Türkiye’de, adalet mekanizmasının en yüksek adalet kurumları olan Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay tarafından düşürüldüğü durumu görünce ve ülke olarak adaleti mumla arar hale gelince aklıma bir zamanların Sovyetler Birliğinin düşürüldüğü durumla ilgili bir anekdot düştü.
Anekdot şu:
Öyle anlatılır ki, Sovyetler Birliğinin katı kurallarla uygulandığı dönemlerde kitapevinin birinin sahibi vitrine üç kitabı üst-üste ve kitapların adlarının artarda okunacak şekilde dizerek bir mesaj vermek istemiş. Üç ayrı kitabın adları art arda okunacak şekilde dizilince şöyle bir kompozisyon ortaya çıkıyormuş:
MOSKOVA’DAN UZAKTA
HÜR BİR BAYRAK ALTINDA
YAŞAMAK İSTİYORUM
Şimdi, benim bir kütüphanem olsa ve kütüphanemde satışa sunduğum kitaplar arasında adları:
ANKARA’DAN UZAKTA
HÜR BİR BAYRAK ALTINDA
YAŞAMAK İSTİYORUM
olan kitaplar bulunsa, inanın aynı taktiği uygulardım.
Aklıma takılan bir soru da şu. Hani (BİZ MÜSLÜMANIZ. EN ADİL DİN BİZİM DİNİMİZ) deriz ya. Peki, madem öyle gençlerimiz neden Avrupa ülkelerine kaçmak istiyorlar!
YORUMLAR