Nöbetçi Eczaneler
ANAP Genel Başkanı olarak Başbakanlık yapan ve Türkiye Cumhuriyetinin 8. Cumhurbaşkanı olan Turgut Özal 17 Nisan 1993 tarihinde geçirdiği ani kalp krizi sonucu ölmüş ve İstanbul’da Topkapı Şehitliğinde defnedilmişti.
Özal, 1977 Türkiye genel seçimlerinde Milli Selamet Partisi’nden İzmir milletvekili adayı olmuş, ancak seçilememişti. Daha sonra 43. Hükümet döneminde Başbakanlık Müsteşarlığı ve Devlet Planlama Teşkilatı müsteşar vekilliği görevlerini yürütmüş, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından da ekonomiden sorumlu başbakan yardımcılığına getirilmişti.
20 Mayıs 1983 tarihinde Anavatan Partisi’ni kuran Özal, 1983 Türkiye genel seçimlerinde 400 kişiden oluşan parlamentoda 211 milletvekili çıkararak tek başına iktidara gelmiş, Başbakan olmuştu. 1987 yılında yapılan genel seçimlerde de 292 milletvekili çıkartarak yeniden çoğunluğu sağlayan Özal İktidarda bulunduğu 1983-1991 döneminde Türkiye ekonomisi ortalama yıllık yüzde 5,2 oranında büyümüştü.
Turgut Özal, 18 Haziran 1988 günü Ankara Atatürk Spor Salonu’nda Kartal Demirağ isimli saldırgan tarafından düzenlenen suikasttan yaralı olarak kurtulmuş, suikaste uğramasının ardından kürsüde yaptığı konuşmasında “Allah’ın verdiği ömrü ondan başka alacak yoktur. Biz de ona teslim olmuşuzdur.” Demişti.. 1989 yılında Türkiye Cumhuriyetinin 8. Cumhurbaşkanı seçilen Özal, vefat ettiği 17 Nisan 1993 tarihine kadar Cumhurbaşkanlığı görevini sürdürmüştü.
Geçirdiği ani kalp krizi sonucu ölmesinden yıllar sonra ailesinin de zehirlenerek öldürüldüğünü iddia etmesi üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ölümünün şüpheli olduğu gerekçesiyle yaptığı araştırma kapsamında İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından 2 Ekim 2012’de mezarı açılmış ve Özal’ın naaşı Yenibosna’daki Adli Tıp Kurumuna götürülerek tıbbi incelemeye tabi tutulmuştu. Şüpheli ölümlerin, ölüm sebeplerinin tespiti için yapılan uygulamaya eskilerin tabiriyle FETH-İ KABİR denilir.
Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında otopsi için mezarı açılan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ilgili kurum tarafından henüz netice açıklanmamışken, gazeteler tarafından zehirlendiği öne sürülmüş, o yıllarda bazı yayın organlarının iddialarına göre, tamamlanmak üzere olan otopsi işlemlerinde Özal’ın bedeninde yüksek miktarda ‘striknin kreatin” maddesinin belirlendiği iddia edilmişti.
‘Striknin kreatin’ maddesinin etkili bir zehir olduğu, bu zehirli maddenin kişiye temas etmesi halinde vücut fonksiyonlarını bozarak solunum yollarını felç ettiği ve kişiyi boğduğu, ayrıca kalp krizine de yol açabileceği, maddenin 15-20 dakika içinde etkisini gösterdiği bilinmekte.
Gazetelerin iddiaları bu yöndeyken, o yılların Adli Tıp Kurumu Başkanı olan Doç. Dr. Haluk İnce, Özal’ın zehirlenmesiyle ilgili iddialar için “Haber nasıl çıktı fikrim yok, biz o maddeyi bulmadık” diyerek haberleri yalanlamış, Gazetelerde, televizyonlarda ve internet sitelerinde Özal’ın zehirlendiğine dair haberlere karşılık Adli Tıp Kurumu Başkanı İnce, titizlikle ve bilimsel yöntemlerle çalıştıklarını açıklayarak zehirlenme olayını yalanlamıştı.
Günümüzde bile hâlâ Özal’ın zehirlenerek öldürüldüğü iddiasında olanlar bulunmakta. Bize düşen, ölümünün yıldönümünde kendisini rahmet ve minnetle anmaktır. Ne diyelim, ruhu şad, mekanı cennet olsun…
