3 Kasım 2002’de Türkiye’de genel seçimler yapılmış, seçimler sonucunda Türkiye Büyük Millet Meclisine sadece 2 siyasi parti milletvekili sokabilmişlerdi. Oyların yüzde 34.3’ünü alan AKP 363 milletvekilliği alarak tek başına iktidar olurken, CHP 178 milletvekilliği almıştı. 9 da bağımsız milletvekili seçilmişti. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yasaklı olduğu için katılamadığı 2002 genel seçiminde, seçmenlerin yüzde 47’sinin oyları, baraj sistemi yüzünden çöpe gitmişti.
O yıllarda, CHP Genel Başkanı olan ve artık Rahmet-i Rahman’a kavuşmuş bulunan Deniz Baykal’dı. Baykal, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da meclise girmesi gerektiğini savunuyordu. Gerçi, Erdoğan ile Baykal arasında konuyla ilgili yapıldığı iddia edilen pazarlıklarda, Erdoğan’ın siyasi yasağının kaldırılmasına karşılık Baykal’ın da Cumhurbaşkanı olmak konusunda talebinin olduğu söylense bile bunun ispatı mümkün değildir! Erdoğan’ın Meclise girmesi için aranan formül Siirt üzerinden bulundu. Güya, Siirt’te seçimlerde usulsüzlükler yaşanmıştı! 3 Kasım 2002 genel seçiminde AKP’den seçilen Mervan Gül, CHP’den seçilen Dr. Ekrem Bilek ve Bağımsız Aday Mehmet Fadıl Akgündüz TBMM’nde yemin etmiş oldukları halde Siirt seçiminin bir şekilde iptal ettirilmesi sonucu milletvekillikleri düşürülmüştü.
Siirt seçimin iptal edilmesi sonrasında 9 Mart 2003’te SİİRT SEÇİMİNİN YENİLEMESİ kararı alınmış, Bağımsız olarak milletvekili seçilmişken, Mehmet Akgündüz aday olmaktan vazgeçirilince bir önceki seçime Siirt’ten katılan 4 siyasi partinin adayların yarıştırıldığı yenileme seçimi gerçekleştirilmişti.
Siirtliler, meclise girmesi durumunda Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olacağını biliyor ve bunun İlimiz için büyük bir şans olacağına inanıyorlardı. Bu atmosfer içinde gerçekleşen 9 Mart 2003 Siirt yenileme seçimleri sonucunda geçerli oyların yüzde 85’ini alan Adalet ve Kalkınma Partisi 3 milletvekilliğini de kazanmıştı.
Böylece Adalet ve Kalkınma Partisi’nin milletvekili sayısı 365’e yükselirken, Cumhuriyet Halk Partisi’nin milletvekili sayısı 177’e, bağımsızların sayısı ise 8’e gerilemişti.
Peki, bu nasıl olmuştu. (Hafıza-i beşer, nisyan ile maluldür) derler. Bu Osmanlıca deyim (İnsan hafızasının eksikliği ya da sakatlığı; unutmasıdır, unutkanlıktır) anlamına gelir. İnsan hafızası unutkanlıkla malul olsa bile, iyi ki ARŞİV denilen bir gerçek var. Geçenlerde, GAZETENİZ SİİRT’İN 1997 ylılına ait arşivini incelerken, bir haber gözüme ilişti. Bu haber, bugün Cumhurbaşkanlığı mevkiinde olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 12 Aralık 1997 tarihinde İlimize gelmesi ve düzenlediği mitingde okuduğu şiirle ilgiliydi.
Evet, 12 Aralık 1997 günü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sıfatıyla Sayın Recep Tayyip Erdoğan beraberinde o dönemin Siirt Milletvekilleri Ahmet Aydın ve Mehmet Emin Aydın olduğu halde Siirt’e gelmiş, düzenlediği mitingde 1912 yılında Ziya Gökalp tarafından yazılan (Minareler süngü, kubbeler miğfer, câmiler kışlamız, mü’minler asker) şiirini okuduğu için bilahare mahkemeye verilmiş ve 1 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Belediye Başkanlığı görevinden de düşürülerek 26 Mart 1999’da girdiği cezaevinde dört ay on gün kaldıktan sonra 24 Temmuz 1999’da tahliye edilen Erdoğan, okuduğu bir şiir yüzünden cezaevine girdiği için halkın gözünde adeta kahraman olmuştu. İşte, olayların böyle cilveleri vardır. Haksız bir şekilde cezaevine girmesi, gerçekte Sayın Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı makamına gelmesinin yolunu açmıştı. Şer gibi görünen kimi işlerin hayırlara yol açtığının bir ispatı da işte budur.
Evet, Sayın Recep Tayyip Erdoğan 12 Aralık 1997’de Siirt’e gelmemiş ve Ziya Gökalp’e ait şiiri okumamış olsaydı, yoluna belki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak devam edecekti. Ancak, mahkeme kararıyla MAZLUM duruma düşürülmesi, O’nu KAHRAMAN yapmıştı.
Bu kahramanlık havası içinde 28 Şubat’ın etkisiyle Refah Partisinin kapatılmasından da yararlanarak AKP’yi kuran Erdoğan siyasi yasaklı olduğu için 3 Kasım 2002 seçimlerine katılamamış, ancak o yılların CHP Genel Başkanı Merhum Deniz Baykal ile yaptığı anlaşma sonucu 3 Kasım 2002’de yapılan milletvekili genel seçimlerinde seçilmiş olan AKP Milletvekili Mervan Gül, CHP Milletvekili Ekrem Bilek ve Bağımsız Milletvekili Fadıl Akgündüz’ün milletvekillikleri kılıfına uydurularak düşürülmüş, Siirt’te seçim tekrarına gidilmiş, 9 Mart 2003’te yapılan seçimde “YİĞİT DÜŞTÜĞÜ YERDEN KALKAR” sloganıyla Siirtliler, sadece Erdoğan’ı değil, AKP’nin diğer iki adayı Öner Gülyeşil ile Öner Ergenç’i meclise yollamıştı.
Seçim sonucunda, daha önce anayasanın değiştirilmesiyle milletvekili seçilmesinin önü açılan Recep Tayyip Erdoğan bu sayede parlamentoya girerek Abdullah Gül’ün istifası sonrası 59. Hükûmeti kurarak başbakan olmuştu.
Sözün özü: 12 Aralık 1997’de Siirt’te okuduğu bir şiir yüzünden hapse mahkum edilen, daha sonra 9 Mart 2003’te yapılan seçim tekrarında Siirt’ten milletvekili seçilen sayın Erdoğan, 23 yıldır başbakan ve cumhurbaşkanı olarak göreve devam ediyor. “YİĞİDİ DÜŞTÜĞÜ YERDEN KALDIRAN” Siirt ise olduğu yerde. sayıklıyor…
TAŞLAMA
RAMAZAN GELDİ AÇLIK
NEDİR ÖĞRENSİN ZENGİN
ORUÇ TUTARSA ŞAYET
TUTMUYORSA NE BİLSİN
ORUÇ AÇ KALMAK DEĞİL,
NEFSİ TERBİYE DEMEK
TERBİYE ET NEFSİNİ
SONRA ORUÇ TUT GEREK
RAMAZAN’DA ZENGİNLER
ZEKÂTLARINI VERSE
İNANINIZ KALMAZDI
AÇ OLAN TEK BİR KİMSE
KOMŞUSU AÇ, KENDİSİ
TOK YATAN MÜSLÜMAN MI
SADAKANDAN VAZGEÇTİK,
ZEKAT ÇIKARMAN TAM MI