İlimizde düzenlenen 9.Kitap Fuarı son buldu. Gerçekten, yararlı bir etkinlik. Herhalde maliyeti de çok yüksek olmuştur. Davet edilen konuşmacıların gidiş-geliş, ikamet masrafları haliyle karşılanmış olacaktır. Gelenlere hediyeler takdim edilip edilmediğini, zahmetlerine karşılık çekler kesilip kesilmediğini bilemeyiz. Elbette, her külfetin bir maliyeti vardır. Konumuz, fuarın maliyetini sorgulamak değildir. Konu, Siirt’te ikamet eden yazarların ikinci sınıf olarak muamele görmeleriyle ilgili bir sitemdir.
Okumak iyi de, okunacak kitaplara vücut vermek elbette çok daha meşakkatli! Yazılanlar olmazsa, haliyle okunanlar da olmaz! Şükürler olsun ben kendimi (HEM OKUDUM, HEM DE YAZDIM) mısrasıyla tarif edebilirim. Mesleğim gereği, hayatım okumak, yazmakla geçti. Kendi çapımda yayınlanmış 6 kitabım var. Emin olun, şu anda bilgisayarımda basılmaya hazır bir o kadar kitap dokümanı mevcuttur. Mali imkânım olsa, bugün baskıya verebilirim. Yazdığım şiirlerin, taşlamaların, makalelerin sayılarını ben de bilmiyorum. 1960’lı yıllardan bu yana gazetecilik mesleğinin içindeyim. O günden, bu güne her gün asgari bir şiirim, bir taşlamam bir makalem yayımlanmıştır.
Zaman-zaman başka illerde düzenlenen etkinliklere gazeteci, şair ve yazar olarak davet edildiğim, konferanslar verdiğim de olmuştur. İnanır mısınız, Konya’da bir etkinliğe davet edilmiştim. Gecede, çok sayıda konuşmacı vardı. Benim konuşmacı olarak anons edilmem sonlara doğru kalmıştı. İrticalen yaptığım konuşmamı noktaladığımda bir alkış tufanı kopmuştu. Gecenin organizatörü kurumun başkanı konumundaki kişi yanıma gelerek tebrik etti ve aynen şunları söyledi:
“Tebrik ederim, çok güzel bir konuşmaydı. Salondaki dinleyicilerin çoğu uyuklamaya başlamışlardı. Esprilerinizle adeta uykudan uyandırdınız.”
Gelelim asıl konumuza. Bugüne kadar Siirt’te 9 kitap fuarı düzenlendi, bu Şehrin 65 yıldan beri, kültürüne hizmet ettiğimi zanneden biri olarak her ne hikmetse, konferans verecekler, kitap imzalayacaklar listesine alınmadım. Konuşma yapacaklarla ilgili basılan afişlerde de fotoğrafıma hiç yer verilmedi. Buna rağmen, yine darılmadım.
Kitap Fuarı dolayısıyla davet edilen konuşmacılar arasında, gerçekten (bilim adamı) kimliğine sahip değerli hatipler olduğu gibi, adlarını ilk defa duyduklarımız da oldu.
Yine geçmiş yıllarda Hazret-i Veyselkarani ve İbrahim Hakkı Hazretleriyle ilgili düzenlenen etkinliklere konuşmacı olarak davet edildiğim çok olmuştur. Kültür Bakanlığının (Halk Şairleri) olarak tanımladıkları arasında ismim bulunmaktadır. Veyselkarani Hazretleri ile ilgili şiirlerim bestelenmiştir.
(EVİN KIZI KÖRDÜR) şeklinde söylenen bir atalar sözü vardır. Bu deyimin yaygın bir şekilde kullanılmasının elbette bir sebebi bulunmaktadır. Birini evlendirecek olurlar, yakın çevresinde gelin adayı olmaya layık olanlar var ama yakın çevreden değil, YABANCILARDAN GELİN ADAYLARI ARANIR. İşte bunun için bu deyim (CUK) diye yerine oturmuştur.
Bugün için (İmtiyaz Sahibi) sıfatını taşıdığım SİİRT GAZETESİ 7 Ağustos 1937 tarihinden bu yana yayınını aralıksız sürdürmektedir. Türkiye’nin yayınını sürdüren en eski 10 gazetesi arasında 7. sırada yer almaktadır. Gazeteye hem fikir, hem beden işçisi olarak intisap etmem 1960’lı yıllara dayanır. Her ne kadar Gazetenin 1990 öncesi yıllara ait nüshaları bir şekilde kaybolmuşsa da Milli Kütüphanede mevcuttur. 1990 yılından itibaren yayımlanan gazeteler tarafımdan koleksiyonlar halinde ve ciltlenerek gelecekte Siirt’in tarihini inceleyeceklere hazır dokümanlar olarak korunmaktadır. Şu anda tam 75 ciltlik koleksiyonum mevcuttur. Ve bu koleksiyonlardaki her gazetede mutlaka imzam vardır. Yine de GAZETECİ – YAZAR olarak kabul görmüyor ve konferans verecek isimler arasına alınmıyorsam, demek ki, 65 yıldan beri BOŞ HAVANDA SU DÖVÜYORMUŞUM. Kendimi GAZETECİ-YAZAR ZANNETTİĞİM İÇİN, GERÇEKTEN AYIP BANA…
TAŞLAMA
EKONOMİK DARBOĞAZ
BOĞAZLARI SIKMAKTA
BEBEKLER VE ÇOCUKLAR
AÇLIKTAN AĞLAMAKTA
ÇOCUK (BEŞİKTAŞ) İSTER
KİNAYE PEYNİR, ZEYTİN
PEYNİRİN BEYAZI VE
SİYAHIDIR ZEYTİNİN
(ET GİREN EVELERE DERT
GİRMEZ) ATASÖZÜDÜR
ET ALAMAZ OLUNCA
ANLADIK Kİ DOĞRUDUR
KİMİLERİ İSTAKOZ,
KİMİLERİ HAVYAR YER
ADLARI “AK” DA OLSA
“YÜZÜ KARA” YİYENLER
EMEKLİYE TEMMUZ’DA
YİNE BİR ŞEY YOK DENİR
PERŞEMBENİN GELİŞİ
ÇARŞAMBADAN BELLİDİR
SEÇİM GELİP GEÇMİŞTİR
İHTİYAÇ YOK SEÇMENE
AÇMIŞ, TOKMUŞ EMEKLİ
ARTIK BUNDAN KİME NE
HEDEF ANAYASAYI
DEĞİŞTİRMEKTİR ŞİMDİ
BAYKAL GİBİ ÖZEL DE
OYUNA GELİR BELKİ
BİR KİŞİYİ KANDIRMAK
MİLLETİ KANDIRMAKTAN
ÇOK DAHA KOLAY ELBET
ÜMİTLERİ VAR BUNDAN
KURUCU MECLİSLERİN
İŞİDİR DEĞİŞTİRMEK
ANAYASAYSA KONU
BUNU BİLMEMİZ GEREK
YORUMLAR