Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vakıf süsü verilmiş paralel yapılarla yurt dışına devasa paralar aktardığını iddia ettiği konuşması, sosyal medyayı salladı.
Erdoğan ve aile bireylerinin TÜGVA ve Ensar vakıfları aracılığı ile ABD’deki paralel bir vakfa 1 milyar lira transfer ettiklerini iddia eden Kılıçdaroğlu, bunun bir KAÇIŞ PLANININ HAZIRLIĞI OLDUĞUNU İDDİALARINA EKLEDİ.
TÜRGEV ve Ensar Vakfı da internet sitesi üzerinden açıklama yaparak, Kılıçdaroğlu’nun iddialarına yanıt verirken para transferini yalanlamamakla birlikte ABD’de kurulu olan TÜRKEN vakfının şeffaf bir kurum olduğunu öne sürdüler.
Ortak açıklama da şu ifadelere yer verildi: “İlim mertebesinin en yüksek mertebe olduğuna asırlardır inanan toplumumuzun, öğrenci okutma misyonunu çoğunlukla vakıflar aracılığı ile yürüttüğü bilinen bir toplumsal vakıadır. Bu çerçevede pek çok vakfımız gibi TÜRGEV ve ENSAR Vakıfları da bu misyonla toplumun bağrından çıkmış, toplumumuzun kendi öz kaynakları ile bugüne kadar on binlerce öğrenciye eğitim desteği sağlamıştır. TÜRGEV ve ENSAR Vakıflarının kuruldukları günden bu yana değişmeyen vasıfları; gençlerimizi çağın değişen şartlarına göre desteklemek ve her dönemde karşılaştıkları meydan okumalar karşısında yanlarında olmaktır.
Devletimizin son yirmi yılda eğitim alt yapısına yönelik yatırımlarının en dolaysız sonuçlarından biri üniversite mezunu sayısının her geçen yıl katlanarak artmasıdır. Buna ek olarak ülkemizin ileri teknoloji, savunma, havacılık ve enerji sektörleri başta olmak üzere pek çok yenilikçi ve rekabetçi alanda her zamankinden daha güçlü varlık gösteriyor olması, bu alanlarda yetişmiş eleman ihtiyacını Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine çıkarmıştır. Bu çerçevede devletimizin yurt içinde ve yurt dışında, çeşitli projelerle ve burslarla desteklediği gençler, kendi alanlarında en yetkin üniversitelerde, kurumlarda ve enstitülerde eğitim görmekte, bu çerçevede Amerika Birleşik Devletleri’ne de her yıl çok sayıda gencimiz gitmektedir.
Bugünün şartlarında, kendisini bölgesel ve küresel bir güç olarak tanımlama iddiasındaki ülkesine, iddia sahibi olduğu her alanda katkı vermek isteyen ve bu nedenle yurt içinde ve yurt dışında eğitim olanaklarının ardına düşmüş olan dinamik genç nüfusumuzun, başta ABD olmak üzere birçok ülkede güvenli ve sağlıklı barınma ve burs imkanlarına kavuşturulması TÜRGEV ve ENSAR Vakıflarının, durmaksızın güncellenen toplumsal fayda yaklaşımları içerisinde de yerini almıştır. Bu çerçevede bu iki vakıf güçlerini birleştirmiş ve ABD’de yerleşik Türk toplumunun da taleplerini ve desteğini arkasına alarak TÜRKEN Vakfı’nın kuruluşuna önderlik etmiştir. Amerikan makamları geçtiğimiz yıl, ABD’de mukim Türk vatandaşları tarafından yönetilen TÜRKEN Vakfı’nı FARA olarak bilinen yasal çerçeve içerisine almak istemişler, bu çerçevede gerekli yasal prosedürlerin tamamlanmasının ardından geçtiğimiz günlerde kayıt işlemini tamamlamışlardır. Bu kayıt işlemi ABD yasalarına bağlı çalışan vakfın, denetime açık ve şeffaf yapısının doğal bir sonucudur ve dileyen herkesin ulaşabileceği dökümanlar Amerikan Adalet Bakanlığı’nın sitesine yüklenmiştir.
ABD yasalarına göre kurulan ve yine ABD yasaları çerçevesinde faaliyet gösteren TÜRKEN Vakfı, ABD’ye okumak üzere gelen Türk gençlerine barınma ve burs imkanları sunan, onların bulundukları çevre ile uyumlu ve sağlıklı bir eğitim yaşamı geçirmeleri için çeşitli faaliyetler düzenleyen ve attığı her adım şeffaf ve hesap verilebilir olan, ABD makamları tarafından denetlenen bir eğitim vakfı olarak şimdiden bulunduğu ülkede saygın bir konuma ulaşmıştır. Bu saygın konum, vakfın ABD’de yaşayan başta Türk toplumu olmak üzere pek çok önde gelen toplum lideri tarafından desteklenmesini ve kalabalık bağış organizasyonları ile kendisine kaynak sağlamasını da beraberinde getirmiştir.
ABD’ye okumak üzere gelen Türk gençlerinin ilk ve en önemli ihtiyacının barınma ihtiyacı olduğunun anlaşılması toplanan bağışlarla New York’ta bir yurt binasının inşa edilmesini bir ihtiyaç olarak öne çıkarmıştır. Bu çerçevede yerel bağışçılar dışında TÜRGEV ve ENSAR aracılığı ile birçok hayırsever bu prestijli projenin parçası olarak yurt dışındaki Türk öğrencileri destekleme yoluna gitmişlerdir. Önümüzdeki yıl açılması planlanan ve son derece etkin bir bütçe kullanımı ile hayata geçirilen yurt binası sadece orada konaklayacak olan Türk öğrencilerin değil, yurt dışındaki Türk toplumunun ve ülkemizin gururu olmaya adaydır.
Böylesine büyük ve değerli bir vizyonun eseri olan çalışmaların ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşlarını gururlandırması gereken bir projenin, yalanlara ve iftira kampanyalarına malzeme yapılarak lekelenmeye çalışılmasının arkasındaki motivasyonu anlamakta güçlük çekiyoruz. Amerikan makamları ile paylaşılmış ve açık kaynaklardan dileyen her vatandaşın ulaşabileceği bilgilerin, gizemli bir hava ile adeta servis edilmesini ve ülkemize dönük bir lekeleme kampanyasının piyonu olunmasını esefle kınıyoruz. Hiçbir yasal ve ahlaki dayanağı olmayan, baştan sona bir FETÖ kumpası görüntüsünü andıran bu akıl ve izan dışı iddiaları cevaplamaya tenezzül etmemiz, iddia sahiplerine biçtiğimiz değerden değil kamuoyuna duyduğumuz saygıdandır. Takdir yüce milletimizindir.”
Kılıçdaroğlu’nun, özellikle üst düzey bürokratların dikkatlerini çekmek için yaptığı 6 dakikalık video konuşması sadece Türkiye’de değil, ABD’de büyük yankı uyandırmış bulunmaktadır.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına verilen cevap ise eksik gibi görünüyor. ABD’deki bu Türk vakfı bugüne kadar kaç öğrenciye burs vermiş, yoksa transfer edilen paraları Türkiye’deki gibi betona mı yatırmış. Türkiye’de bilime verilen önemin mahiyeti ise ise hiçbir Türk üniversitesinin Dünyadaki ilk 500 üniversite arasına giremeyişinden belli olmuyor mu! Üniversite mezunlarının sayılarının artmasıyla övünülürken, mezun öğrencilerin yüzde 50’sinin yıllarca işsiz kaldıklarından haberler yok mu.
Kılıçdaroğlu, üst düzey bürokratlara hitap ederken, (Kaçacakları zaman, binecekleri uçakta size yer yok) diyerek, yanlış yolda olduklarını iddia ettiği üst düzey bürokratlara adeta çağrıda bulunmakta, hatta, bir nevi itirafçı olmalarını istemekte.
Kılıçdaroğlu ile TÜRGEV, ENSAR VE TÜRKEN Vakıfları arasındaki atışmalar daha çok uzayacak gibi. Hani denilir ya! (BU HAMUR, DAHA ÇOK SU KALDIRIR)
SEÇİMLE GELENLER, SEÇİMLE GİTMEYİ BİLMELİ!
Gerçek demokrasilerin yaşandığı ülkelerde SEÇİMLE GELENLERİN, SEÇİMLE GİTMEYİ BİLMELERİ GEREKİR. Seçimle geldikleri halde, seçimle gitmemek için her türlü hileye, desiseye, zulme, tahriklere ve halklarını birbirine düşürmeye yönelenler, ülkelerine en büyük zararı verirler.
Seçimle geldikleri halde, seçimle gitmeyi kabullenemedikleri için ülkelerini felaketlere sürükleyen nice diktatörler olmuştur. Ama, hepsinin de sonları felakettir. Hitler’e, Mussolini’ye ve diğerlerine bakınız ve ibret alınız!
Bilindiği gibi dünyanın sözde en demokrat ülkesi olan ABD’de Başkanlık seçimleri yapılmış, seçimlerin sonucunda koltuğun sahibinin değişmesi gerektiği seçmenlerin oylarıyla ortaya çıkmıştır. Ancak, seçimle geldiği halde, seçimle gitmeyi hazmedemeyen mevcut Başkan, koltuğunu vermemek için her türlü hileye kalkışmış, hatta, 6 Ocak günü ABD kongresinin basılmasına ve 5 kişinin ölümüne yol açan olayların yaşanmasına sebep olmuştur.
Seçimlerde hile yapmak ŞEREFSİZLİK, NAMUSSUZLUK VE HATTA VATANA İHANETLE EŞ DEĞERDEDİR. Seçmenlerin oylarıyla koltuğa oturduğunuz zaman iyi de, seçmen sizi değiştirmek istediğinde, ayak direnmek de neyin nesi!
Evet, seçimle gelen, seçimle gitmeyi bilmelidir. Tabii, ALTI ISLAK DEĞİLSE!!!
24 MAYIS ADETA (ŞEHİTLER GÜNÜ) OLDU
Yıl içinde 24 Mayıs tarihi adeta (ŞEHİTLER GÜNÜ) oldu.
24 Mayıs 1993’te Bingöl-Elazığ karayolunda yol kesen PKK’lı teröristler sevk edildikleri birliklerine gitmekte olan 33 silahsız ve sivil 33 askeri otobüslerden indirerek şehit etmişlerdi.
24 Mayıs 2007’de ise Siirt’in BESTLER DERELER mevkiinde PKK’lı teröristler tarafından yola döşenen mayın askeri konvoyun geçişi sırasında patlatılmış ve 7 askerimiz şehit edilmişti.
Şimdi de, 2022 yılının yine bir 24 Mayıs günü PENÇE-KİLİT operasyonuna katılan 5 Askerimiz, PKK’lı teröristler tarafından şehit edildiler.
Evet, 24 MAYIS için artık ŞEHİTLER GÜNÜ dememiz gerekecek.
TAŞLAMA
AZİZ RUHU ŞADOLSUN
CÜMLE ŞEHİTLERİMİN
ÇANAKKALE RUHUNA
SAHİP BU MİLLET BİLİN
“VATAN SAĞOLSUN” DERİZ
ŞEHİTLER VERİLİRKEN
VATAN SAĞOLSUN ELBET
AMMA OLANLAR NEDEN
YİNE ŞEHİTLER GİTTİ
YURDUN DÖRT BİR YANINA
SONU GELMEZ Mİ BUNUN
BUNU SÖYLEYİN BANA
BU VATAN VARLIĞINI,
ŞEHİTLERE BORÇLUDUR
“VATAN, MİLLET, SAKARYA”
SLOGAN DEĞİL, BUDUR
HEP GARİBANLAR ŞEHİT
OLMAKTALAR NE HİKMET
GARİPLERİN ÖLÜMÜ,
BİR GARİP OLUR ELBET
HİÇ BİR ZENGİN ÇOCUĞU,
HİÇ YÜKSEK BİR BÜROKRAT
ÇOCUĞU ŞEHİT OLMAZ,
“VAR DİYEN” ETSİN İSPAT
BU VATANI KORUYAN,
GARİBANLAR GERÇEKTE
GARİPLER ŞEHİT OLUR,
BÖYLEDİR BU İŞ BÖYLE