine girmiş. Hemşerilerimizin hallerini, hatırlarını sormuş. Tabii, “fırsat bu fırsat” diyerek hemşerilerimiz de sıkıntılarını anlatmağa başlamışlar.

İçlerinden biri, terör olayları sebebiyle arazilerini, tarlalarını, bağlarını, bahçelerini  bırakarak, köyünü terk ettiğini ve Şehre yerleştiğini söylemiş. Çocuklarıyla birlikte, işsiz, güçsüz ve ekmeğe muhtaç duruma düştüğüne yana, yakıla anlatmış, kendisi ve çocukları için iş istemiş.

Olağanüstü Hâl Bölge Valisi:

-Kaç çocuğun var? diye sormuş, köylü vatandaştan:

-On çocuğum var!

Cevabını alınca:

-E be kardeşim, hiç on çocuk yapılır mı? Yapanın hali işte böyle olur! Nüfus plânlaması denilen bir şey var! diyecek olmuş.

Köylü cevap vermiş:

-Vali Paşa Hazretleri, vallahi, köyde 10 çocuk yetmiyordu. Çocuklardan biri bağı  bellerdi, diğeri bahçeye ektiğimiz sebzeleri sulardı. Biri, tarlayı sürerdi. Bir diğeri hayvanların sütünü sağar, yoğurt yapardı, biri sağılan sütü, yapılan yoğurdu şehre getirir satardı. Biri dağa gider, odun getirirdi. Biri Botan çayına gider, balık tutardı. Biri hayvanları sıvamaya götürürdü. Emin ol Vali Paşa Hazretleri şimdi cebimde bir paket sigara alacak param yok. Ama, terör yokken, ben köyde 10 çocuğumla ve aileleriyle birlikte yaşarken, Köyümüze gelseydin, senin şerefine 2-3 koyun, kuzu keser beraberinde gelenlerle birlikte size ziyafet çekerdim. Zaten, köy yerindeyken, misafirimiz hiç eksik olmazdı. Yoldan gelen geçenleri bile durdurur, ağırlardık. Köy yerinde çocuk güçtür, kuvvettir. Ne kadar çocuğun varsa, o kadar güçlüsün demektir!

Köylü vatandaşın verdiği bu cevap karşısında, Olağanüstü Hâl Bölge Valisinin cevabı şu olmuş:

-Ne diyelim! Allah, bu terör afetini milletimizin başına salanların belâsını versin. Köylü yurttaşlarımızın, yeniden köylerinde yaşayabilecekleri huzurlu günler  bir an evvel geri gelsin!


TAŞLAMALAR

AFRİN’E GİRER MİYİZ

GİRMEZ MİYİZ BELİRSİZ

GİRİLECEKSE HEMEN

GİRİLMELİ DERİZ BİZ

 

SURİYE, TÜRKİYE’YE

TEHDİTLER SAVURMAKTA

(HAKLI) DERSEM KIZMAYIN

(ESED) DERİZ ESAD’A

 

ESAD’I TANIMAZSAK

O DA BİZİ TANIMAZ

SURİYE HAREKÂTI

ELBET ESAD’SIZ OLMAZ

 

ESAD’LA DOST OLSAYDIK

İŞ YOLUNA GİRERDİ

(GELİN KURTARIN BENİ)

DİYE DAVET EDERDİ