Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Dicle Elektirik Reklam
Cüneyt ARITÜRK
Cüneyt ARITÜRK

“RÜŞVET” DİYE SELAM VERMEK!

Bir hemşerimiz bazı işlerinin takibi için bir resmi kuruma gitmiş. “Allah’ın Selamı” niyetiyle selam vermiş. Ama gelin görün ki, elindeki evraklarından çözülmesi gereken işleri olduğu belli vatandaşın selamını alan olmamış.

AK Parti iktidarında olmazsak, “Bürokratlar selam almaya cesaret edemiyorlar!” diyecektik amma Allah’a binlerce şükür ki AK Parti iktidar olduktan sonra, iş başında olanların büyük ekseriyeti hacı-hoca takımı mütedeyyin insanlar! Hem öyle ki, mitinglerde bile konuşmalarına selam vermekle başlıyor ve selam vermekle noktalıyorlar!

Vatandaş, girdiği resmi kurumda verdiği selamının alınmayışının geçmiş yıllardaki selam alma fobisinden olmadığına inandığı için kendi-kendine şöyle düşünmüş: “Bu dini bütün bürokratlar, her halde, rüşvet olur ihtimaliyle selamımı almadılar. Vay be aferinler olsun!”

Sonra Fuzuli’nin Şikâyetname’sindeki meşhur deyişi aklına gelmiş. Ne demişti büyük Şair, yeri gelmişken, gelin birlikte okuyalım:

Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar.

Hüküm gösterdim, faydasızdır diye iltifat etmediler.

Eğer ki görünürde itaat eder gibi davrandılar ama

Bütün sorduklarıma hal diliyle karşılık verdiler.

Dedim: Ey arkadaşlar, bu ne yanlış iştir, bu ne yüz asıklığıdır?

Dediler: Bizim adetimiz böyledir.

Dedim: Benim riayetimi gerekli görmüşler ve bana tekaüt beratı vermişler ki ondan her zaman pay alam ve padişaha gönül rahatlığı ile dua kılam.

Dediler: Ey zavallı! Sana zulüm etmişler ve gidip gelme sermayesi vermişler ki, daima faydasız mücadele edesin ve uğursuz yüzler görüp sert sözler işitesin.

Dedim: Beratımın gereği niçin yerine gelmez?

Dediler: Zevaittir, husulü mümkün olmaz.

Dedim: Böyle evkaf zevaidsiz olur mu?

Dediler: Asitanenin masraflarından artarsa bizden kalır mı?

Dedim: Vakıf malın dilediği gibi kullanmak vebaldir.

Dediler: Akçamız ile satın almışız, bize helaldir.

Dedim: Hesaba alsalar bu tuttuğunuz yolun fesadı bulunur.

Dediler: Bu hesap, kıyamette sorulur.

Dedim: Dünyada dahi hesap olur, haberin işitmişiz.

Dediler: Ondan dahi korkumuz yoktur, katipleri razı etmişiz.

Gördüm ki sualime cevaptan başka nesne vermezler ve bu berat ile hacetim kılmağın reva görmezler, çaresiz mücadeleyi terk ettim ve mey’us ü mahrum guşe-i uzletime çekildim.

***

Sözlerimi yine Fuzuli’nin şu beyiti ile bitireyim:

Dehr bir bâzârdır her kim metâın arz eder

Ehl-i dünya sîm ü zer ehl-i hüner fazl u kemal

(Dünya bir Pazar yeridir ki insanlar ellerindeki malları sunarlar. Dünya ehli altını ve gümüşü pazarlar, hünerli insanlar ise erdemlerini, olgunluklarını sergilerler.)

“Huzurlarına gittim, Bir cem gördüm, hikâyetleri perişan, ne safâdan anda eser-ü ne sıdktan anda nişan var”

“Selam verdim rüşvet değildir deyu almadılar. Hüküm gösterdim, faidesizdür deyu mültefuid olmadılar.”

Ve olayı anlatan vatandaş bize şu soruyu sordu:

-Ne dersiniz! Selamımı RÜŞVET telakki ederek mi almadılar. RÜŞVET OLMADIĞI İÇİN Mİ!

Cevabı zor bir soru!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER