Nöbetçi Eczaneler
GAZETECİ, ŞÂİR VE YAZAR AHMET ARITÜRK’ÜN SİİRT VE YÖRESİYLE İLGİLİ ŞİİRLERİNİ DERLEYEREK BİR ARAYA GETİRDİK. DÜN BİRİNCİ BÖLÜMÜNÜ SUNDUĞUMUZ ŞİİRLERİN İKİNCİ BÖLÜMÜNÜ BUGÜN SUNUYORUZ:
BEN SİİRT’İM
BEN SİİRT’İM
TARİHİN KENDİSİYİM,
KAÇ BİN YILLARDAN BERİ
İNSANLARIN ENİSİYİM
BEN SİİRTLİYİM
SELÇUKLUYUM,
OSMANLIYIM,
TÜRKÜM, TÜRKİYELİYİM
BEN SİİRTLİYİM
ANA TARAFINDAN DEŞTETANLI
BABA TARAFINDAN
HASANKEYFLİYİM
BEN SİİRTLİYİM
ÜÇ DİLLİYİM
HEM DOLUYUM,
HEM DELİYİM
ARAPÇAYI EVDE
TÜRKÇEYİ OKULDA
KÜRTÇEYİ ÇARŞIDA,
PAZARDA ÖĞRENDİM
BEN SİİRTLİYİM
PERVARİ BALI GİBİ ŞİFALI
ZİVZ İK NARI KADAR
ŞERBETLİYİM
BEN SİİRTLİYİM
FISTIK EKERİM,
FISTIK BİÇERİM,
BEN BİR FISTIK GÜZELİYİM
BEN SİİRTLİYİM
TOPRAK KADAR MÜTEVAZİ
TOPRAK KADAR MÜNİS
TOPRAK KADAR BEREKETLİYİM
BEN SİİRTLİYİM
ZULME BOYUN EĞMEM
BOTAN ÇAYI KADAR HIRÇIN
BOTAN ÇAYI KADAR ÖFKELİYİM
BEN SİİRTLİYİM
İBRAHİM HAKKI’YIM,
FAKİRULLAH’IM,
VEYSELKARANİ’YİM
BEN SİİRTLİYİM
ABİD’İM, ZAHİDİM
MUHAMMED’İN SEVDALISI
ALLAH’IN HAS NEFERİYİM
SİİRT GAZETESİ İÇİN
ASIRLIK ÇINAR GİBİ,
BU SİİRT GAZETESİ
SİİRT İLE VAR GİBİ,
BU SİİRT GAZETESİ
KOLLARI DALLARI VAR ,
PETEĞİ BALLARI VAR
NİCE ANILARI VAR,
BU SİİRT GAZETESİ
İSMİ İLE MÜSEMMA,
SENET GİBİDİR NAMA
LÂYIKTIR İHTİRAMA,
BU SİİRT GAZETESİ
TARİHİN KENDİSİDİR,
KÜLTÜR HAZİNESİDİR
SİİRTLİNİN SESİDİR,
BU SİİRT GAZETESİ
DOĞRULUK VAR ÖZÜNDE,
YİNE GENÇ, YİNE ZİNDE
TEKTİR SİİRT İLİNDE,
BU SİİRT GAZETESİ
ACI-TATLI GÜNLERDE,
BAYRAK GİBİ ELLERDE
TÜRKÜ GİBİ DİLLERDE,
BU SİİRT GAZETESİ
70’İNCİ YILINI, ŞEREF
İLE DOLDURDU
GİDER YÜZ YILA DOĞRU,
BU SİİRT GAZETESİ
ELLİ YILDIR ÂBİD’İ,
EYLEMİŞTİR SABİTİ
YÂR GİBİ, YÂRAN GİBİ,
BU SİİRT GAZETESİ
BAŞBAKANIM SİİRT’E ÜNİVERSİTE İSTERİM
SİİRT-ŞIRNAK YOLUNU
YAPSANIZ İSTERİM YA
PERVARİ-VAN YOLUNA
OH NE ALÂ DERİM YA
AMA GÖNLÜMDE YATAN
ÜNİVERSİTE BENİM
BAŞBAKANIM SİİRT’E
ÜNİVERSİTE İSTERİM
ŞİRVAN MADENLERİNİ
İŞLETSENİZ NE ALÂ
BAKİR DURUYOR BAKIR
MADENİ BURDA HALÂ
BEN YİNE DE İLLA Kİ
ÜNİVERSİTE DERİM
BAŞBAKANIM SİİRT’E
ÜNİVERSİTE İSTERİM
HAVA ALANIMIZI
AÇSANIZ İŞLETMEYE
KİMİN DİLİ VARIR Kİ
BUNA “HAYIR” DEMEYE
LÂKİN ÜNİVERSİTE
TUTKUM DEPREŞİR BENİM
BAŞBAKANIM SİİRT’E
ÜNİVERSİTE İSTERİM
ILISU BARAJINA
BAŞLANSA DA BAŞLANSIN
BOTAN, KEZER VE BAŞUR
BARAJLARLA TAÇLANSIN
LÂKİN BEN YİNE İLKİN
ÜNİVERSİTE DERİM
BAŞBKANIM SİİRT’E
ÜNİVERSİTE İSTERİM
DEMİRYOLU SİİRT’TEN,
ŞIRNAK’A DEK UZANSA
ÇIKMAZ SOKAK OLMAKTAN
SİİRT’İMİZ KURTULSA
İYİ OLUR AMA BEN
ÜNİVERSİTE DERİM
BAŞBAKANIM SİİRT’E
ÜNİVERSİTE İSTERİM
VEYSELKÂRANİ, TİLLO
TURİSTİK BİRER ALAN
YAPLIRSA NE ALÂ,
KIVANÇ DUYULUR BUNDAN
AMA BEN ÖNCELİKLE
ÜNİVERSİTE DERİM
BAŞBAKANIM SİİRT’E
ÜNİVERSİTE İSTERİM
SİİRT’E DÖRTYÜZ-BEŞYÜZ
KONUT YAPILACAKMIŞ
DAR GELİRLİ KİRADAN
SÖZDE KURTULACAKMIŞ
AMA ÜNİVERSİTE
OLMALI BENİM EVİM
BAŞBAKANIM SİİRT’E
ÜNİVERSİTE İSTERİM
NOT: Yukarıdaki şiir
Siirt Milletvekili, Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın 9 Mayıs 2003 tarihinde Siirt’i ziyareti dolayısıyla yazılmış ve aynı tarihli DEMOKRAT SİİRT Gazetesinde yayınlanmıştı.
ZÂLİM BOTAN
BOTAN-BOTAN ZÂLİM BOTAN
HIRÇIN-HIRÇIN AKMA BÖYLE
AKIP-AKIP DURULMA GEL
YÜREĞİMİ YAKMA BÖYLE
İÇTİK SENİN SUYUNU BİZ
HEM ALMIŞIZ HUYUNU BİZ
GÖRMEDİK Kİ TOYUNU BİZ
GÖNÜLLERİ YIKMA BÖYLE
NİCE YİĞİT YUTTU SUYUN
DEĞİŞMİYOR BUDUR HUYUN
İSTER DARIL, İSTER GÖYÜN
BOYUNLARI BÜKME BÖYLE
ÂBİD, BOTAN SUYUMUZDUR
SERT MİZACI HUYUMUZDUR
ACIMASIZ HEM YAVUZDUR
BENDLERİNİ YIKMA BÖYLE
SİİRTLİM
BELÂSI TATLI GÜZEL
YAKTIN ZÂLİM SİİRTLİM
ALNIMA YAZGIN EZEL
NOLUR HÂLİM SİİRTLİM
İÇİP BOTAN SUYUNU
ALMIŞ SUYUN HUYUNU
SALIN DA GEL BOYUNU
GÖREM BALIM SİİRTLİM
BOTAN SUYU ZÂLİMDİR
BEN SANMIŞTIM YÂRİMDİR
SEVDÂN GÖNÜL NÂRIMDIR
NOLUR HÂLİM SİİRTLİM
BOTAN HAY ZÂLİM BOTAN
VAR MI YULARIN TUTAN
YİĞİTLER TUTUP YUTAN
BENİM ZÂLİM SİİRTLİM
ÂBİD GİRİFTAR ZULME
GÜLER MİSİN HALİME
ADIM-ADIM ÖLÜME
GİDER YOLUM SİİRTLİM
AYNSALİP ÇEŞMESİ
İLK AŞKI YAŞAMIŞTIM
AYNSALİP ÇEŞMESİNDE
BİR GÜZELE YANMIŞTIM
AYNSALİP ÇEŞMESİNDE
KIZIN ADI SEVDA’YDI
KİRPİK OK, KAŞLAR YAYDI
GÖRDÜĞÜM BİR RÜYAYDI
AYNSALİP ÇEŞMESİNDE
SEVDÂLIYDIM O KIZA
KENDİNİ ÇEKTİ NAZA
KADERE ETTİK RIZA
AYNSALİP ÇEŞMESİNDE
ÇEME SUYU ACIYDI
SUÇ, ÇEŞMENİN SUÇUYDU
GÖNÜLLER YAKMAK HUYDU
AYNSALİP ÇEŞMESİNDE
SONRA ASKERE GİTTİK
AYNSALİP’İ TERKETTİK
ÂBİD AŞKI YİTİRDİK
AYNSALİP ÇEŞMESİNDE
CIGOR NEDİR
“CIGOR” DENİLEN
SİİRT’E HAS AN’ANE
“CIGOR” DEMEK “CEGİR”DİR,
GIRGIR GEÇMEKTİR YANİ
ESKİDEN BU SİİRT’TE
ÇOKTU GAYRİMÜSLİMLER
ORUÇ TARZLARI İSE
“PERHİZ” DENEN TERANE
“AHAD-EL HULU” DENEN
“TATLI PAZAR” DEMEKTİR
O GÜNE HAS TATLILAR
YAPILIRDI ŞAHANE
RAYOŞ-U MEKETİP’LE,
SARIBURMA, BAKLAVA
NEREDE KALDI ESKİ
“TATLI PAZAR”LAR HANİ
TATLI PAZAR ERTESİ
GELİR MÜBAREK CIGOR
ZIMBILOKTUR GECENİN
YEMEĞİ EN ŞAHANE
AFİYET OLSUN DOSTLAR
ZIMBILOKLAR, COKATLAR
“SUKE”Yİ ÇEVİRİNİZ
DAMIN BAŞINDA YİNE
SİİRT İÇİN AĞLAMAĞA GEL
BOTAN, BAŞUR, KEZER ÇAYLARIN SENİN
TAŞBAŞINDA NERGİZ TOPLAMAĞA GEL
NE GÜZELDİR MART’IN, NİSAN’IN SENİN
ZAMBAKLAR AÇACAK KOKLAMAĞA GEL
ŞEYH EBUL VEFA’DA ŞIHER VAR, ŞIHER
GELİNLİK KIZLARIN YAKIYOR CİĞER
YOLUN ŞEYH MUSA’YA UĞRARSA EĞER
EL AÇIP ALLAH’A YALVARMAĞA GEL
ÇIKALIM SENİNLE ŞEYH EL-TÜRKİ’YE
NE KALMIŞ SİİRT’TEN BİR BAK GERİYE
MEZAR TAŞLARINI BULUP KARİYE
NELER YAZILIDIR OKUTMAĞA GEL
İSTERSEN ÇIKALIM ŞEYH EL TAYYAR’A
NERDE KALDI ESKİ “MEYDAN TAYYARA”
SİİRTLİ SEVDALIM ZÜLFÜNÜ TARA
TİFTİK BİR SECCADE DOKUMAĞA GEL
ŞIHR-IL BAYF HAFTASI BİL Kİ BU HAFTA
RENGARENK BOYANIR EVDE YUMURTA
SEPET-SEPET GİDER GELİNE, DOSTA
ŞIHR-IL BAYF GÜNÜNDE TOKUŞMAĞA GEL
ARBAN ZOE GÜNÜ KITEL VAR, KITEL
YANINDA PIRTİKE, NE HOŞ, NE GÜZEL
BOŞ BİR TESTİ AL DA, KIZ, TARMOL’A GEL
AB-I HAYAT SUYUN DOLDURMAĞA GEL
YAZ GELDİ ÇIKALIM ÇEMİKÂRİ’YE
KOYUNLAR, KUZULAR MELEŞİR NİYE
PETEKLER, BALLARLA DOLACAK YİNE
PETEK-PETEK BALLAR DEVŞİRMEĞE GEL
TİLLO’YA GİDELİM ZİYARETLERE
ÇÂRE GELSE HAK’TAN GELİR DERTLERE
