Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Dicle Elektirik Reklam

ZENGİNLERİ DİNLEMEK!

Zenginleri dinlemek, sohbetlerinde bulunmak,

Zenginleri dinlemek, sohbetlerinde bulunmak, hikmetli sözlerini beyinlere nakşetmek gerekir! (Kişi akıllı, bilgili, hikmetli, marifetli olmasa zaten zengin olamaz!) diye bir deyim var mı, yok mu bilemiyoruz amma, yoksa da bu kuralı biz getiriyoruz. Bizim Siirtçe lisanımızda (Il dolement arambarok, ıl fakir mın esep celok) diye bir deyimimiz vardır. (Zengine mübarek olsun, fakir nereden buldun) şeklinde tercüme edilebilecek bu söz gerçekten anlamlı ve hikmetlidir. Bunun örneği vardır. Fakir Siirtli bir genç, ne yapıp ne edip bir zamanlar moda olan bir ŞOVALYE YÜZÜK almış, parmağına takmış. Gencin parmağında yüzüğü görenler hep sözleşmiş gibi (Nereden buldun, nereden geldi) diye sormaya başlamışlar. Genç dayanamayıp, Karun kadar zengin bir Siirtlinin adını vererek söylenmiş:

-…….. oğlunun elinde bu yüzüğü görseniz (nereden geldi) diye sorar mıydınız. Olsa olsa (Mübarek olsun, çok yakışmış) derdiniz. Belli ki, benim elime yakıştırmıyorsunuz! demiş ve yüzüğü parmağından çıkarmış, bir daha da takmamış!

Zenginleri kutsayıp, fakirleri hor görürken, zengin konuşunca sözünde hikmet ararken, her ne konuşursa (isterse saçmalasın), (ne güzel, ne kadar hikmetli konuşuyor. Boşuna zengin olmamış) derken, fakir gerçekten hikmetli konuşsa bile yine Siirtçe (ROH VEDDİ COOK! ROH, BUL U NEM!) deriz. Bu deyimin anlamını bilenler zaten biliyorlar, bilmeyenler, bilenlerden öğrensinler!

Toplum olarak gerçekten böyleyiz. Nasrettin Hoca’nın bir anekdotunda dediği gibi devir (YE KÜRKRÜM YE!) devridir. Dün de böyleydi, bugün de böyledir. Anlaşılan o ki yarın da öyle olacak! Bu açıdan zenginlerin sözleri değerlidir, hikmetlidir, isabetlidir! Bir deyimimiz var (DELİDİR, NE DERSE YERİDİR) denilir ya! Aslında bu sözü (ZENGİNDİR, NE DERSE DOĞRUDUR) şeklinde değiştirmek gerekir.

Evet, kulaklarımızı açalım ve zenginlerimizin hikmetli sözlerine kulak verelim! Keşke, zenginlerimiz cesaret etseler de GERÇEKTE NASIL ZENGİN OLDUKLARINI ANLATMAYA YÜZLERİ OLSAYDI!!!

ANEKDOT

Akşehir’in beyleri Hoca’yı yemeğe davet etmişler. Hoca nereden bilsin; davete, günlük kıyafetiyle katılmış. Katılmış ama ne hoş geldin, ne sefa getirdin diyen var. Herkes, allı pullu kıyafetlilere el pençe duruyormuş. Hoca, bir koşu evine giderek, sandıktaki işlemeli kürkünü giyip yemeğe geri dönmüş. Az evvel hoş geldin bile demeyenler, önünde yerlere kadar eğilmişler. Hoca’yı, yere göğe sığdıramayıp başköşeye oturtmuşlar. Kuzunun en hasını önüne koymuşlar. Herkes Hoca’nın yemeğe başlamasını bekliyormuş. Hoca, bir taraftan kürkünün kolunu sofrada sallamaya, bir taraftan da:

-“Ye kürküm ye, ye kürküm ye!” demeye başlamış.

-İlahi Hoca, kürkün yemek yediğini kim görmüş? diyecek olmuşlar.

Hoca taşı gediğine koymuş:

-Kürksüz adamdan sayılmadık… İtibarı o gördü, yemeği de o yesin!