Asrın felaketi olarak nitelendirilen 6 şubat depremlerinin ikinci yıl dönümünde bir yandan depremde kaybettiğimiz canlarımızı rahmetle anarken öbür yandan da deprem felaketini nasıl atlattığımızı ve temenni etmeyiz ama bundan sonra meydana gelebilecek deprem ve benzeri felaketler konusunda alabileceğimiz önlemleri konuşuyoruz.
Bu gün bu zifiri karanlık tabloyu bir nebzede olsa aydınlatan ve yaralı yüreklerin biraz olsun acılarını dindiren bir konuya ve Siirt olarak burada konumlandığımız noktaya değinmek istiyorum.
Evet bu karanlık, bu acı, feryat ve göz yaşı dolu hafifçe aydınlatan nokta; insanımızın böyle durumlarda ki fedakarlığıdır.
Ülkemizin dört bir yanında yaşayan insanlar tanımadıkları görmedikleri bu insanların imdadına koştular.
Adeta yemediler, yedirdiler, içmediler, içirdiler tabiri caizse, ağızlarındaki lokmayı, sırtlarındaki hırkayı hiç düşünmeden deprem bölgesine gönderdiler.
Bu fedakarlık örneği yarışta Siirtliler de geri kalmadılar. AFAD’ın başarılı ve çalışkan müdürü sevgili Cahit Akkoyun’u dinlediğinizde ne demek istediğim daha iyi anlaşılır.
Aylar boyunca arama kurtarma çalışmalarında Adıyaman da koordinatör müdür olarak çok güzel işler başaran Akkoyun Siirtli hemşerilerimizin gösterdikleri özveri ve fedakarlıklardan gurur duyduğunu belirtiyor.
Bu fedakarlık abidesi kurtarma ve yara sarma çalışmasının çok sayıda gizli kahramanları bulunuyor.
Çocuğu için aldığı oyuncakları giysileri deprem çocuklarıyla, umre için topladığı parayı depremzedelere bağışlayanlar, enkazdan trilyonlarca altın ve paraya el sürmeden yetkililere teslim eden iş makinesi operatörünü, arama kurtarma çalışması için giden hemşerilerimizin insan üstü fedakarlıklarını sevgili Cahit Akkoyun’dan, Akkoyun’un da fedakarlık ve 24 saat esasına dayalı çalışmalarını da orada görev yapan mülki idare amirlerinden dinleyin ve gurur duyun.
