Asrın felaketi olarak tanımlanan 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli depremin 3. Yıldönümündeyiz. 7.7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler, Türkiye’nin en büyük felaketlerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Bu depremler, binlerce insanın hayatını kaybetmesine, yaralanmasına ve evsiz kalmasına neden olmuştur.
Merkezi Kahramanmaraş olan deprem felaketi Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Adana, Malatya ve Elazığ‘ı da vurmuş, resmi kaynaklara göre bu deprem felaketinde 53 bin 537 kişi hayatını kaybetmiş, 107 bin 213 kişi yaralanmış, şehirler, kasabalar birer viraneye dönmüştü.
Süresinin 65 saniye olmasına karşılık 120 bin kilometre karelik alanda 11 ilimiz, 124 ilçemiz, 6 bin 929 köy ve mahallemiz ağır yıkıma uğramıştı.
Gerçekte öldüren deprem değil, hırsızlıklardır! Yaşanan depremlerde görülmektedir ki, demirinden, çimentosundan çalınan, deniz kumu kullanılan binalar yerle bir olurken, hemen bitişiklerindeki binalar depremleri ya sapasağlam, ya da çok hafif hasarlarla atlatmaktadırlar. Haliyle, enkaz yığınına dönüşen binaların altında çok sayıda insan kaybı yaşanırken, ayakta kalan binalarda insan kaybı da hasar derecesinde az!
Yine dikkatleri çeken bir başka husus Depremden en çok hasar gören binalar arasında kamu kurum ve kuruluşlarına ait olanların yer almasıdır. Bunun sebebi de belli. Çünkü kamu binalarını yapan müteahhitler, biraz daha fazla kar etmek için mutlaka demirinden, çimentodan çalmışlardır!
İyi müteahhitleri tenzih edelim ama kamu kurum ve kuruluşlarıyla çalışan müteahhitlerin büyük bölümünün hırsız oldukları, yaşanan depremler sonucu tescil edilmiş olmaktadır.
1999 yılında yaşanan depremi anımsayalım. O zaman da yine kamu kurum ve kuruluşlarına ait binalarla, yapsatçılar tarafından inşa edilen binalar çökmüştü. Günah keçisi olarak bir tek VELİ GÖÇER adlı müteahhit tutuklanmış ve uzun süre cezaevinde yattıktan sonra, galiba 2010 yılında tahliye edilmişti.
Veli Göçer, Yalova depreminin sembolleşen ismiydi. Deprem öncesinde Yalova’da Yapsat yapan Veli Göçer’in inşa ederek sattığı yüzlerce daire depremde enkaz yığınına dönüşmüş ve daireleri satın alanlara mezar olmuşlardı!
Yeni depremler gösteriyor ki, yap-satçılar ve müteahhitler arasında hâlâ çok sayıda Veli Göçer’ler var! İşin gerçeği şu ki, inşaatlarla ilgili yasalarda büyük boşluklar bulunmaktadır! Bu boşlukların süratle doldurulması ve bu gibi durumlarda çöken inşaatların sorumlularının mutlaka cezalandırılmaları gerekmektedir.
Şayet, bir bina depremde çökmüş olsa bile çökmesinin malzeme hırsızlığından kaynaklandığı tespit edilirse, müteahhidi o binada enkaz altında kalarak ölen ve yaralanan insanların sayıları kadar ölüme ve yaralamaya sebebiyet verme suçu yanında HIRSIZLIK SUÇU İŞLEMİŞ OLDUĞU KABUL EDİLEREK, buna göre cezalandırılmalıdır.
Depremlerden sonra demirinden, çimentosundan çalındığı için yıkılan binaların müteahhitleri mutlaka araştırılmalı ve bulunarak cezalandırılmalıdırlar. Hatta sadece müteahhitler değil, o binanın İnşaatının kontrolünden sorumlu yetkililer de cezalandırılsınlar ki, bundan böyle, inşaat işleriyle uğraşanlara ibret olsun!
Evet, deprem değil, asıl öldüren hırsızlıklardır! Bunun ispatı da demirinden, çimentosundan çalınmış binaların depremlerde enkaza dönüşmeleridir! Bu konuda hiçbir yasal boşluk bırakılmamalı ve bu gibi olaylarda taksiri bulunanlara ölüme sebebiyetten ceza verilmeli! Depremlerde, büyük acılar yaşamak istemiyorsak, bunu mutlaka yapmalıyız!
(İbret alınsa, tarih tekerrür etmezdi) deyimini unutmamamız gerekir! Hele, deprem gibi bir konuda.
Evet, özellikle 6 şubat 2023 günü yaşanan Kahramanmaraş merkezi deprem göstermiştir ki, depremle ilgili alındığı söylenen tedbirler HAVANDA SU DÖVMEKTEN ibarettir. Asrın felaketi olarak nitelendirilen bu depremde 11 İlimiz (Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ) enkaza dönüşmüş, 100 binin üzerinde insanımız yaşamını yitirmiştir.
YÜCE RABBİM TÜRKİYE’MİZİN BÜTÜN İLLERİNİ VE TÜM DÜNYAYI DEPREM AFETİNDEN KORUSUN! AMİN!