Televizyonlarda, vatandaşların ruh sağlığını bozan bazı diziler vardır. Vatanseverliği, terörü, örgütlenmeleri işleyen, manevi kalkınmayı hedeflediği iddiasıyla yayına sokulan çoğu dizilerin, yarar değil, zarar verdikleri ortadadır. Hatta kendilerine konu edindikleri alanlarda bile…
Türkiye’yi bir terör ve çeteler ülkesi gibi göstermek yanında, dini sömürünün “bu kadar da olmaz!” denilecek kadar ön plâna çıkarıldığı dizileri izlerken, bunları denetlemiyorsa, RTÜK denilen kurumun, ne yaptığı gerçekten tartışılmağa değer.
Birçok kurum ve kuruluşları, dolaylı olarak hedef aldıkları ve hedef olmaya yönelik olarak hazırlandıkları belli bu diziler konusunda hiç mi alınacak yasal tedbirler yok. Vatandaşlarda aşırı umutlara veya aşırı tedirginliklere yol açan bu gibi dizilerin mutlaka kontrol altına alınması ve zararlı olanların yayından kaldırılmaları gerekir. Burada, dizi adları verecek durumda değiliz. Ancak, bizim tabirlerimizden, bu dizilerin hangilerinin olduğu rahatlıkla bulunabilir.
Size bir şey söyleyeyim mi, bence bu diziler, saçma sapan sihirli dizilerden bile çok daha zararlıdır. Hatta zaman-zaman müstehcenliğe kaçan dizilerden bile tehlikelidirler. Vatan, millet, din, iman adına yapılan bu dizilerin kontrol altına alınması, yasaklanması gerekir. Televizyon dizilerini kontrol altına alacak bir kurum gerçekte var mı, yok mu!
Katliamların gırla gittiği, çetelerin meşru gibi gösterildiği, devletin güvenlik güçlerine ait işlerin çetelere havale edildiği bu gibi diziler gerçekten de çok zararlı boyutlardadır. Her ne kadar bu dizilere ait senaryoların (hayali olduğu, gerçeklerle ilgisi olmadığı) vurgulansa da, zihinlerde istifhamlar uyandıran yönlerini asla unutmamak gerekir.
Hayali senaryolarla bile olsa, devletin meşru güvenlik güçlerinin işlerinin, çetelere havale edilmesini görmezden gelmek, akla ziyan olsa gerek…
Türkiye’de Radyo ve Televizyon kanallarının yayınlarını kontrol eden RTÜK (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu) yükümlülüklerini yerine getirmeyen, izin şartlarını ihlâl eden, yayın ilkelerine ve kanunda belirtilen diğer esaslara aykırı yayın yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarını uyarır veya aynı yayın kuşağında açık şekilde özür dilemesini ister. Bu talebe uyulmaması veya aykırılığın tekrarı halinde ihlâle konu olan programın yayını, bir ilâ on iki kez arasında durdurulur. Bu süre içinde programın yapımcısı ve varsa sunucusu hiçbir ad altında başka bir program yapamaz. Yayını durdurulan programların yerine, aynı yayın kuşağında ve reklamsız olarak, Üst Kurulca hazırlattırılacak; Eğitim, kültür, trafik, kadın ve çocuk hakları, gençlerin fiziksel ve ahlaki gelişimi, uyuşturucu ve zararlı alışkanlıklarla mücadele, Türk dilinin güzel kullanımı ve çevre eğitimi konularında programlar yayınlanır.
Böylesine yetkileri olan bu kurumun, görevlerini yeterince ve tarafsızca yerine getirip getirmediği tartışmalıdır. RTÜK maalesef, iktidarın sopası haline dönüşmüştür. Muhalif kanalları cezalandırırken, havuz medyasına mensup yayınlara göz yummaktadır!
Bu arada, siyasetin ötesinde, mafyayı canlandıran dizilerin yayınlanmasına müsaade edilerek, gençleri adeta mafya adamı olmaya özendiren diziler görmezden gelinmektedir. Dizilerin adlarını vermeğe gerek yok. Eminiz ki, RTÜK bu dizilerin hangileri olduğunu çok iyi bilmekte, üyelerin kendileri de bu dizileri seyretmektedirler!
Bu açıdan, Radyo Televizyon Üst Kurulu’nu göreve davet ederek görevini hakkıyla yerine getirmesini, özellikle bu ülkenin çocuklarının ve gençlerinin zehirlenmesine müsaade etmemesini istiyoruz.
YORUMLAR