Ülkemizde milli gelir dağılımında adaletsizlikler söz konusudur ve bu adaletsizliğin en önemli halkasını ücret dengesizliğinin teşkil ettiğini bilmeyen yoktur kanımca da… İşsiz olan yurttaşımız sayısı yaklaşık 8 milyon diye dile getiriliyor ve ben daha da yüksek olduğunu düşünüyorum ifade edilen bu rakamın… Milyonların işsiz olduğu ülkemizde sağlıklı bir kalkınmayı gerçekleştirmek imkansızdır elbet ve bunca insanımıza ne zaman ekmek kapısı aralanarak ekonomiye kazandırılacakları noktasında bir tahmin yapma şansımız da yok maalesef…
Açlık sınırına yönelik dile getirilen rakamlar ürkütüyor ve işsiz çocukları olan ailelerin gelirleri arasındaki büyük fark, çekilen ekonomik sıkıntının eşit koşullarda göğüslenmemesine sebebiyet vermekte… Yüksek ücret alan yurttaşlarımız sayısının az olmasına karşın asgari ücret ve asgari ücretin altında geliri olan yurttaşlarımızın sayısı çok fazladır ve yaklaşık 12 ,5 milyon emeklinin 10 milyonu ücret dengesizliğinin kurbanı olmaya devam ediyor, ücretlerle ilgili adil bir düzenleme yapılmadığından…
Her bireyimizin insanca yaşam koşuluna kavuşmak istemesi en doğal hakkı olmakla birlikte, ücretleri belirleyenler bu hakkın sadece kendilerine ait olduğu zihniyetiyle hareket ederek kendileri dahil bir azınlığı en mükemmel yaşam koşullarına sahip kılarak dar gelirlileri mağdur etmekteler sürdürdükleri acımasız tavırlarıyla… Oysa, yaşanan ekonomik sıkıntıların eşit koşullarda göğüslenmesini sağlayacak önlemler alınabilir istenirse… Ne var ki istenmediğinden bu konuda dile getirilen vatlar laftan öteye geçmemekte ve dar gelirlilerin mağduriyeti büyümektedir bu yüzden… Ücret dengesizliğini asgari düzeye indirgemek için uygulanabilecek üç formül vardır ve bunları; Bir müddet için ücretlere eşit oranda, yani seyyanen zam yapmak.- Ücret artışı yüzde üzerinden gerçekleştirildiğinde çok alana az, az alana çok vermek.- Ya da yine bir müddet için çok yüksek ücret alanların ücretine hiç zam yapmayarak onların ücretlerine yansıtılacak artışı dar gelirlilere aktarmak diye ifade etmek, yanlış olmaz kesinlikle…
Hayat pahalılığının ulaştığı gönül dağlayıcı boyutlar, süslü söylemlerle göz ardı edilemez ve göz ardı etme gayretlerine gösterilen büyük tepkilerde gözlemliyorum bu gerçeği… Emeklilerimize iki bayram ikramiyesi vermekle sıkıntılarının giderilemeyeceğini, ilgililer de biliyorlar ama haklı tepkilerin kulak bulmasını sağlayacak bir siyasi gücün olmayışı nedeniyle umursanmıyor haklı tepkiler… Temmuz ayı yaklaşıyor ve emeklilerin ücretine yapılacak zam oranında yaşanan mağduriyetin gereğince dikkate alınmayacağı görüşümü muhafaza ettiğimden, mağduriyetleri gün ışığında olan emekli yurttaşlarımızın bir siyasi parti kurmalarını önermek isterim tekrardan… 12,5 milyon emeklimizin 10 milyonu ücret dengesizliğinin mağdurudurlar ve her birinin iki oya sahip oldukları var sayıldığında, kuracakları bir “Emekliler Partisi”nin yapılacak her seçimi kazanma şansının çok yüksek olduğu gerçeği anlaşılacaktır mutlaka derken, ekonomik sıkıntıların eşit koşullarda göğüslenmesini sağlayacak önlemleri alması gerekenleri, uyarıyorum mağdurların beklentilerine tercüman olaraktan…
YORUMLAR