Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet ARITÜRK
Ahmet ARITÜRK

2022 ZAM YILI OLACAK!

Merkez Bankası, doların yükselişini frenlemek için bir ay içinde üç defa müdahalede bulundu. Ancak, yine de doların yükselişini önleyemedi. Bu satırlar yazıldığında asgari ücretin açıklanması bekleniyordu. Asgari ücretin açıklanmasıyla, doların tutmayan freninin patlayacağı belli. Memur, işçi ve emekli maaşları da 1 Ocak itibarıyla zamlanacak! Öyle anlaşılıyor ki Devlet, asgari ücretliye, emekliye, işçiye, memura çay kaşığıyla vereceğini, kepçeyle almanın hesabı içinde. Döviz kuru son üç ay içinde ikiye katlandı. Piyasada zam görmeyen tek emtia kalmadı. Zamma bile zam geldi!

Geçmişte tüpgaz kuyrukları vardı. Şimdi, İstanbul’da Halk ekmek büfeleri önünde EKMEK KUYRUKLARI uzayıp gitmekte. Düşünebiliyor musunuz, ekmeği 1 TL daha ucuza alabilmek için saatlerce kuyrukta kalmayı göze alan vatandaşlar var. Arabaların benzin kuyruğu için (zenginlik alameti) diyenler, acaba ekmek kuyrukları için ne gibi bir vecize yumurtlayacaklar!

Asgari ücretli, emekli, işçi, memur daha şimdiden alacağı zammın fazlasını ödemek durumunda kalmıştır. Ekonomi uzmanları (Bunlar daha iyi günlerimiz) dediklerine göre, 2022 yılının ZAM YILI OLACAĞI belli demektir.

Yüce Rabbimizden dileğimiz, milletimizi açlıkla sınamaması!

(BİRİ YER, BİRİ BAKAR, KIYAMET BUNDAN KOPAR!)

Dünyada yaklaşık 7,5 milyar insan vardır. Bu 7,5 milyarın 85 milyona yakını da Türkiye’de yaşamaktadır.

Gıdaya ulaşım açısından Dünyada üç grup insanlar vardır. Bunları (AÇLAR), (YARI AÇLAR) ve (TOKLAR) olarak sınıflandırabiliriz.

AÇLIK, yetersiz beslenme, bedenin gerekli ölçü ve türde besin alamaması durumudur. Dünya genelinde 1 milyar insanın AÇLIK ÇEKTİĞİ bilinen bir gerçektir. Açlık ve yetersiz beslenme tüm insanlığın ortak sorunudur. Sadece Türkiye’de günde 12 milyon ekmeğin çöpe gittiği söyleniyor. Dünya için bir genelleme yapılırsa çöpe giden ekmek sayısının 1 milyarı aştığı görülecektir. Dünyada 1 milyara yakın insanın açlık sınırında yaşadığı belirtilirken (YARI AÇ, YARI TOK) deyimiyle vurgulanabileceklerin sayılarının da 5 milyar dolaylarında olduğu hesaplanıyor. Geriye kalan 1,5 milyar ise büyük bir lüks, şatafat ve israf işinde.

Bir zamanlar gıda üretiminde kendi kendisine yeter ülkelerden biri olan Türkiye, maalesef bu özelliğini kaybetmiş ve gıda tüketiminde de dışa bağımlı bir duruma gelmiştir. Bunun en önemli sebepleri arasında tarım ve hayvancılık konusuna gereken önemin verilmemesidir. Halkımızın iyi ve yeterli besin alması amacıyla Milli Gıda Yüksek Kurulu adında bir örgütün kurulduğu bilinmektedir. Bu kurulun görevleri arasında besin maddelerinin üretim ve tüketim sorunlarını araştırmak, Beslenme sorunlarının çözümleri için öneriler saptamak, konuya ilişkin yasal düzenlemeleri incelemek gibi konular yer almaktadır.

Yapılan bir araştırma sonucuna göre besin maddelerinin onda biri çöplüklere atılmaktadır. Atılan besin maddelerinin başında genelde tahıl ürünleri gelmektedir. Bu savurganlığın önlenmesi için üstümüze düşen görevleri yapmalı, savurganlığın her türüne de karşı çıkmalıyız. Yakınlarımızı bu konuda sürekli uyaralım.

Başlıca besinlerimiz sebze, meyve, et, ekmek, yağ, tuz, süt, su, yumurtadır. Besinlerin bir bölümü vücudumuz için gerekli olan ısı ve enerjiyi sağlar. Bunlar şekerli maddeler ve yağlardır. Bir bölümü organlarımızı onarır, büyümemizi etkiler. Bunlar süt, yumurta, baklagiller gibi proteinlerdir. Vitaminler ise vücudumuzu hastalıklardan korur. Vitaminler daha çok meyve ve sebzelerde bulunur.

Vatandaşlar olarak üzerimize düşen görev aşırı tüketimden ve gıda israfından kaçınmaktır. (Biri yer, biri bakar, kıyamet bundan kopar) atalar sözünü de unutmayalım!

DALKAVUKLUK,  ZOR ZANAAT!!!

Gerçekten de DALKAVUKLUK BÜYÜK VE BÜYÜK OLDUĞU KADAR DA ZOR BİR ZANAATTIR! Öyle herkesin yapabileceği, yapmak istese bile başarabileceği bir iş değildir. Hüner ister, bilgi ister, tecrübe ister!

Kimilerinin büyük hayranlık duydukları Osmanlı döneminde, DALKAVUKLUK önemli bir GEÇİM KAYNAĞIYDI. Özellikle sadrazamların, vezirlerin mutlaka dalkavukları vardı. Dalkavukların işleri, efendilerinin her sözünü, her icraatını tasdik etmek, tasdik etmekle de yetinmeyerek kendilerine göre yorum yaparak sebepler sıralamaktı!

