Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Fatih ARITÜRK
Fatih ARITÜRK

18 ARALIK DÜNYA GÖÇMENLER GÜNÜ VE ÜLKEMİZDEKİ GÖÇMENLER!

18 Aralık günleri Birleşmiş Milletler tarafından “Uluslararası Göçmenler Günü” olarak ilan edilmiştir. Günün amacı düzenlenecek etkinlikler ile göçmenlere karşı önyargıların önüne geçilmesi, toplumsal tansiyonun düşürülmesi, göç ve yabancı kavramlarının kültürel zenginlik çerçevesinde vurgulanması ve sosyal uyuma katkı sağlanmasıdır. Dünya genelinde göçmenlere tanındığı iddia edilen haklara riayet edildiği, elbette koca bir yalandır!

BM Uluslararası Göçmenler Gününün amacı dünya çapında göçmenlerin ve yerinden edilmiş insanların yaşadıkları ekonomik, siyasi, psikolojik ve hukuksal sorunlarına vurgu yapmaktır. 18 Aralık günü, uluslararası kamuoyunun dünya çapında göçmen haklarını tanıdığı gün olarak da bilinmektedir.

İlk defa 1997 yılında Filipinli ve Asyalı göçmen organizasyonları arasında 18 Aralık günü Uluslararası Göçmen Dayanışma Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır.

18 Aralık’ın göçmenler günü olarak seçilmesinin sebebi, bu tarihte BM Genel Kurulu’nda Uluslararası Göçmen İşçiler ve Ailelerinin Haklarını Koruma Konvansiyonu’nun imzalanmasıdır. Konvansiyon, dünya çapındaki göçmen hakları savunucularının verdiği uzun mücadelenin ve devletler arası müzakerelerin önemli bir sonucu olarak görülmektedir.

İlk Uluslararası Göçmenler Günü etkinlikleri Filipinler’in başkenti Manila’daki BM binasında, yerel idareciler, yabancı diplomatlar ve uluslararası sivil toplum örgütleri temsilcilerinin katılımıyla yapılmıştır.

18 Aralık günü, BM tarafından resmi olarak 2000 yılında “Uluslararası Göçmenler Günü” olarak kabul edilmiştir.

Birleşmiş Milletlerin (BM) rakamlarına göre 2. Dünya Savaşından sonra en büyük insanlık göçü günümüzde yaşanmaktadır. Dünya genelinde 65 milyon insan silah zoruyla, 230 milyon insan ise değişik nedenlerle ülkelerini terk etmek zorunda kalmış bulunmaktadır. Halen 150 milyon yardıma muhtaç insan vardır. Türkiye, 7 milyona yakını Suriyeli olmak üzere 10milyon göçmene ev sahipliği yapmaktadır.

Ülkemizde 300 bin dolaylarında Iraklı, 165 bin kadar Afganistanlı, 30 binin üzerinde İranlı, 50 bine yakın Pakistanlı ve Somalili göçmen barınmaktadır. Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD göçmenlere sınırlarını kapatmış durumdadırlar. Türkiye olarak göçmen kaçakçılığıyla mücadelede Dünyanın Jandarmalığını yapıyoruz!

Avrupa Birliği (AB), Türkiye’ye Suriyeli sığınmacılar için 3 milyar Euro’luk yardım vaat etmişti. Vaat edilen paranın ödenip ödenmediği konusunda muğlaklık var. Bizim yetkililer (ÖDENMEDİ) derlerken, AB yetkilileri (ÖDENDİ) demekte ve Ankara’nın sürekli yardım gönderilmediği yönündeki şikâyetçi tavrından rahatsızlık duyduklarını belirtmektedirler.

Nitekim bu konudaki eleştirilere yanıt amacıyla AB kaynakları, Türkiye’deki Suriyelilere yönelik yardım planına ilişkin verileri paylaştılar. Buna göre; Türkiye’ye bugüne değin 652 milyon Euro gönderildiği, bunun 467 milyon Euro’sunun harcandığı vurgulandı ve toplamda 2 milyar 239 milyon Euro’nun hangi yardım projelerine dağıtılacağı belirlendi. Dolayısıyla Türkiye’ye yapılacak toplam 3 milyar Euro’luk yardım paketinden 761 milyon Euro’luk kısım için henüz Brüksel’in nasıl harcama yapacağı şekillenmedi. Ancak bunun dışındaki maddi yardımı, kalem kalem kimin, nasıl ve hangi projede kullanacağı tespit edildi. Bu kalemlerde AB’nin, yardımların ulaştırılmasında özellikle Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki kuruluşları tercih ettiği gözlendi.

Evet, Türkiye’de 10 milyona yakın göçmen barındırılmaktadır. Yetkililerimiz, işin parasında olmadıklarını, göçmenleri (ENSAR) ve (MUHACİRİN) anlayışı çerçevesinde kotardıklarını iddia ededursunlar. Bu durumda göçmenler için (MUHACİRİN!) deyimini rahatça kullanabiliriz. Türk Milleti ise (ENSAR!) konumundadır.

AKP iktidarı döneminde bütün işlerimizde DİNİ REFERANS kullanmak alışkanlık haline gelmiştir. Eğer dini referans alacaksak, bir ayet-i kerime meali alini de anımsatarak, yazımızı noktalamak en iyisi olacak:

“Allah, kimseyi gücünün yetmeyeceği bir şeyle mükellef tutmaz.”

Şimdi soralım, kendi muhtaç bir dede konumunda olan Türkiye’nin 10 milyon göçmeni gerçek anlamda ve normal ihtiyaçlarını giderecek şekilde barındırmaya gücü var mı!!!

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER