Sayın Cumhurbaşkanının faiz konusundaki söylemlerinin ülkeyi sıkıntıya soktuğu bir gerçek.. Bu kadar yüksek faizle ülkenin kalkınması mümkün değil.. Doğru ama Sayın Cumhurbaşkanının (faiz sebep, enflasyon ise sonuç) açıklaması çok tuhaf.. Faiz, kesinlikle bir sebep değil, ekonomileri iyi olmayan ülkeler için çok net bir sonuçtur ve ülkece bunun sıkıntısını her bir bireyimiz ayrı/ayrı fazlasıyla ödüyor..
Bir ülkede faizler ne kadar yüksek olursa o ülkenin ekonomisi de bir o kadar sorunlu demektir.. Öyle, talimat vermekle de faizler düşmüyor.. Faizleri düşürmek için ekonomiyi düzeltecek, üretime dayalı bir ekonomik sistem geliştireceksiniz..
Sayın Erdoğan Avrupa ülkelerinden, Amerika’dan ve Japonya’dan örnekler vererek o ülkelerde faizlerin neredeyse sıfır olduğunu belirtiyor.. Bu da doğru ama o ülkelerin ekonomileri gerçekten güçlü olduğu için, faizler de doğal olarak yüksek değil..
Faizle işi olanlar borçla yaşayan aileler ve ülkeler olur.. Aile ya da Devletin genel gelirleriyle ay sonunu getirebilenlerin, yani borç almayanların faizle ne işi olsun ki?
Ama borç alan biriyseniz size borç veren her kimse masaya önce faizi koyacaktır ve miktarını da tayin ederek istediği yüksekliği belirleyecek ve eliniz buna mahkûm der.. Dahası, işine gelirse; ister al ister alma diyecek..
Aile bütçesi ile Devlet bütçesini yönetmenin farkı ne? Rakamlar biraz küçük ya da büyük, idare etme anlamında çok da farklı değil.. Ya döker saçarsınız ya da gelir/gider dengesini sağlayan bir harcamada bulunursunuz..
Gelir/gider dengesini sağlayamaz ve geliriniz giderinizi karşılayamayacak bir harcamaya yönelirseniz borçlanmak zorunda kalırsınız ve o noktada tabii ki faizle karşılaşırsınız.. Yoksa, harcama dengesi düzenli olanların faizle hiçbir işi olamaz..
Ülkeler de bu şekilde.. Onların da gelirleriyle/giderleri dengeliyse o ülkede faizler düşük olacaktır.. Faiz yüksekliğini borç aldığınız taraf belirler.. Borç almak durumundaysanız faizin yüksekliğini tartışamazsınız bile.. Faiz borçlanmanın bedelidir.. Borç alıyorsanız borç verenin istediği faizi de vermek zorundasınız..
Ülkemizde faizler yüksek mi diyecek olursak; Evet, inanılmaz yüksek.. Gerçekten bu faizle Türkiye’nin kalkınması mümkün değil.. Eğer birileri bu yüksek faize rağmen, ülkenin kalkındığını iddia ediyorsa kendisiyle çelişiyor demektir.. Ülkenin bütçesini borçla döndürüyorsanız faiz kaçınılmazdır.. Bir de dünya da faiz lobisi var ki; bunların da işi faizden para kazanmaktır.. Resmen uluslararası tefecilik yapıyorlar.. Ancak kimseye de zorla borç vererek faiz almıyorlar.. İhtiyacı olan gidip buluyor ve yüksek faizle borç alıyor.. Bu bir ekonomik işleyiş… Borç varsa faiz de vardır..
Faiz lobisinin kıskacından kurtulmak elbette mümkün.. Bütçenizi dengeli bir harcama modeliyle idare edebiliyorsanız hiç işiniz olmaz bu lobiyle.. Gelir/gider dengesi, faizi de faiz lobisini de bitirir..
Ülkemizde faizin düşürülmesi için uygulanan siyasi girişimleri biliyoruz.. Faiz lobisi bir bakanı yedi ve istediği yükselmeyi de sağladı ve hatta daha da yükselmesi için uğraşıyorlar.. Ancak yönetim demeç verme ve mesaj yayınlama dışında ortaya hiç bir icraat koyamıyor ve bu icraat gerçekleşmeyince de faizler de doğal olarak düşmüyor.. Yüksek faizle de ülke kalkınması gerçekleşemiyor.. Faiz lobisi para kazanıyor.. Türkiye’de dünyada en fazla faiz ödemesi yapan ülkeler sıralamasında listenin üst sıralarında yer alıyor..
Özetle, ekonomisi iyi, bütçesi dengeli olmayan ve borçla ay sonunu getiren aile ve ülkelerde faiz kaçınılmazdır ve yüksekliğini/düşüklüğünü borç aldıklarınız tayin ederler.. Faizler düşsün hatta sıfırlansın diyorsanız şayet, üretim yaparak ülkenin gelirlerini artırmak, giderlerini de azaltmak durumundasınız.. Gerisi sadece boş lâf!..