FETÖ deyip geçmemek, 15 Temmuz 2016 öncesinde yaşananları unutmamak lâzım. Özellikle de 17/25 Aralık 2013’ten önce yaşananları! Hani, birileri kahraman ordumuza kumpaslar kurarken ve şanlı ordumuzun kahraman ATATÜRKÇÜ subayları Ergenekon, Poyrazköy, Askeri Casusluk gibi davalarla ellerine kelepçeler takılıp cezaevlerine tıkılırlarken, Devletin HAREM-İ İSMETİ HÜKMÜNDE OLAN KOZMİK ODALARA girilirken, Türkiye Cumhuriyetinin 26. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ 2012 yılında TERÖR ÖRGÜTÜ KURMAK VE YÖNETMEK SUÇUYLA TUTUKLANIRKEN, FETÖCÜ KANSIZ SAVCILARI, HÂKİMLERİ ALKIŞLAYANLAR KİMLERDİ. Bu savcılar, hâkimler, kimlerin imzalarıyla göreve atanmışlardı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖCÜ oldukları için tutuklanarak cezaevlerine tıkılan generalleri, valileri, kaymakamları, rektörleri, hâkimleri, savcıları ve aklınıza gelebilecek daha nice yüksek düzeydeki bürokratları bu görevlere kimler getirmişti. Kimlerin imzalarıyla bu görevlere atanmışlardı. Araştırmadan(!), soruşturmadan(!) bu FETÖCÜLERİ devletin en üst bürokrat kademelerine tayin edenler kimlerdi. Bunların FETÖCÜ olduklarını bilmiyorlar mıydı! Yoksa, onları kullanmak için mi bu makamlara getirmişlerdi. Kumpas davaların savcıları, hâkimleri, avukatları kimlerdi!
Evet, 15 Temmuz 2016’da Türkiye Cumhuriyeti, ABD menşeli bir darbeyle karşı karşıya kaldı. Bu darbede maşa olarak kullanılan ise FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) oldu. Zaten, onların kucağında büyümüştü! Ancak, bu terör örgütünün yıllar içinde ve bir darbeye kalkışacak kadar güçlenmesinin önünü açan birileri vardı. İşte o birilerinin adı (FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞIDIR!)
Darbe girişiminden yıllar geçti. Bu arada sayıları yüzbinlerle ifade edilen örgüt mensupları yakalanarak derdest edildiler. FETÖNÜN tesislerinde çaycılık yapanlar bile tutuklanıp, sorgulandılar ama her ne hikmetse bir türlü SİYASİ AYAĞI ortaya çıkmadı, çıkarılamadı veya çıkarılmak istenmedi!
Bütün bunları görüp bildikten sonra, 17/25 Aralık 2013 yılına kadar FETÖ’YÜ kollayıp gözetenler, palazlandırıp, güçlendirenler için biz de büyük şair NEDİM’İN bir beytinden esinlenerek soruyor ve diyoruz ki:
“Mest-i nâzım kim büyüttü böyle bî-pervâ seni
Kim yetiştirdi bu gûnâ servden bâlâ seni”
Yazımızı noktalarken anımsatmakta yarar görüyoruz. Hani, bir deyim vardır. “Ders alınsa, tarih tekerrür etmezdi” denilir ya! Biz de yetkililere ve ilgililere diyoruz ki FETÖ’CÜLERDEN KURTULDUK DERKEN, METÖCÜLERE SARILMAYIN!!!