19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal Paşa’nın (ATATÜRK) olarak doğduğu tarihtir. Bu yıl 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramının YÜZÜÇÜNCÜ YILINI KUTLAYACAĞIZ. 103 yıl dile kolay! Bu aziz vatan son YÜZÜÇ YIL İÇİNDE NELER YAŞADI, NELER GÖRDÜ!
Bilindiği gibi 15 Mayıs – 21 Mayıs arası günler GENÇLİK HAFTASI olarak kutlanır. Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK, gençleri ne kadar önemsediğini, onlara ne kadar güvendiğini BÜYÜK NUTKU’NUN SONUNDAKİ “GENÇLİĞE HİTABESİYLE” açık bir şekilde vurgulamıştır. ATATÜRK, kurduğu Cumhuriyeti siyasilere, bürokratlara, hâkimlere, hekimlere, öğretmenlere, tüccarlara, bankerlere, mucitlere, köylülere, esnaflara hatta POLİSE, JANDARMAYA, ORDUYA emanet etmek ihtiyacını hissetmemişken, neden, GENÇLERE EMANET ETMİŞTİR. Bunu iyi düşünmek, iyi irdelemek lâzımdır.
19 Mayıs’ın, “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanması ilk defa 1937 yılında gerçekleşmiştir. Bunun ilginç bir anısı vardır. Bu anıyı öğrenmek, en azından Bayramı kutlamak kadar önemlidir.
1936 yılında, 19 Mayıs günü Atatürk Dolmabahçe Sarayında yanında Şükrü Kaya, Ruşen Eşref, Kılıç Ali, Salih Bozok, Mehmet Seydan ve Nuri Conker’den oluşan yakın çevresiyle oturmaktadır. Yanında oturanlara sorar ve:
-Bugün, günlerden ne? der, önce içinde bulunulan günü (haftanın hangi günü ise) söylerler.
Atatürk, soruları sürdürür:
-Peki, bugün ayın kaçı?
-19 Mayıs! cevabını alınca, yine sorar:
-Bugün, ne oldu, söyleyin bakalım?
Atatürk’ün yanındakilerden her biri bir başka şey söyler. Ama hiç birinin verdiği cevap, Atatürk’ün beklediği cevap değildir. Bunun üzerine Atatürk, biraz kızar gibi olur:
-Bugün, 1919 yılında, Samsun’a çıktığım gündür. Asıl Bayram yapılması gereken gün de bugündür.
İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Atatürk’ün bu sözünü bir emir olarak telakki eder ve 1937 yılında, 19 Mayıs günü ilk defa Gençlik ve Spor Bayramı kutlaması gerçekleştirilir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçek doğum tarihi kesin olmamakla beraber, 18 Ekim 1922 tarihinde düzenlenen nüfus kayıt belgesinde 4 Ocak 1881 olarak geçmektedir. Ancak biz biliyor ve inanıyoruz ki, Mustafa Kemal’in (ATATÜRK) olarak doğuş tarihi 19 Mayıs 1919’dur.
“Orta boylu mavi gözlü buğday tenli” olarak tanımlanan Mustafa Kemal (ATATÜRK) için 18 Ekim 1922 tarihli ilk nüfus kaydında: “Balada isim ve şöhreti ve hal ve sınıfı muharrer olan Gazi Mustafa Kemal Hazretleri Devlet-i Aliyye’nin tabiiyetini haiz olup ol suretle ceride-i nüfusta mukayyet olduğunu müşir iş bu tezkere ita kılındı” ifadeleri yer almaktadır.
Aynı belgede Mustafa Kemal’in ailesi hakkında da şu bilgiler veriliyor: “İsim ve Şöhreti: Gazi Mustafa Kemal Hazretleri Pederi ismiyle Mahall-i İkameti: Tüccardan Ali Rıza Validesi İsmiyle Mahall-i İkameti: Zübeyde Hanımefendi Tarih ve Mahall-i Veladeti: Selanik sene 1296 Bin iki yüz doksanaltı Dini: İslam Sanat ve Sıfat ve Hizmet ve İntihap Salahiyeti: Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi ve Başkumandan Müteehhil ve Zevcesi Müteaddit Olup olmadığı: Mücerret” bilgilerine yer verilmektedir.
