Son yıllarda gelenek ve göreneklerimiz, kısacası somut olmayan kültürümüz büyük bir erozyona uğramaya başladı.
Halen büyük bir hızla devam etmekte olan bu erozyonun taziye kültürümüzü de etkilediğini görüyoruz.
Genelde olumsuz yönde olan bu değişikliklerin en belirgin olanı, son on yılda ortaya çıkan, bir yakını vefat eden ailenin taziyeye gelenlere yemek ikramıdır.
Bu konu yakın bir zamana kadar tam tersi bir durumla gerçekleşiyordu. Dinimizin emrine de uygun bir şekilde üç gün boyunca taziye evinde yemek pişirilmiyordu.
Bu ailenin ve yanlarında misafir olarak bulunan yakınlarının yemek ihtiyacı akraba, dost ve komşuları tarafından karşılanıyordu.
Böylelikle yakınlarını kaybetmenin acısını yoğun olarak yaşamakta olan aile bireyleri bir de yemek yapma derdiyle uğraşmazlardı.
Bazen öğle ve akşam yemeklerine birden çok aile yemek gönderirdi. Böyle durumlarda artan yemekler mahalledeki yoksul bir aileye kısmet oluyordu.
Hatta bazı hayırseverler tanış olsunlar veya olmasınlar, yeteri kadar yemek gönderecek kimsesi olmayan ailelere bir hayır olarak yemek gönderirlerdi.
Güzel bir gelenekti ama bu güzel geleneği terk ettik. Onun yerine daha henüz içindeki acıyı atamamış olan aile bireylerini bir de evde yemek yapma veya lokantalardan yemek temin etme telaşına düşürmeye başladık.
Tam anlamıyla hem manevi hem de maddi bir yıkım. Gelin bu yanlış alışkanlığı terk edelim ve acısını yaşamakta olan aileleri bu yükten kurtaralım.
Onların yemeğini yemek yerine, bizler onlara yemek götürerek güzel bir dayanışma sergileyelim.
Özetle, başlık parası uygulamasının sona eriyor olması gibi bunu da sona erdirelim.
Ayhan MERGEN
YORUMLAR