Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

YENİ NESİL,ZAMANE ÇOCUKLARI,ZAMANE YETİŞKİNLERİ

Zamane çocukları birkaç nesil

Zamane çocukları birkaç nesil öncesine göre daha farklı,daha zeki,daha agresif,daha hareketli,daha dikkatsiz, daha uyumsuz ve doyumsuzlar.

Zamane çocukları sokak, doğa iletişiminden uzaklar.

Bundan 150 yıl önce yazılmış bir aşk şiiri bugün de içimize dokunuyor ama gelin görün ki,

2000’den sonra doğmuş bir çocuğa Cahit Sıtkı Tarancı’nın ‘Çocukluk’ şiirini okusak soruları yağmur olur:

“Uçurtmam bulutlardan yüce,

Zıpzıplarım pırıl pırıldır.

Ne güzel dönüyor çemberim;

Hiç bitmese horoz şekerim!”

“Anneee zıpzıp ne, anneeee horoz şekeri ne demek, anneeee çember nasıl oyuncak?”

Geçmişte sokaklarda oynayan, kolay sosyalleşebilen çocuklar ne yazık ki artık gitgide daha farklı olmaya başladı.

Yapılan araştırmalar “yeni nesil çocukların” neşesiz, daha içine kapanık olduğunu ve odaklanamama sorunu yaşadıklarını ortaya çıkarıyor.Bunun sebebinin ailelerin çocuklarına karşı tutumlarından kaynaklandığını düşünüyorum.

“Aileler yok demeyi öğrenmeli”

Günümüzde geçim şartlarının ağırlaşmasıyla, evde kadın ve erkek eşit oranda çalışıyorlar.iş yerinde yorulan anne babanın, eve döndüklerinde aile büyüklerine ya da bakıcılara emanet ettikleri çocuklarına az vakit ayırmanın verdiği vicdani baskıyı maddi destekle kapatmak isteyerek çocuğun istediği her şeyi alma yoluna gidiyorlar.

Eskiden aileler çocuklarının değişik sözcükler çıkarmasına, oyunlar oynamasına sevinir ve bununla övünürdü. Ancak artık aileler tablet kullanabilen çocuklarıyla övünmekte, birbirlerine çocuklarının telefonlarla tabletlerle yaptığı işleri anlatmaktalar.

Çocuklar, doğar doğmaz televizyon izlemeye başladıkları için teknolojinin çoğu zaman yaydığı sevimsiz enerji ile neşesiz ve donuk hale gelmekte.

Bunun yanında aileler ‘hareketli’ olarak düşündükleri çocuklarını doktora götürerek DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Sendromu) teşhisiyle yatıştırıcı ilaçlar kullanılmasına neden oluyorlar.

Bu ilaçlar çocuğa neşesiz ve donuk bir hal kazandırıyor. Düzeltildiği düşünülen dikkat dağınıklığı esasında algı bozulmalarına yol açarak, donuk , ilgisiz bir nesil oluşmasına sebep oluyor.”

Yeni nesil şımarık.

Çocuğun Aynası Anne Babadır.

Geçmişin baskıcı,  ciddi, soğuk ve resmi anne-babalarının günümüz anne-babaları üzerinde yarattığı olumsuz etki, yetişkinleri çocuklarıyla arkadaşlık etme hatasına düşürdü. Anne, baba ve çocuk arasında arkadaşlık ilişkisinin, gelecekte çocuğu disipline etme açısından ebeveynlere ve topluma ciddi sıkıntılar yaşatacağı yönünde ilerleme söz konusu.

Günümüz yetişkinlerinin, geçmişinde yaşanmamışlıklarının getirdiği eksiklik ya da hiçlik duygusunu çocukları üzerinde tamir etme çabası da cabası oldu. Çocuğun her istediğini almak, her istek ve talebini koşulsuz yerine getirmek, “özgüveni gelişsin” cümlesi ardına gizlenerek, çocuğu her lafın ve olayın başkahramanı haline getirmek  en sık yapılan hataların başında geliyor.

Tüm bu hataların sonucunda ortaya çıkan tablodaki şımarık çocuğun aynasının anne babası olduğunu görüyoruz.

Evet, çocuklar eskisi gibi değil ama büyüklerimiz de öyle.

Zamane yetişkinlerinin vakti yok.Daha çok hırsları var.Daha çok kandırıyorlar.Birbirlerine güvenleri az.Psikolojileri hep kötü.Sürekli bir stres hali.Sorunları çözmek yerine üstünü örtmek gibi yöntemlere yöneliyorlar.Mutlu değiller.Onlar için başkalarının sorunları az,önemsiz.Çabuk eleştiriyorlar.Komşu ziyaretleri,arkadaş sohbetleri azaldı.En başta dizileri var.TV ve bilgisayar bağımlılığı var.

Tüm bu saydıklarım arasında nasıl çocuk yetiştireceğiz?

Farkında olmalıyız.Fark etmeliyiz.Çocuğun kendi başına bir şeyler yapmasını desteklemeliyiz.Onu yönlendirerek yönergeleri vermeliyiz.

Sorumluluk almayı öğretmeliyiz onlara.

Çocuklara yaşlarına ve gelişme düzeylerine göre sorumluluk verilmelidir. Sorumluluğun çocuğa ait düzenli görevler olduğu unutulmamalıdır. Sorumluluğu yerine getirmeyen çocuğun olumsuz etkilenen yaşam alanı, aile tarafından tolere edilmemelidir. Örneğin oyuncaklarını toplama sorumluluğunun kazandırılması hedeflenen çocuğun oyuncakları,  ebeveyn tarafından toplanmamalıdır. Sorumluluk vermek için, ileri yaşların beklenmesi de doğru değildir. Bu tutum, hem ailenin hem de çocuğun zorluklar yaşamasına neden olur. Bu nedenle, çocuğa 2-3 yaştan itibaren kolaydan zora doğru bir takım sorumluluklar verilmeye başlanmalıdır.

Sözünüzde durun.Eğer bir söz verdiyseniz lütfen bunu yapın.Lütfen çocuğu basite almayın.Eleştirinizi kişilere değil olaylara yapın.Olumsuz bir davranış hemen düzelmez.Çocuğa sadece problem durumlarında öğüt vermeyin.Konuşun.Çocukların anlamadığını düşünüyor olabilirsiniz ama emin olun ki onlar sizi çok iyi anlıyor.

Korku kültürü oluşturmayın.Ebeveynler,özellikle anneler,çocukların problemlerini çözemediklerinde korku durumunu kullanırlar.Korkutulan çocuk aynı zamanda korkutmayı da öğrenir.Çünkü yaşam şekli halıne getirir.

Unutmayın çocukların korkuya değil disipline,sınırlamaya ihtiyacı var.Zamane çocukları sınırları zorlamakta usta oldukları için bütün imkanları kullanmak isterler.

Çocuklar kendi kendilerini eğlendirebilmelidir:

Bir çocuğun kendi kendine yetebilmesi ve her an tüm ilgiyi üzerinde toplamaya çalışmaması önemlidir. Annesi bir şeyle meşgulken kendi kendine oyun oynayabilmelidir çocuk, yoksa her seferinde ağlama krizi, tepinme ya da bağırmalarına katlanmak zorunda kalırsınız. Onu sevdiğinizi bilsin ama sadece onunla ilgilenemeyeceğinizi de!

İşte bu yüzden Çocuğunuzu ihmal etmeyin başınıza dert olacaktır.Çok fazla eleştirmeyin,kendine olan güveni gelişmeyecektir.Çocuğunuzu konuşturmazsanız sıkıntısını başka yollarla anlatmayı deneyecektir.Soğuktan korursanız bağışıklık sistemi gelişmeyecektir.

Unutmayın bir çocukmuş gibi davranın ama bir yetişkin gibi konuşun.Çocuk anne ve babanın birçok özelliğini aldığı gibi,gözle görülmeyen  özelliklerini de alır.

Çocuklarınızın kritik dönemlerine dikkat edin ve öğrenin.Kazanması gereken alışkanlıkları zamanında,eksiksiz kazandırmaya çalışın.

Zamane yetişkinleri,

Lütfen unutmayın!

Önemli olan sorunlarınızın ağırlığı değil,sizin gücünüzdür.

Ne yapabilirimi düşünün.Listenizi hazırlayın.Doğru insanlarla doğru iletişime önem verin.

Çözülemeyecek problem yoktur.

Faydalı olması dileğimle…