BİZE MİHMAN KARANLI OL VEYSEL’E
AŞK-I MUHAMMED’LE YÜZ SÜRMEĞE GEL
NUH’UN GEMİSİ’Nİ KILIP ZİYARET
CUDİ’YE ÇIKALIM İSTERSEN ŞÂYET
“VESTEVET ELEL CUDİYYİ” BU ÂYET
GEMİ KALINTISI ARAMAĞA GEL
ÂBİD BU SİİRT’İN TARİH KENDİSİ
ÇÖZÜLMEMİŞ HALÂ BİR NİCE GİZİ
GÖNÜL GÖZÜ İLE SÜRELİM İZİ
ŞEHR-İ SİİRT İÇİN AĞLAMAĞA GEL
DEVLET BABA
DEVLET BABA HALİM SORMAZ MISIN HİÇ
ÜÇ PARÇAYA BÖLDÜN REVÂ MI BENİ
ALTI İLÇEM, YEDİ BUCAĞIM ALDIN
NEYLEDİN, YARENE DEVÂ MI BENİ
İKİYÜZON KÖYÜM BENDEN FA’RETTİN
GELİNLERİM, BAŞKASINA YÂRETTİN
GÜLÜMÜ, HÂRETTİN; İÇİM, NÂRETTİN
BİR HİÇ Mİ BELLEDİN, HEVA MI BENİ
BENDEN DAHA SADIK VAR MIDIR SANA
BUNDAN MI HİZMETTE HEP KALDIM SONA,
SINARSAN, VATANI SEVMEKTE SINA
SAHİPSİZ BIRAKTIN, REVÂ MI BENİ
BUNCA ALDIĞININ BEDELİ HANİ
DEVLETİN HEP MÜŞFİK O ELİ HANİ
SAHİPSİZ KOMAZDIN SİİRT’İ HANİ
KOYARMISIN ÖYLE BÎ DEVÂ BENİ
ZATEN PERİŞANDIM, BÜSBÜTÜN ÇÖKTÜM
SEN BABASIN SANA, İÇİMİ DÖKTÜM
YETİŞMEZ Mİ BUNCA ÇİLELER ÇEKTİM
MUŞTULA ÖZALIM, MUŞTULA BENİ
NOT: Yukarıdaki şiir Siirt’in üçe bölünmesi dolayısıyla dönemin Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL’a yazılan arz-ı hâldir.
KOÇERO DESTANI
ŞU YAKINDAN GEÇEN KOÇERO İDİ
GAMMAZI BIRAKMAZ ÖLDÜRÜR İDİ
EPEY ZAMANDANDIR PUSUDA İDİ
SAVULUN KANCIKLAR KOÇERO GELDİ
ŞERİFOYU DAĞLI ALİKO VURDU
HABERİ İŞİTTİ DAĞLARIN KURDU
ŞERİFOĞLU İÇİN ALO’YU VURDU
SAVULUN ALÇAKLAR KOÇERO GELDİ
TİLLO YOLLARINDA PİKABI SARDI
KAYABAĞLARINDA ÇEMBERİ YARDI
AYNBARRAN KÖYÜNDEN SIR OLDU KAÇTI
SAVULUN KORKAKLAR KOÇERO GELDİ
DAĞDA HÜKÜMETİ TEMSİL EDENDİR
BAZEN İYİ, BAZEN KÖTÜ OLANDIR
EŞKIYADIR AMA, MAZLUMLARDANDIR
SEVİNİN MAZLUMLAR KOÇERO GELDİ
NOT: Koçero, bir zamanlar Siirt’te nam salan ünlü bir eşkıyaydı. Ancak Köroğlu, Dadaloğlu gibi sevilen bir yanı vardı. Yıllarca yaygın medyaya da konu oldu ve onunla röportajlar yapıldı. Bir efsane olarak yıllarca Siirt ve yöresinde anıldı. Bu destan, KOÇERO daha hayattayken yazılmış ve yayınlanmıştı.