Bu bir gerçektir ki, daha önce birçok savaşlarda üstün yararlıklar göstererek şöhrete ulaşmış ve milletin gönüllerinde taht kurmuş olmasına karşılık, Mustafa Kemal’i (ATATÜRK) yapan tarih 19 Mayıs 1919’dur. Yani, vatan topraklarını düşman istilasından kurtarmak için Samsun’a ayak bastığı gündür.
Taşların bağlandığı ve itlerin salındığı ortamda, ATATÜRK’E HAKARET EDEREK PRİM YAPMAK İSTEYEN EDEPSİZLER, olabilir. Ancak Türk Gençliğinin ATALARINI sahiplenmesi karşısında bundan böyle ATATÜRK DÜŞMANLARI meydanın boş olmadığını anlayacak ve artık KÖPEKLER GİBİ HAVLAYAMAYACAKLARDIR!
Bugünkü yazımızı ATATÜRK’ÜN, TÜRK GENÇLİĞİNE HİTABESİ’Nİ (Orijinal Metin) Meclis’e hitabındaki mukaddimesiyle sunarak noktalayalım:
“Saygıdeğer Efendiler, sizi günlerce işgal eden uzun ve teferruatlı nutkum, nihayet geçmişe karışmış bir devrin hikâyesidir. Bunda milletim için ve gelecekteki evlâtlarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek bazı noktaları belirtebilmiş isem kendimi bahtiyar sayacağım.
Efendiler, bu nutkumla, millî varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, istiklâlini nasıl kazandığını, ilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan millî ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım.
Bugün ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çekilen millî felâketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir. Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum.”
Evet, 19 Mayıs Perşembe günü Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın 103. Yıldönümü. Aynı zamanda MUSTAFA KEMAL’İN (ATATÜRK) OLMASININ YOLUNU AÇAN MUTLU BİR GÜN.
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN BÜYÜK ATATÜRK…
ANEKDOT
Vatanımızın kurtarıcısı ve Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN bir ara boyunun 168 cm. mi, 174 cm. mi olduğu tartışma konusu olmuştu. Sonunda Genelkurmay başkanlığı, tartışmalara nokta koymak için internet sitesinden konuya açıklık getirdi.
Genelkurmay’ın internet sitesindeki “ATATÜRK KÖŞESİ”NDE yer alan bilgilere göre Atatürk’ün boyunun 1.68 değil, 1.74 cm olduğu vurgulamaktaydı.
Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlanan Atatürk Sitesinde Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatından mesajlarına kadar birçok bilgiye yer veriliyor. Genelkurmay Başkanlığının internet sitesindeki “Atatürk Köşesi”nden girilen sitede, Atatürk ün, hayatına ve savaşlarına dair bilgiler bulunmakta.
Sitede, en çok dikkat çeken husus ise Atatürk’ün boyu, kilosu ve ayakkabı numarası. Genelkurmay, Atatürk’ün boyunun kısa olduğu yönündeki iddialara özlük belgeleri yayınlayarak adeta yanıt vermekte. Belgelerde Atatürk’ün boyu bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 cm, kilosu 74-76 kg, ayakkabı numarasının ise 42 olarak açıklanmış.
Genelkurmay’ın sitesinde yazılanlar tarihçileri ikiye bölmüş durumda. Kimileri hala Atatürk’ün boyunun 1.68 cm. olduğu iddialarını sürdürüyorlar. Kimileri ise Genelkurmay sitesindeki bilgilerin belgelere dayalı olması açısından daha muteber olacaklarını savunmaktalar.
Boyu ister 1.68, ister 1.74 olsun, ne fark eder. ATATÜRK, bu milletin gönlünde taht kuran, vatanımızı düşmanların işgalinden ve zulümlerinden kurtaran MAVİ GÖZLÜ DEVDİR.
Biz büyük ATATÜRK’Ü böyle bildik, böyle tanıdık, hep böyle bileceğiz, böyle tanıyacağız. Mekânı cennet olsun!