(Ben patlıcanın değil, sizin dalkavuğunuzum) şeklinde ünlenen bir anekdot vardır. Bir mecliste efendisi, patlıcanın ne kadar büyük bir nimet olduğunu dile getirince, bu sebzeden yapılan bütün yemekleri sıralayarak destek çıkan dalkavuk, bir başka zaman yine efendisi bu defa tam tersini söyleyince (Hazret-i Allah patlıcanı ne demeye yarattı bilmem ama herhalde eşeklere yem olsun diye yaratmıştır) demesi üzerine efendisinin, (Geçenlerde tam bunun tersini söyledin, patlıcanı öve-öve bitirmedin) deyince de dalkavuk, bütün dalkavukların ortak karakterinin ispatı olan şu meşhur cevabı verir: (Efendim, ben patlıcanın değil, sizin dalkavuğunuzum!)

Evet, dalkavukların ortak özelliklerini bu cümle çok güzel ispatlamaktadır. Modern dünyamızda da bir hayli dalkavuklar vardır. Bunlar genelde patronlarını öven işçiler, amirlerini pohpohlayan memurlar, yağlı-ballı ihaleleri kotarmak isteyen müteahhitler, kısa yoldan köşeyi dönmek isteyen işbirlikçiler, şakşakçılardır.

Ama bir tip var ki, bu tip, dalkavukların en tehlikeli olanlarıdır. Kimler mi dersiniz! Onlar, bizim gibi MEDYATÖR GEÇİNENLERDİR! Tehlikeli olmalarının sebebi, geniş kitleleri etkileme imkân ve kabiliyetleri açısındandır. Maalesef günümüzde bu tip dalkavuklar oldukça yaygıdır. Gazetelerde, televizyonlarda, sosyal medyada ahkâm kesen bu gibiler, DALKAVUKLUKTA SINIR TANIMIYORLAR. İşleri, güçleri efendilerini methetmek, yaptıkları bariz yanlışları bile kamuoyuna çok doğruymuş gibi lanse etmektir.

Bu yandaş ve candaş medyatörler yanında, özellikle siyaset erbabı geçinen dalkavuklar da oldukça tehlikelidirler. Öyle ki, liderlerinin adlarının ileride FATİH SULTAN MUHAMMED HAN GİBİ TARİHE ÇAĞ DEĞİŞTİREN LİDERLER OLARAK YAZILACAĞINI BİLE SÖYLEYEBİLİYORLAR!

Evet, DALKAVUKLUK GERÇEKTEN ÇOK BÜYÜK, AMA BÜYÜK OLDUĞU KADAR DA ZOR BİR ZANAAT! Bu sanatı icra edebilenlere ne mutlu!!!

ANEKDOT

Yıllar sonra karşılaşan iki eski okul arkadaştan biri hayli şişmanlamış, kilo almış, diğeri ise zayıf, cılıs ve çelimsiz bir görünümdeymiş.

Kucaklaşıp, merhabalaştıktan sonra, şişmanlamış olanı, cılız durumda olana biraz da istihzayla:

-Dostum, seni gören, millet açlıktan kırılıyor zannedir! demiş.

Beriki de lafın altında kalmayarak:

-Seni görünce de sebebini farkeder!

Cevabını vermiş. İşte, aç ve tok insanların durumunu en güzel ifade eden anekdot bu!

TAŞLAMALAR

BU ÜLKENİN SORUNU

İŞSİZLİK – YOKSULLUKTUR

SANAYİMİZ OLMAZSA

İŞSİZLİK KALKMAZ, ZORDUR

DOLAR MİLYARDERLERİ

KATLANIYOR NE HİKMET

FAKİRLER VE YOKSULLAR

DAHİ KATLANMIŞ ELBET

HER DOLAR MİLYARDERİ

BİR MİLYON YENİ YOKSUL

YARATMADA ÜLKEDE

SEBEBİNİ DÜŞÜN, BUL

AVRUPA BİRİNCİSİ,

OLMUŞUZ İŞSİZLİKTE

BİRİNCİLİĞİMİZ YOK

DİYORUZ HALÂ BİR DE

BİRİNCİ OLMAK İYİ

SONDAN BİRİNCİLİK DE

BİRİNCİ OLALIM BİZ

OLSA DA İŞSİZLİKTE

ON MİLYON İŞSİZ VARDIR

ALTMIŞ MİLYON AÇ İNSAN

AMA YÜZÜ AŞMIŞTIR

MİLYAR DOLARI OLAN

ZENGİNİ DAHA ZENGİN

FAKİRİ DAHA FAKİR

YAPMAK POLİTİKASI

BİL İŞTE BUNA DENİR

DOLAR UÇTU, UÇUYOR,

KİM NASIL DİZGİNLESİN

KRİZ DELİP GEÇİYOR,

KİM NASIL ENGELLESİN

SADAKA EKONOMİSİ,

BU MİLLETİN KADERİ

RABBİMİZ GÖSTERMESİN,

BUNDAN DA BETERİNİ

YARI AÇ, YARI TOKTUR,

EMEKLİ, İŞÇİ MEMUR

BİRİLERİ DE DOLAR

MİLYARDERLERİ OLUR

HER DOLAR MİLYARDERİ,

10 BİN AÇ İNSAN DEMEK

(İSLAMİ BURJUVAZİ)

BU DEYİM EKSİKTİ TEK

ŞÜKÜR MÜSLÜMANIZ BİZ,

BURJUVAZİ DEĞİLİZ

NE ÇEKTİKSEK RİYAKÂR

MÜSLÜMANDAN ÇEKTİK BİZ

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER