Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet ARITÜRK
Ahmet ARITÜRK

Abdullah Öcalan (APO) Beklenen Çağrıyı Yapacak mı!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından PKK terör örgütüne silahları bırakması çağrısında bulunması istenen İmralı sakini, terör örgütünün kurucu lideri konumunda olan Abdullah Öcalan (APO), 15 Şubat 1999’da Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye getirilmişti. 1998 yılına kadar Suriye’de barındırılan APO için dönemin Kara Kuvvetler Komutanı Orgeneral Atilla Ateş, Suriye hududunda yaptığı bir açıklamada Abdullah Öcalan’ı korumaya devam etmesi durumunda, gerekirse Suriye’ye savaş açılacağını açık bir şekilde ifade etmişti.

Kara Kuvvetler Komutanının açıklamalarından endişelenen Suriye yönetimi Abdullah Öcalan’ı ülkesinden çıkarma kararı alarak, Yunanistan’a geçmesine yardımcı oldu. Ancak, Yunanistan da, Abdullah Öcalan’ı himaye etmek işinde isteksizdi. Türkiye ile arasının açılmasını istemiyordu. Atina’da barınamayacağını anlayan APO, bunun üzerine sığınma talebinde bulunarak Rusya’ya geçti. Öcalan’ın Rusya’daki en büyük destekçisi Vladimir Jirinovski’di. APO, Rusya’da önceleri Jirinovski’nin Moskova’daki evinde kalmıştı. İlerleyen günlerde ise daha güvenli olan başka bir eve nakledilmişti. Ancak o sıralara denk gelen siyasi ziyaretlerde de konu ile ilgili sıkıntı ve kaygılardan bahseden Türk politikacılarının tutumu ve ABD Dışişleri sözcüsü James Rubin’in PKK’yla ilgili olarak Rusya’nın tavrına karşı sert bir açıklamada bulunması üzerine kendisine siyasi sığınmacı hakkı verilmedi. Bunun üzerine İtalya’ya geçti. Türkiye, İtalya’nın bu tutumunun Türk-İtalyan ilişkilerini olumsuz etkileyeceğini belirterek, APO’nun ülkelerinden çıkarılmasını istedi. Bunun üzerine APO Ermenistan’a gitme kararı alır. Bir uçak kiralayıp gitmek istediklerinde ise bir orta doğu ülkesinin daha iyi olacağı konusunda anlaşma sağlarlar. İlk durak olan Yunanistan’a dönerler. Buradan da bir orta doğu ülkesine gidilecektir. Buna rağmen akıllarına Hollanda fikri gelir ve bu ülkeye gitme kararı alırlar. Alınan yeni bir kararla  Öcalan önce Kenya’ya, buradan da güney Afrika Cumhuriyeti’ne gönderilecektir.

Kenya’ya giden APO, Yunanistan elçilik evinde kalmaya başlar. Ancak ortalık daha da gerilmiştir ve Yunanistan üst düzey politikacıları büyük elçiye Öcalan’ı konuttan çıkarması için kesin emir verirler. İkna çabasında olan büyükelçi, bir ara birkaç serseri kiralayıp onların zoruyla çıkarmayı bile düşünür. sonrasında bir özel timin gelip çıkarması konuşulsa da bu da gerçekleşmez. sürekli istihbarat paylaşımında olan gizli servisler aracılığıyla Öcalan’ın Kenya’da olduğu haberi gelir, bir toplantı yapılır. CİA yetkilisi; Başbakan, Cumhurbaşkanı, MİT Müsteşarı ve Genelkurmay Başkanı’na ABD’nin Öcalan’ı Türkiye’ye vereceğini söyler. Ancak bazı şartları vardır. Buna göre operasyon ortak yürütülecek, ülkeye canlı getirilecek, adil olarak yargılanacak ve idam cezası almayacaktır. Kabul edilir ve operasyon gerçekleştirilir.

Yunan üst düzey yetkilileri, Öcalan’la şahsen görüşerek uçağının hazır olduğunu ve daha güvenli bir yere götürüleceğini söylerler. Konuttan çıktıktan sonra kapıda bekleyen araçlara tek tek bindirilen Öcalan ve yanındakilerin, havaalanındaki hangara girer girmez çevreleri sarılır ve Öcalan yakalanarak Türkiye’ye getirilir.

Abdullah Öcalan yakalandığında “Fırsat verirseniz, Türkiye’ye hizmet ederim.” Demişti. Türkiye, Öcalan’ın yakalandığını 16 Şubat 1999’da Başbakan Bülent Ecevit’in yaptığı basın açıklamasıyla öğrendi. Düzenlediği basın toplantısında “Değerli gazeteciler, Sizlere ve aziz yurttaşlarımıza bir haberim var” diyerek söze başlayan Başbakan Bülent Ecevit, Abudllah Öcalan’ın yakalanarak Türkiye’ye getirildiğini ve en adil bir şekilde yargılanacağını duyurmuştu.

Mahkemede, 30.000 kişinin ölümünden sorumlu olmakla suçlanan APO 29 Haziran 1999’da yapılan son duruşmada, ayrılıkçılık ve vatana ihanet nedeniyle oybirliği ile idama mahkûm edildi. Karar 25 Kasım 1999’da Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından onandı. Yasalardan idam hükmünün kaldırılmasıyla cezası müebbet hapse tebdil edildi. Şubat 1999’da yakalanmasından bu yana, İmralı Adası’nda hapsinde.

Bakalım, Abdullah Öcalan 15 Şubat 2025 günü, beklenen çağrıyı yapacak mı! Yapsa dahi, terör örgütü silahları bırakacak mı!!!

TAŞLAMA

SEVGİLİLER GÜNÜ MÜ

NEYMİŞ HELE SÖYLEYİN

BU NE YALAN SEVGİDİR

BİR GÜNE SIĞAR DEYİN

 

ÂŞIKLARIN HER GÜNÜ

SEVGİLELER GÜNÜDÜR

SEVGİLİNİN HAYALİ

GÖNÜLLER ÜRÜNÜDÜR

 

İKİ SEVGİLİMİZ VAR

BİRİ VATAN, BİRİ DİN

KURBANIYIZ HER ZAMAN

BU İKİ SEVGİLİNİN

 

BAŞKA SEVGİLİLER BOŞ

İKİSİ YETER BİZE

HÜKMEDEMEZ GAYRİSİ

BİLİN Kİ KALBİMİZE

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER