Siirtliler olarak kendi İlimizi yeterince tanımadığımızı samimiyetle itiraf etmeliyiz. Kendi İlimizi yeterince bilmediğimmiz için de gerektiği gibi tanıtamıyoruz. İçerisinde pek çok dini ziyaret noktasına ve türbeye ev sahipliği yapmasından dolayı (AZİZLER DİYARI) olarak adlandırılan Siirt, birçok tarihi yapıyı bünyesinde barındırmaktadır.
Bugünkü yorumumuzda Siirt’in tarihi camiilerini tanıtmağa çalışacağız. En ünlü camiimiz, Selçukilerden kalma Ulu Camiidir. Caminin yapılış tarihi belli değildir. Mevcut bilgilere göre bu cami Selçuklu Sultanlarından Mugizüddin Mahmut tarafından Hicri 523, Miladi 1129 yılında onarılmış ve Hicri 658 Miladi 1260 yılında Cizre Hakimi Selçuk Atabeyleri’nden El Mücahid İshak tarafından ilaveler yaptırılarak camiye hamam, dükkan ve tarla gibi bazı akar vakfedilmiştir. Nitekim eskiden minarenin kaidesine yerleştirilmiş olup, halen cami içinde bulunan bir taşa ebced hesabiyle cami ve minarenin onarım tarihi yazılmıştır.
Plan değişikliklerinden de anlaşılacağı gibi güney tarafında yanyana üç kubbe sıralanmaktadır. Ortadaki en büyük, solda yani doğudaki pek farklı küçük; sağda, batıdaki nispet en daha küçük olmak üzere kemerlerle birbirine bağlanmış ve geniş bir saf nizamı teşkil etmiştir. Bu özelliği derinliğine değilde genişliğine inkişafı, arkadakı tonozlu galerilerde de görmekteyiz.
Ulu camie ait sanat şaheseri minber müzeye götürülerek koruma altına alınmıştır. Bu minber orta büyüklükte minberlerden olup, Hicri 611, Miladi 1214 yılında yapılmış, çeşitli tarihlerde onarımdan geçmiştir. Minberin kapı sövesinin sağ yan cephesinde “Ayet-el Kürsi”’den bir parça sol yan cephesin de ise Usta Kitabesi vardır. Bu kitabeden, minberi Ebubekir Oğlu Hacı Ali’nin “Teberrüken” yaptığı, Şeyh Osman Oğulları Hacı Ömer’inde bu işte çalıştıkları anlaşılmıştır. Kitabenin sonunda (tarihte) kelimesi varsa da yıl rakamı kaybolmuştur.
Bununla beraber minber kapısının taç kısmındaki tamir kitabesinde; minberin Hacı İsmail Oğlu Abdülfettah tarafından tamir ettirildiği ve asıl yapılış tarihinin 611 olduğu kaydolunmaktadır. Kapı sövesinin cephesinde 9. Surenin 18. Ayeti ve kapı sövesinin sol tarafın da aynı surenin 19. Ayeti yazılıdır. Minber külahında iki türlü yazı okunmaktadır. Külah kaidesinde 4.Surenin 103. Ayetine ait olan yazılar minberle yaşıt olan güzul kufi yazılar dır.Külah diliminde bulunan diğer yazılar ise, onarım sırasında yazılmış olup, usta adların a aittir.
Bilahare, her ne hikmetse adı değiştirilen tarihi camiilerimizden biri de genel anlamda ÇARŞI CAMİİ olarak bilinenidir. Asıl adı (Eş Şeyh Hasan-ı Asakir camii)dir. Miyafarkin (Silvan) Artuk Oğulları’ndan Melik-üs-Salih Nasuriddin tarafından Hicri 663 Miladi 1225 yılında yaptırılmıştır. Buna ait kitabe 1939 yılında Cumhuriyet Caddesi açılırken kaybolmuştur. Kitabede: “Melik-i Âzam ve ecell Nâsır dünya ve din, Mahmud Nâsirüddin, Edame Allahu Nasruhu” ibaresi varmış. Camii 1998’li yıllarda yıktırılarak aslına uymayan bir şekilde yeniden inşa edilirken, Caminin içindeki türbenin yeri de kaybedilmiş, yerine sözde kabirler yeralmıştır. Yıkılıp yeniden inşa edilirken tarihi özelliğini tamamen kaybetmiştir
Siirt’in tarihi Camiilerinden biri de HIDIRIL AHDAR Camii olup, Cumhuriyetin ilk yıllarında yeniden inşa edildiği için CUMHURİYET CAMİİ olarak tesmiye edilmiştir. Halk arasında HIDIRIL AHDAR CAMİİ olarak bilinen Bu caminin ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı belli değildir. İçindeki hücrede Hazret-i İsa’nın havarilerinden Yehova’nın yattığı ve buranın eskiden beri bir ziyaretgah olduğu bilinmektedir. Cami, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden alınan ödenek ve Siirt halkının yardımıyla 1929 yılında onarılmış ve bu tarihten sonra caminin adı Hıdrul Ahdar’dan “Cumhuriyet Camii”ne çevrilmiştir. Bazı kaynaklarda onarım sırasıda yukarıda bahsedilen hücrede bulunan bir kabirden çürümemiş bir ceset çıktığı, bu kabrin baş tarafındaki bir taşta “Sultan Muhammed İbnül Adiyy-il Halef” ve diğer kabirdeki bir taşta: “Melik Harun-i Geyli” ibarelerinin yazılı olduğu kaydolunmaktadır. Bugün bu yazılı taşların nerede bulunduğu bilinmemektedir.
Siirt’te, camiilerin yanısıra kiliseler ve manastırlar da vardı. Bunların tamamı yıkılmış ve harabeye dönmüş durumdadır. Siirt İl merkezinde Hadervis kilisesi ile Deyr mıntıkasında bir kilise kalıntısı bulunmaktadır. Yine Siirt’in bazı ilçelerinde de kilise ve manastır kalıntıları bulunmakta olup bunlar arasında Kurtalan’ın Asmadere, Tulumtaş ve Beykent köylerindeki kiliseler; Baykan’da Bitlis yolu üzerinde Hosyar kilisesi ve Pervari’nin Hef köyündeki kilise sayılabilir.