Merkez Bankasının faiz fiyatlarını iki kez arka arkaya arttırmasından sonra, Dolar ve Euro fiyatlarında birkaç kuruşluk gerileme olduysa da, biraz daha gerilemeyecekleri kısa zamanda gün ışığına kavuştu.
Bu sabah Dolar kuru 4.74, Euro kuru ise 5.46 TL’den işlem görmeye başlamıştı ve vatandaşlarımız Liramızın yabancı paralar karşısında kaybettiği değerin olumsuz yansımalarını gün geçtikçe daha çok hissediyor. Satın alma gücünün erimesi milyonlarca dar gelirlinin refahsızlığını büyütürken, işsiz vatandaşlarımızın nasıl geçindikleri hususu da daha çok endişelendiren boyutlara ulaşmıştır.
Sebze ve meyvenin çok bol olduğu mevsimde bulunmamıza rağmen, bu piyasadaki fiyatlarını soranlar “Fiyatlar, sanki Dolar ve Euro ile yarışıyor!” demekten kendilerini alamıyorlardı ve bu yakınmalarını dinlerken kendilerine hak verdim. Bugün, piyasada satışa sunulan bazı sebze ve meyvelerin fiyatları şöyleydi: Domates 6.00, Salatalık 2.00, Marul, 3.50, Biber 4.00, Havuç 7.00, Kayısı 5.00, Kiraz 7.50, Erik 6.00, Üzüm 6.50, Fasulye 6.00, Muz 8.50 TL.
Yukarıda sıraladığım sebze ve meyveler, herhalde dış ülkelerden ithal edilmemişlerdi. Üreticinin cüzi bir fiyatla tüccarlara sattığı ihtiyaç kalemlerinin fiyatlarındaki bu anormal yükselişe, doğrusu anlam veremiyorum. Rekabete dayalı olarak ifade edilen Serbest Piyasa Ekonomisinin “Biz dilediğimiz fiyata satarız..” diye algılandığı gerçeğiyle karşı karşıyayız ve maalesef bu konuda denetim mekanizması işletilememektedir.
Gıda fiyatlarında da durum aynıdır ve bazı hemşerilerimin belirttikleri gibi, bu ihtiyaç kalemlerinin fiyatı da adeta Dolar ve Euro ile yarışıyor kanısındayım. Yaklaşan seçimler nedeniyle koşuşturan zevat, halkımızın refah durumunun ne olduğunu hiç mi merak etmezler?. Halkımızın hayat pahalılığından kurtaracak çözümleri varsa nelerdir?..
Geçtiğimiz süreçte halkımızın şu anki en önemli gündemi, içinde bulunduğu ekonomik koşullardır ve ülkemizi yönetmeye talip olanlar, ne hikmetse çok elverişsiz olduğu tartışılmaz olan söz konusu koşullara ne tür gerçekçi çözümler üreteceklerinden bahsetmiyorlar. Gerçekçi çözümler diyorum, çünkü; halkımız lafla peynir gemisinin yürümediği görüşünü paylaşıyor.
YORUMLAR