140 ülkenin durumlarının irdelendiği HUKUK ENDEKSİNDE Türkiye, 2021 yılında 0.42 puanla 117. sırada yer alırken 2022 yılında aynı puanla bir sıra ilerleyerek 116. sırada yer almış bulunmakta. Bu istatistik uluslararası olup, siyasi bir içerik taşımamaktadır. Yani, Türkiye’de hukukun durumu bu! Bu gerçeğe rağmen, Beştepe’de düzenlenen Adli Yargı Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hâkimleri Kura Töreni’nde konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, “Kararınızı verirken hiç kimsenin, hiçbir gücün, hiçbir maddi değerin sizi yönlendirmesine müsaade etmeyin. Parayı pulu her zaman bulursunuz ama unutmayın, hak ve hukuk bulunmaz” buyurmuşlar.
Hâkimler ve Savcılar, herhalde Cumhurbaşkanının bu mesajından büyük hicap duymuş olacaklardır. Öyle ya, verdikleri kararların ne derece hukuka uygun(!) olduğu ortada. 140 ülke arasında 116. sırada yer almak, Türkiye’de hukukun düşürüldüğü durumu açıklamak açısından ibret verici değil mi! Peki, Türkiye’nin hukuk endeksinde en geri ülkeler safında yer almasının sebebi nedir. Hâkimler ve Savcılar, kendi hür iradeleriyle kararlar veriyorlarsa, Devletin başı olarak sayın Erdoğan’ın “Bu nasıl olur, hukuk endeksinde 140 ülke arasında 116. sırada yer almamızın sorumlusu sizlersiniz, sizin kararlarınızdır, kendinizi düzeltiniz” diyerek kulaklarını çekmesi gerekmez miydi.
Türkiye’nin hukuk endeksinde 140 ülke arasında 116. sırada yer almasının elbette sorumluları olmalı. Bu sorumlular da, ya hâkim ve savcıların bizzat kendileri, ya da onları yönlendirenlerdir. Ama her iki durumda da hâkim ve savcılar sorumluluktan sıyrılamazlar. Onlara talimat veren varsa, talimatı verenlere “Biz, anayasanın ve yasaların emrettiği doğrultuda hüküm vermekle mükellefiz. Yasal açıdan emir ve talimatlarla karar vermeyiz. Yasaların emirleri doğrultusunda hareket ederiz” demeleri gerekmez mi!
Bizce, Sayın Erdoğan hâkimlere ve savcılara adalet dersi vereceğine, Türkiye’nin hukuk endeksinde 140 ülke arasında 116. sırada yer almasının hesabını sormalıydı! O zaman “Berlin’de hâkimler var” özdeyişine “Türkiye’de hâkimler var” demek hakkına sahip olurduk.
“Adalet, mülkün temelidir” özdeyişinin ne kadar gerçekçi olduğu ortada. Hedefi, dünyanın en gelişmiş 10 ülkesi arasında yer almak olan Türkiye, maalesef 2022 yılında, 21’nci sıraya gerilemiş bulunmaktadır. Şüphesiz, ekonomik durumun böylesine gerilemesinin sebepleri arasında hukukun üstünlüğü prensibine olan uyumsuzluğun etkisi büyüktür.
Sonuç itibarıyla Türkiye, hukuk endeksinde 140 ülke arasında 116. sırada yer alırken, hukuk âşığı olan ve adaletiyle ünlü Halife Hazret-i Ömer’i örnek aldığı iddiasında olan Sayın Erdoğan’ın konuşmasında hâkim ve savcıların kulaklarını çekmesi ve “Verdiğiniz kararlarla, Türkiye’yi hukuk endeksinde neden 140 ülke arasında, 116. Sıraya düşürdünüz” diye hesap sorması gerekirdi!
(HIKEM ÇIRÇIRO) VEYA HÜKM-İ KARAKUŞİ!!!
Bizim eski Siirt yerlilerinin meşhur bir deyimleri vardır. Bir zamanlar var olan kadılık müessesesindeki haksızlıkları dile getirmek açısından üretilen (HIKEM ÇIRÇIRO = ÇIRÇIRO’NUN HÜKMÜ!) deyimi zaman içinde unutulmuş olsa bile, biz Siirt’in eski yerlileri hala bu deyimi anımsarız. Deyimin ne sebeple söylendiğini de biliriz.
Öyle anlatılır ki, bir zamanlar Siirt’te hüküm süren bir derebeyi, işlerini sözde şeriata uygun yürüttüğüne halkı inandırmak açısından adı ÇIRÇIRO olan bir yarım hocayı kendisine kadı yapmış. ÇIRÇIRO’NUN bütün hükümleri de haliyle Derebeyinin istediği şekilde alınırmış. İşte, bundan mülhem olarak (At ölür, meydan kalır; yiğit ölür şanı kalır) esprisine uygun olarak ÇIRÇIRO adlı bu sözde kadı da ölüp, cehennemin esfeline hendeklense bile, adı, sanı yürümüş, gitmiş. Siirtli atalarımız, ondan sonra kadılar tarafından verilen adaletsiz kararları tanıtmak açısından (HIKEM ÇIRÇIRO) deyimini hep kullana gelmişlerdir. Bu deyim, Cumhuriyet öncesi yıllarda en çok kullanılan deyimlerden biriyken, Cumhuriyetle birlikte yeni mahkemeler, hâkimler, savcılar atanmağa başlanınca da unutulmağa yüz tutmuştur. Bu vesileyle, biz bir kere daha Siirtlilere ait olan (HIKEM ÇIRÇIRO) deyimini anımsatmış olalım ki, tarihi nitelikteki bu deyim, Siirt anekdotları içinde yerini alsın.
Biz Siirtlilerin, (ÇIRÇIRO) DEYİMİMİZİN karşıtı olarak Anadolu insanları da genelde (HÜKM-İ KARAKUŞİ) deyimini kullanırlar! Yani, ÇIRÇIRO ile KARAKUŞİ isimleri aynı kapıya çıkar. Her iki sözde kadı, zamana, zemine ve aldıkları emirlere göre hareket eden kadıları temsil ederler.
TAŞLAMA
EMEKLİLER OCAK’TA
İYİ ZAM ALACAKMIŞ
MART AYINDA SEÇİM VAR
BUDUR SEBEB-İ ARTIŞ
GERÇİ MEMURLARA DA
VERİLEN ZAM YETERSİZ
EMEKLİYE KIYASLA
ÇOK GİBİDİR ŞÜPHESİZ
BİRİNE KEPÇE İLE
BİRİNE ÇAY KAŞIĞI
ÖYLE BUYURMUŞ MEĞER
ADALETİN ÂŞIĞI
EMEKLİNİN AĞZINA
BİR PARÇA BAL ÇALACAK
AMACI KANDIRMAKTIR
YEREL SEÇİMİ ALMAK
MÜ’MİN AYNI DELİKEN
İKİ DEFA SOKULMAZ
BİLİNSİN BU OYUNA
EMEKLİ BU KEZ KANMAZ
SEÇİM BİTTİ, EMEKLİ
KIÇINA TEKME YEDİ
EMEKLİYE BU ÇİLE
YETTİ BİRADER YETTİ
EMLEKLİ DIŞ KAPININ
DIŞ MANDALI HÜKMÜNDE
RAHAT YÜZÜ GÖRDÜĞÜ
YOKTUR SON DEMLERİNDE
EMEKLİYE AÇIKÇA
“AÇLIKTAN ÖL” DİYORLAR
SADAKA GİBİ MAAŞ
VERİP AVUTUYORLAR
AH EMEKLİ KARDEŞİM
SUÇ SENDEDİR, BENDEDİR
YİRMİ YIL BUNCA ÇİLE
ÇEKERSİN, SUÇUN NEDİR