1997 ve 1998 yıllarında ambalaj malzemesi üreten bir firma çevreye verdiği zararları telafi etmek amacıyla, rahmetli Barış Mançonun koordinasyonunda her ilden bir öğretmen ve iki öğrencinin katıldığı çevrenin korunması ve doğal dengenin sağlanması konulu bir etkinlik düzenledi.
Siirt’i temsilen iki öğrenci ile birlikte o dönemde bir okulda görev yapmamdan dolayı benim katıldığım bu etkinlik İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirildi.
Etkinliğin ikinci yılında dönemin Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel tarafından kabul edilecek olmamız nedeniyle Çankaya’ya götürüldük.
Orada Atatürk’ün Ankara da yaşamını sürdürdüğü ve günümüze kadar olduğu gibi korunan Gazi Köşkünü gezme imkanı bulduk
Battaniyeyi orada gördüm. O zaman fotoğraf makinalarımızı girişte bırakmak zorunda bırakıldığımız için fotoğrafını çekememiştim.
Tabii ki orada 81 ilin temsilcisi öğretmen arasında memleketinize ait böyle bir ürünü görmenin verdiği gurur ve mutluluğu anlatmak mümkün değildir.
Battaniyenin varlığı hakkında daha önce hiç bir bilgi sahibi değildim. Siirt’e dönüşte ve özellikle de üç ay sonra Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Koordinatörü olarak göreve başlamamdan sonra yaptığım detaylı araştırmada battaniye hakkında resmî hiç bir belge olmadığı gibi, kültürle uğraşan kişilerin de bilgi sahibi olmadıklarını gördüm.
Bunun üzerine durumu rahmetli Vali Erol Arıkan’a arz ettim. Bizzat gidip battaniyeyi göreceğini ve fotoğraflarının çekimini sağlayacağını söyledi. Ancak görev süresi buna yetmedi ve merkeze alındı.
Bir sonraki yazımızda bu konuyu ele almaya devam etmeye çalışacağım.