ESKİ SİİRT EVLERİ
EVİMİZİ ARIYORUM,
ÇOCUKLUK YILLARINDAKİ EVİMİZİ
NE GÜZEL EVDİ, EVİMİZ,
O TİPİK ESKİ SİİRT EVİ
EVLERİ CAS’TANDI SİİRT’İN
KAPILARI ÇİFT KANATLI “DERGA”YDI
KADINLARA, ERKEKLERE ÖZEL VURGULU
DERGİALARDA İKİ AYRI ÇEKİÇ VARDI
DERGA’LARIN ÜSTÜNDE SÜSLÜ KEMERLER
KEMERLERDE KUR’AN’DAN
ÂYETLER, BESMELELER
MA’BAR DENİLEN GİRİŞLERİ VARDI EVLERİN
SAĞINDA SOLUNDA “DİKKE”LER
BİR MÜDDET DİKKELERDE OTURTULUR
BEKLETİLİRDİ MİSAFİRLER
DİVAN ODASI VARDI MA’BARIN GİRİŞİNDE
KİLİMLER, MİNDERLER SERİLİYDİ YERLERDE
VE YASTIKLAR VARDI,
KILIFLARI SÜSLÜ YASTIKLAR
DUVARLARA DAYALI,
MİNDERLERİN ÜSTÜNDE
IRVİZZET DENİLEN KİLER ODASINA
KURULURDU DİVAN ODASININ KARŞISINA
KOCA KOCA TOPRAK KÜPLER,
YEŞİL SİNDENE’LER
PEKMEZ, KEEKTARİ, LEHEMMEKSUT, KELİYE
SEVER KİTEL, TURŞU DOLUYDU KÜPLER
MA’BARLARDA, HAVŞLARA GEÇERDİK
“HAVŞ” DENİLEN ÜSTÜ AÇIK,
SEMAYI GÖREN KESİMDİ
BÜYÜK HAVŞLARIN ORTA YERLERİNDE
YEŞİL BİR ALAN OLURDU, İÇİNDE ASMA DİKİLİ
HAVŞ’LARIN SOKAKLARA TARAF KESİMİNDE
MA’SARA’LAR VARDI, CIRN’LAR VARDI
MA’SARALARDA ÜZÜMLER SIKILIRDI
ŞIRASINDAN PEKSİMET,
PEKMEZ, SUCUK YAPARLARDI
KOCA KOCA KAZANLARDA
KAYNATILAN BUĞDAYLAR
CIRN’LARDA DÖVÜLER,
MAKİNALARDA ÇEKİLİRDİ
AH, O SEVER MASLOK DENİLEN
KAYNATILMIŞ BUĞDAY
ÜZERİNE BİRAZ DA TUZ SERPİLİNCE
NE GÜZEL YENİLİRDİ
HER EVDE BİR KUYU VARDI MUTLAKA
SULARI TUZLUYDU, ACIYDI AMA
O YILLARDA, AŞIRI SUSUZLUK ÇEKİLİRDİ
AYAKYOLU, HAVŞ’IN EN KÖR NOKTASINDAYDI
AMAÇ, KOKULARDAN UZAK TUTMAKTI
EVLERİN İÇLERİNİ
ABBARA’DAN GİRİLİRDİ ODALARA
EVLER YA TEK KATLI OLURDU, YA DA İKİ
İKİNCİ KATTAKİ ODALAR ARASINDA
ÜSTÜ KAPALI, ÖNÜ AÇIK HAVŞLARA BAKAN
BOŞLUKLAR VARDI,
ADINA “ÇIRTAK” DENİLİRDİ
YAZ GECELERİNDE ÇIRTAKLARDA
OTURULUR, SOHBET EDİLİRDİ
DAMLARA ÇIKAN MERDİVENLERİN
ÜSTÜNE “CEMELON” DERDİK
PATLICANLAR, BİBERLER KURUTULMAK İÇİN
CEMELON’LARA SERİLİRDİ
YAZLARI DAMLARDA YATARDIK
YILDIZLARIN ALTINDA YATMAK
AH, NE KADAR KİYİFLİ,
NE KADAR DOYUMSUZ
VE NE KADAR GÜZELDİ
TİLLOLU SULTAN MEMDUH HAZRETLERİ İÇİN
ALLAH’IN İNAYETİ VE SONSUZ RAHMETİYLE
