27 Aralık, iki önemli olayın yaşandığı tarihi günlerimizdendir. Bunlardan birincisi Mustafa Kemal Paşa’nın (ATATÜRK) 1919 yılında Ankara’ya gittiği gün olmasıdır. İkincisi ise İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un 1936 yılında ebediyete intikal ettiği gün de bugündür. Mustafa Kemal Atatürk ile Mehmet Akif Ersoy’u bir araya getirmemize ve anmamıza sebep olan önemli bir ayrıntı vardır. Bu yorumumuzda hem Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya girişini, hem de Mehmet Akif Ersoy’un ebediyete intikalini dile getirirken, ikili arasında kurduğumuz irtibatı da okuyucularımızın dikkatlerine sunmağa çalışacağız.
Bilindiği gibi, geçmiş yıllarda 27 Aralık günleri hep (ATATÜRK KOŞUSU) adı altında düzenlenen yarışmalara sahne olurdu. Okullar, kurumlar, kuruluşlar, düzenlenen koşulara katılır, ilk üç dereceye girenlere ödüller verilirdi. Bu yarışmalar, Türkiye genelinde istisnasız bütün illerde düzenlenirken, ilçelerde bile etkinlikler düzenlendiği olurdu.
Ancak, son yıllarda ATATÜRK KOŞULARI unutulur gibi oldu. Çok sınırlı sayıda etkinliklerle geçiştirilmekte. Büyük ATATÜRK’ÜN adının silinmek istenmesine yönelik bu durum, Türk Milletinin ATATÜRKÇÜ neslini haliyle üzmektedir.
Denilebilir ki, (Atatürk koşusu düzenlemenin ne anlamı, ne faydası var!) İşte, bu düşünce çok yanlıştır. Bu koşunun gerçekleşmesi sayesinde MİLLİ MÜCADELE’NİN BAŞLAMASI ANIMSANIR, bu devletin ne zorluklar pahasına kurulduğu gerçeği zihinlere perçinlenir. Amaç, milli mücadele yıllarını anımsatmak, zihinlere milli şuuru yerleştirmektir. Yoksa koşmuşsun, koşmamışsın, yürümüşsün, yürümemişsin ne anlamı var!
Evet ve maalesef birileri tarafından Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’Ü unutturmak için ne gerekirse yapılıyor. Ama hiç heveslenmesinler, bu millet, KENDİLERİNE BİR VATAN ARMAĞAN EDEN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’Ü UNUTACAK KADAR NANKÖR DEĞİLDİR!
Gelelim, İstiklâl Marşımızın da güfte yazarı olan büyük Şair Mehmet Akif Ersoy’un ebediyete intikalinin yıldönümüne. Büyük Şair, 1936 yılının 27 Aralık günü ebediyete intikal etmişti. Sadece İstiklal Marşını yazmış olmak bile Mehmet Akif’i ölümsüzleştirmeğe yeter. Kaldı ki, dillerden düşmeyen (ÇANAKKALE DESTANI) da ölümsüz eserleri arasındadır. Şiirlerini topladığı ve (SAFAHAT) adını verdiği eserini okumak her Türk vatandaşı, hatta her Müslüman için farz (olmazsa olmaz) gibidir.
Mehmet Akif, bu milletin ebedi değerlerinden biridir. İstiklal Marşı okundukça, onun adının da taziz edilmiş olacağını asla unutmayalım. Maalesef, günümüzde İstiklâl Marşının okunmasından rahatsızlık duyanlar var! Bu gidişle, Andımızın yasaklanması gibi, okullarda İstiklal Marşının da okunmasının yasaklandığına şahit olursak, hiç şaşırmayacağız.
Aynı zamanda Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya girişinin gününe denk büyük Şair, gerçek dindar Mehmet Akif Ersoy’un ebediyete intikalinin yıldönümü olan 27 Aralık gününde bugünkü yorumumuzu bütün Milletimiz tarafından bilinmesi gereken çok önemli bir söylemini naklederek noktalamak istiyoruz.
Büyük Şairin, Cumhuriyetin kurulmasından sonra başlangıçta Mustafa Kemal ATÜTÜRK’ÜN yaptığı bazı inkılâplardan rahatsızlık duyarak Türkiye’den ayrıldığı ve Mısır’a gittiği bilinir. Ancak, Türkiye’den ayrıldıktan sonra, muhtelif Arap ülkelerinde ikamet eden ve tekrar Türkiye’ye dönen Mehmet Akif Ersoy’un, başta Mısır olmak üzere ikamet ettiği hiçbir Arap ülkesinde, Türkiye’deki gerçek Müslümanlığı bulmadığını ve bunun Mustafa Kemal ATÜTÜRK’ÜN inkılâplarının neticesinde gerçekleştiğini anlayarak: “Ben, Mustafa Kemal’i çok yanlış değerlendirmişim. İslam dini, dünyanın her yerinden çok Türkiye’de daha iyi yaşanıyorsa, bu Mustafa Kemal’in inkılâpları sayesindedir. Bunun için diyorum ki, Yüce Allah, benim ömrümden kıssın, Mustafa Kemal’in ömrüne katsın” dediğini pek kimseler bilmezler. Mısır’a gittiğini (kaçtığını!) dillendirirler de böyle bir söylem, softaların ve dincilerin hesaplarına gelmez. ATATÜRK aleyhinde bir söylem olsa, hemen dillendireceklerdi, lehine olursa üç maymunu oynarlar! Duymazlar, görmezler, bilmezler!
Büyük Şair, gerçek dindar Mehmet Akif Ersoy’un bütün Milletimiz tarafından bilinmesi gereken bu çok önemli söylemini her fırsatta duyurmakta yarar vardır.
Din istismarcısı yobazlar taifesinin, Mehmet Akif’in, ATATÜRK’ÜN inkılaplarına gücenerek, Türkiye’yi terk ettiğini söylemek işlerine geliyor amma işin sonunu gizliyorlar! (Allah’ım, ömrümden kıs, ATATÜRK’ÜN ömrüne kat) dediğini bilmiyorlar! Daha doğrusu bilmek işlerine gelmiyor!
Bir 27 Aralık günü vatanı kurtarmak için Ankara’ya giden (1919) Mustafa Kemal Paşa’yı ve İstiklal Marşımızın güfte yazarı Mehmet Akif Ersoy’u ebediyete intikalinin (1936) yıldönümünde bir kere daha, birlikte rahmet ve minnetle anıyoruz.
YORUMLAR