Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un, tüm şehir merkezlerinin 3 boyutlu dijital ortama aktarılmasına yönelik projenin tamamlandığını dile getiren açıklamasında; “Afetler için önceden önlem alınacağı ve kaçak yapıların tespit edileceği” ne vurgu yapması, ülkemizin her noktasında deprem riski altında olduğu gerçeğini anımsattı bir kez daha…
Bu açıklamaya yer verilen medya haberlerinde, depreme dayanıklı olmayan ve sayıları milyonlarla ifade edilen konutların bir an önce dayanıklı konuma getirilmelerinin ne kadar zaman alacağından söz edilmemiş olması nedeniyle, konuya dikkat çekmek isterim yine… İnsan hayatı her şeyden daha önemli olduğuna göre depreme dayanıklı olmayan milyonlarca konutun dayanıklı hale getirilmesi, öncelikli hizmeti teşkil etmelidir ama yeterince önemsenmiyor bu gerçek… Memnuniyet uyandıran hizmetler gerçekleştirilmiş olsa bile Allah korusun meydana gelecek bir deprem afetinde söz konusu hizmetler, yakınlarını kaybedenler nezdinde yok hükmünde sayılarak; “Hayatımızı koruma bağlamında gerekli önlemler alınmıyorsa diğer hizmetlerin ne önemi var…” diye tepki toplayacaktır ve daha önceleri yaşanmış olan depremler sonrası kulaklarda çınlayan bu yakınmaları, ülke yönetiminde söz sahibi olanlar da duymuşlardır kanımca…
Bundan bir müddet önce İstanbul’u da sallayan deprem nedeniyle kimilerinin; “Yakın bir gelecekte daha büyük bir deprem bekleniyor…” ifadelerinin burada ikamet eden vatandaşlarımızı endişelendirdiğine tanık oluyorum ziyaret ettiğim mekanlarda… Bir hemşerim; “Şu yan yana dikilen yüksek binaların kaçı depreme dayanıklı bilinmiyor ama İstanbul’umuzdaki dayanaksız binaların her yerden daha fazla olduğunu deprem uzmanlarınca yapılan açıklamalardan biliyoruz… Tabii ki ilgililer de biliyorlar ve depreme dayanıklı olmayan binaların kısa zamanda dayanıklı hale getirilmesine yönelik bir kararlılığa tanık olmamanın üzüntüsünü yaşıyoruz.. Çoğumuz kurulu tezgahımızdan vazgeçerek başka yerlere gitme şansımız da yok… Gerçi yurdumuzun her yeri deprem kuşağında yer alıyor, ancak; afetler bağlamında İstanbul’un durumu çok daha endişe vericidir…” derken Siirt’imizin de birinci derecede deprem kuşağında yer aldığının altını çizerek, deprem uzmanlarının bu tespitini hatırlattı bana..
Sayın Bakanın “Dünyada bir ilk” diye ifade ettiği projenin vereceği sonuçlar uygulamaya geçilen süreçte görülecek derken, ülkemizde depreme dayanaklı olmadıkları belirlendiği belirtilen ve sayıları milyonlarla ifade edilen konutları dayanıklı hale getirmenin her hizmetten çok daha önemli olduğuna, ilgililerin dikkatini çekiyorum tekrardan… Unutulmamalı ki, ansızın gelir deprem afetleri..
YORUMLAR