RUH SAFLIĞA ULAŞIP GİRDİ TERTEMİZ HALE
VE AÇIĞA KAVUŞTU ÇOĞALAN BİR HÂL İLE
ARİF-İ BİLLAH SULTAN MEMDUH BEREKETİYLE
VE BEDİR AYI GİBİ KEMALE ERDİ MEMDUH
O İSLÂMIN YIKILAN BAYRAĞINI KALDIRDI
VE TARİKATA GÜNEŞ GİBİDİR İNTİSABI
MEVLÂ ONA HAKİKAT ŞARABINI TATTIRDI
HER DEVİR BİR GELİNE İÇİRİR BU ŞARABI
DERYALAR GİBİ DERİN, MÂNAYLA DOLU MEMDUH
O’NUN DIŞ GÜZELLİĞİ, KEMÂLİNE İŞARET
BUNU ANLARSIN GÜZEL YÜZÜNE BAKSAN ŞÂYET
EY O’NUNLA CİDALE KALKIŞAN BİR DİKKATET
NEDİR SENDEKİ BU HÂL, BU GAFLET, BU DALÂLET
BU DEVİRDE EŞSİZDİR İLM-İ LEDUNDA MEMDUH
SIRLARI HER BİR DERDE AŞİKÂR OLDU O’NUN
YÜKSELEN MERTEBESİ İŞARETİDİR BUNUN
O’NU ZİYARET EDEN, TE’YİT ETMEDE BİLİN
BİLHASSA İTİKADI ÇOKTUR O’NA AKRAD’IN
ONLARCA GAYET İYİ TANINIR BİL Kİ MEMDUH
O ÖYLE BİR SOYDAN Kİ, BENEMEZ HİÇ BİR SOYA
VE O’NUN ASİL SOYU, VARMADADIR ABBAS’A
MAKAMI PEK YÜKSEKTİR, ÂRİFLER EYLER GIPTA
HALK GÖZÜYLE BAKARSAN, BU TİLLOLU İMAMA
ÂŞIK OLURSUN HEMEN AKLINI ALIR MEMDUH
O ÇOĞU ZAMAN HAKKIN ZİKRİNE DALAR GİDER
UZAKLAŞMIŞTIR ONDAN TÜM NEFSANİ LEZZETLER
GECELER TEFEKKÜRLE UYUMAYI TERKEDER
GÖRMEZ MİSİN HUCUMA HAZIR ASLANA BENZER
SAVAŞAN ASLANLARA BENZER ŞEYHİMİZ MEMDUH
NİCE YILLARI SÜLÜK İLE GEÇMİŞTİR O’NUN
YÜKSEK MAKAM BULMASI BUNDANDIR BİLMELİSİN
GAVS VE KUTUP OLUŞU ÂYAN OLDU BÜSBÜTÜN
İNANMAZ MISIN BUNA, GERÇEĞİ GÖRMEZ MİSİN
SAADETE ERİŞTİ, DÂVÂ SAHİBİ MEMDUH
O’NUN MÜRİTLERİNE GIPTA ETMEDEYİM BEN
BELLİ OLUR HALLERİ, YÜZLERİNE BAKARSAN
İMDADINA YETİŞİR MÜRİDİNİN ÖLÜRKEN
VASIL EDER ALLAH’A İMAN ÜZERE BİL SEN
DUASIYLA SULTANLAR SULTANI OLAN MEMDUH
BU FAKİR BU METHİYLE ÜMİT ETMEKTEDİR Kİ
KABİRDE ÇÜRÜMEDEN, TOPRAK OLMADAN TENİ
DÜNYA GÖZÜYLE GÖRÜR, NURLU YÜZÜNÜ BELKİ
YARALI KALBİ İLE O’NUN ÂŞIĞI NURİ
GÜZELLERİN GÜZELİ AY YÜZLÜ SULTAN MEMDUH
BU ŞİİRİ TERCÜME EYLEYEN ÂBİD DAHİ
İSTİMDAT EYLER SULTAN MUMDUH’TAN BİL Kİ AHİ
ELİMİZDEN TUT GAYRİ, EY AY YÜZLÜ, EY MAHİ
EY GÖNÜLLER SULTANI, İNRANIRIM VALLAHİ
ELDEN TUTUCUSUN SEN, ÇAĞRILDIN MI EY MEMDUH
NOT: Arapça aslından tercüme eden Ahmet ARITÜRK
