Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet ARITÜRK
Ahmet ARITÜRK

APO’dan Tarihi Çağrı: “PKK, Silahları Bıraksın, Kendisini Feshetsin”!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’de PKK lideri Abdullah Öcalan’a, örgütü lağvetmesi koşuluyla, “Umut hakkı için başvurması ve TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı’nda konuşması” için çağrıda bulunmuştu. Bahçeli’nin “MİLAT” olarak nitelendirilen bu çağrısından sonra, DEM Partiden oluşturulan heyetler üç defa İMRALI’YA giderek Abdullah Öcalan’ı ziyaret ederek  görüşmelerde bulundular.

27 Şubat 2025 Perşembe günü DEM Parti heyeti üçüncü kez İmralı’a gitti. Daha önce 3 kişiden oluşan heyet bu defa 7 kişi olarak tespit edilmişti. 7 kişilik heyette DEM Parti Eş Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncay Bakırhan ile  DEM Parti milletvekilleri Pervin Buldan,  Sırrı Süreyya Önder ve Cengiz Çiçek’in yanısıra Mardin Büyükşehir Belediye Başkanıyken görevden alınan ve Yerine kayyım atanan Ahmet Türk de vardı.

Heyet, İmralı’daki ziyaretin ardından İstanbul’da basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda Abdullah Öcalan’ın çağrısı okundu. Çağrıda, “Tüm gruplar silah bırakmalı, PKK kendini feshetmeli” ifadelerine yer verildi. Heyet en son 22 Ocak’ta İmralı’ya ziyaret gerçekleştirmişti.

Öcalan, örgüte silah bırakma çağrısında bulunduğu açıklamanın tamamı şu şekilde:

BARIŞ VE DEMOKRATİK TOPLUM ÇAĞRISI

“PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur.

Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.

Kürt-Türk ilişkileri; 1000 yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir. Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir.

Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir. Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır.

Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır. Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür. Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir.

Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır. Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum.”

Öcalan’ın mektubunun okunmasından sonra Sırrı Süreyya Önder’in: “Bu yeni baharın barışın umudu olmasıyla İmralı’da 4 saat süren görüşmeden ayrılırken kendisinin ‘Bu perspektifi ortaya koyarken şüphesiz pratikte silahların bırakılması, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir’ notunu iletti, onu sizinle paylaşalım. Özgür, barış içinde, kardeşlikle güzel bir gelecek diliyorum. Buna her vicdanın katkı sunması temel temennimizdir.”

Şeklindeki sözleri, Abdullah Öcalan’ın ve dolayısıyla DEM Partinin bu açıklamaya karşılık devletten beklentileri olduğunun vurgusu olarak algılandı.

Biz de diyoruz ki, ÜLKEYE BARIŞ VE HUZUR GELSİN. VARSIN, GETİREN APO (ABDULLAH ÖCALAN” olsun. Önemli olan bundan sonrası. Bakalım, PKK bu çağrıya kulak verecek ve silahları bırakacak mı!

TAŞLAMA

APO’NUN ÇAĞRISINA

PKK KULAK VERSİN

ELBETTE İYLİĞİNE

OLACAK BU HERKESİN

 

SİLAHLARI BIRAKSIN

FESHEİTSİN KENDİSİNİ

MAHCUP BIRAKMAYARAK

KURUCU LİDERİNİ

 

LİDERLERİ (ÖL) DERSE

ÖLÜR GERÇEK MİLİTAN

EMİR ALMIYOR İSE

ŞAYET AMERİKA’DAN

 

BU İŞTE BİL SON SÖZÜ

ABD VERECEKTİR

ABD YOL VERMEZSE

TERÖR YÜRÜYECEKTİR

 

BU TARİHİ ÇAĞRIDIR

PKK GEREK UYSUN

TÜRK VE KÜRT KARDEŞLİĞİ

YENİDEN HAYAT BULSUN

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER