Şapkayı önümüze koyup okuyalım!
Hemen hemen her gün eğitimde kalitenin SOS verdiğini gösteren onlarca örnekle karşılaşıyor, yüzlerce haber okuyoruz.
Bir SOS haberi de, Hukuk Fakültesi mezunlarından geldi.
Malumunuz hukuk mesleklerinde kalite standardını yükseltmek amacıyla sınav getirilmişti.
Sınavın ilki 29 Eylül yapıldı. Bu sınava 45’i devlet üniversitesinden, 38 vakıf üniversitesinden, 9’u da Kıbrıs üniversitesinden olmak üzere 92 üniversitenin hukuk fakültesinden öğrenciler ile sayısı sürekli değişen iktisadi ve idari bilimler fakültesinden öğrenciler katıldı.
24 Ekim’de de sonuçları açıklandı, Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı’nın. Sonuçlar kötü değil, çok kötü.
Toplam 9 bin 142 adayın katıldığı sınavda 3.901 kişi (% 42,7’si) başarı sağlayarak 70 baraj puanını geçti.
İdari Yargı Ön Sınavı’na (iktisadi ve idari bilimler fakültesi mezunları katılıyor) katılan toplam 1.228 adaydan ise başarılı olan sadece 14 kişi.
Başarı oranı %1.2.
Evet yanlış duymadınız % 1,2 ve sadece 14 kişi.
Her yüz hukuk fakültesi mezunundan sadece 43’ü adli hâkim ve savcı yardımcılığı sınavlarına girebilecek, avukatlık ve noterlik stajına başlayabilecek.
Her yüz hukuk, iktisadi ve idari bilimler mezunundan sadece 1,2’i idari yargı sınavına girebilecek.
Bu sınavda başarılı olamayanlar 6 ay sonra yapılacak sınava yeniden girerek başarılı olmaya çalışacak. Sonuçlara hayal kırıklığı diyenlere, müstehzi bir gülüş ile “görünen köy kılavuz istemez” deyip tartışmaları sonlandırmak gerekir.
Ya!
Neymiş demek?
İki hoca, bir bina, hırslı bir rektör, tuttuğunu koparan siyasetçin varsa hukuk fakülteni açarsınlarla iş bitmiyormuş!
Hayaller avukatık, hakimlik, savcılık, noterlik; gerçekler BİM, A101 ŞOK, MİGROS’ta tezgahtarlık.
Popülist söylemlerle, esnafı kazandırma mantığıyla, denklikleri kabul etmelerle, bir müracaatla açılan apartman üniversiteler, fakülteler başa bela oluyor.
Hem niteliksiz eğitimleriyle, hem de niceliksel çokluklarıyla.
Olan gençliğe oluyor.
Çoban olsa, marangoz olsa, sanayide çırak olsa, inşaatta kalıpçı olsa daha erken ve daha çok kazanacakken, 12 yılık kesintisiz eğitim sisteminin, barajsız üniversitenin ona dayattığı üniversiteye gidip niteliksiz bir eğitimle işsiz bir diplomalı oluyor.
Haliyle mutsuz ve huzursuz bir ruh haline sürükleniyor.
Söylenecek çok şey var da…
Biz yine suçlu Ciğerci İsmail deyip seyretmeye devam edelim!
Bakalım ezbere dayalı bilgilerle elediğimiz hukukçulardan, muhakeme gücü yüksek hukukçular çıkarabilecek miyiz?
Kalın sağlıcakla….