Miladi takvime göre Peygamber Efendimiz Hazret-i MUHAMMED’İN (O’na al ve ashabına salat ve selam olsun) dünyaya teşrifleri 20 Nisan 571 tarihinde vuku bulmuştur. Geçmiş yıllarda MEVLİT KANDİLLERİ hep Hicri takvime göre kutlanırdı. Ancak, Diyanet İşleri Başkanlığı 1989 yılından itibaren (KUTLU DOĞUM HAFTASI) adı altında etkinlikler düzenlemeğe başlamış, Peygamber Efendimiz Hazret-i MUHAMMED’İN (O’na al ve ashabına salat ve selâm olsun) miladi takvime göre 20 Nisan gününe denk gelen dünyaya teşriflerinin kutlanmasını bir haftaya yaygınlaştırılmıştı. Dünyanın hiçbir İslam ülkesinde böyle bir haftanın kutlanması yokken, Diyanet İşleri Başkanlığının aklına böyle bir uygulamaya gitmek nereden düşmüştü!
Yüce ALLAH’IN (Celle Celelühü) HÂDİS-İ KUTSİ DE “LEVLAKE, LEVLAKE LEME ĞALAKTUL EFLAKE = “SEN OLMASAYDIN, SEN OLMASAYDIN FELEKLERİ YARATMAZDIM!” diyerek kıymetinin sonsuzluğunu ilân ettiği HAZRET-İ MUHAMMED’İN dünyaya teşrifleri, şüphesiz kutlanmaya değen en önemli olaydır.
Şunu da belirtelim ki, dünyada bugün adı en çok anılan, hakkında şiirler, kitaplar yazılan en büyük önder de HAZRET-İ MUHAMMED’tir. Hazret-i Muhammed’in adının anılmadığı bir saniye bile yoktur. Bu durum “VE RAFALENE ZİKREK” ayetinin tecellisidir. Elips olan dünyamızda hemen her saniye mutlaka bir yörede ezan okunmakta, namaz kılınmakta, tesbihat ve zikir yapılmaktadır. Yani, günün 24 saati dolu-dolu geçmektedir.
Müslümanlar, zaten her an ve her saniye HAZRET-İ MUHAMMED’İN ADINI ANMAKTADIRLAR. Unutmayalım, özellikle milletimiz, yeryüzünde HAZRET-İ MUHAMMED’İ en çok seven millettir ve hep böyle olmağa devam edecektir…
Söz takvimlerden açılmışken, anımsatmakta yarar var. Bize özel üç takvim bulunmaktadır. Bunlar MİLADİ, HİCRİ ve RUMİ TAKVİMLERDİR.
Hicri takvime göre yapılan uygulamaların sebeplerini anlatan bir anekdotu vardır. Bilindiği gibi yıl içinde önemli günler, geceler bulunmaktadır. Öyle anlatılır ki, YÜCE ALLAH (Celle Celelühü) ayları yaratınca, aylar lisan-ı hal ile dile gelmişler. Mübarek günlerin, gecelerin kendi zaman dilimlerinde olmalarını istemişler. Cenab-ı Allah da dualarını kabul etmiş. Böylece, miladi ayların her biri, mübarek gecelere, günlere dahil olmuşlar. Mesela Kadir Gecesini ele alalım. 33 yıl içinde mutlaka miladi ayların tümünde gerçekleşir. Miladi takvime göre Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve sair aylar mutlaka KADİR GECESİYLE şereflenirler.
2016 hain darbe girişiminden sonra anlaşıldı ki, KUTLU DOĞUM HAFTASININ ihdası aslında bir FETÖ PROJESİYDİ. Projenin amaçlarından biri 27 Nisan doğumlu FETÖ’NÜN (Fethullah Gülen) doğum gününü kutlamak yanında, 23 Nisan’da kutlanan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinliklerini de ekarte etmekti.
İslam dininin özünde olmayan bu gibi sonradan ilave etkinliklere dini terimle BİD’AT DENİLİR. FETÖ lideri Fethullah Gülen’in de doğum tarihi miladi takvime göre 27 Nisan gününe denk gelmektedir. İşte, Diyanet teşkilâtı içindeki KRİPTO FETÖCÜLER, Peygamber Efendimizin dünyaya teşrif tarihini bahane ederek, gerçekte Fethullah Gülen’in doğumunu kutluyorlardı.
2016 hain darbe girişiminden sonra 2017 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı “Kutlu Doğum Haftası Yönetmeliğinde” değişiklik yaptı. Yapılan değişiklikle “Kutlu Doğum” ifadesinin yerini “Mevlid-i Nebi” alırken HZ. MUHAMMED’İN doğduğu günü içine alan hafta Miladi Takvime göre değil, geçmiş yıllarda olduğu gibi yine Hicri Takvime göre kutlanmağa başlandı. Yani, 1989 yılında başlatılan (KUTLU DOĞUM HAFTASI) etkinliklerinden vazgeçildi, yanlıştan ve FETÖ KUMPASINDAN dönüldü.
Ancak, miladi takvime göre 20 Nisan 571 tarihinin yine de HAZRET-İ MUHAMMED’İN dünyaya teşrif günü olduğunu anımsayarak, bu güne özel bir önem vermemiz gerektiğini söylemekte yarar var. Bu düşünceler içinde (ŞEFAAT YA RESULALLAH) diyerek yorum yazımızı noktalayalım.
YORUMLAR