Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bayram Tatili!

Günler, haftalar, aylar, hatta yıllar bile su gibi akıp gidiyor.

Günler, haftalar, aylar, hatta yıllar bile su gibi akıp gidiyor. Kurban Bayramı tatilinin, hafta sonu tatilleriyle birleştirilmesi sonucu önümüzde 10 gün devam edecek bir Bayram tatili var. Bütün resmi kurum ve kuruluşlar, 26 Ağustos 2017 Cumartesi gününden 4 Eylül  2017 Pazartesi gününe kadar (pazartesi dahil) tatil. Bayram tatilini başka illerde geçirmeye niyetli olanlar ya gittiler, ya da gitme hazırlıkları içindeler. Tabii, her bayram tatilinde yaşandığı gibi, bu bayram tatilinde de trafik kazaları (Allah korusun)  savaştan beter bir tablo oluşturacak.

Tatil 10 gün oluca, bütçelerini zorlayabilenler tatile çıkma hazırlığı içindeler.  Kimileri, başka illerde yaşayan annelerine, babalarına, çocuklarına, akrabalarına gidecekler, kimileri de 5 yıldızlı otellerde keyif çatacaklar.

Aslında, bayramların eski tadı, tuzu kalmadı. Akrabalar, birbirlerini görmek yerine tatile çıkmayı, birbirlerinden uzaklaşmayı yeğliyorlar. Yani, bayramlar, bayram olmaktan çıkmış tatile dönüşmüş durumda. Bu durumda, bayramların adlarını değiştirip “TATİL BAYRAMI!” dersek, herhalde daha gerçekçi oluruz.

İnanır mısınız, özellikle bürokrat kesimi bayramdan ziyade, yapacakları tatile sevinecek bir durma gelmiş bulunmaktadırlar. Bu yüzden, Yeni yıl takvimleri alındığında yaptıkları ilk işlerden biri, bayramların hangi günlere denk geldiğini kontrol etmek olmakta. Bayram, Cumartesi ve Pazar günlerine denk geliyorsa, az tatil yapacaklarından üzülüyorlar. Ama bu Kurban bayramında olduğu gibi, iki bayram peş peşe  gelir (Zafer Bayramı ve Kurban Bayramı) gününe denk gelirse, ala demektir. Bürokratlar, yarım günlerin zaten idari tatil olarak kullandırılacağının bilinci içindedirler. Evet, artık bayramların bayram olup olmadıkları tatil günlerine göre hesaplanıyor. Uzun bir tatil olacaksa, o bayram, gerçek bir TATİL BAYRAMI sayılmakta. Aksi takdirde, sevinci kursaklarda kalıyor.

Bu arada yazmakta yarar var. Bayram tatili haftasına girdik amma, bayram haftasının havası yok. Özellikle Bölgemizde insanlar çok tedirgin. Çünkü geleceklerinin ne olacağını kestiremiyorlar. Terör olaylarının yaşanmadığı bir tek gün yok, gibi! Hemen her gün şehit haberleriyle karşılaşmamız artık normal karşılanmağa başlandı. Bölge halkı büyük bir tedirginlik içinde. Komşumuz Suriye’deki ateş, Türkiye’yi de yakacak gibi görünmekte. ABD’nin (Kara gücüm) dediği YPG sınırımıza dayanmış vaziyette.

Bayram haftasına terör ve savaş korkusu içinde girerken, vatandaşların ekonomik durumlarının hiç de iç açıcı olmadığı ortada. Türkiye’de milyoner sayısı artıyor amma, ters orantılı olarak fakir sayısı da giderek yükseliyor. Bin orta direk ailenin fakirleşmesi pahasına, bir milyoner yaratılmakta! Bir zamanlar Merhum Başbakanlardan Adnan Menderes’in “her mahallede bir milyoner yarattık!”  söyleminde olduğu gibi, her mahallede bir milyoner yaratıldı amma, bir mahallenin tümüyle fakirleştirilmesi pahasına!

Sağolsun yetkililer, iki bayram tatili ile hafta sonu tatillerini birleştirerek çalışanları için idari izinli saydılar da, tatil süresi 10 güne çıktı.

Evet, Bayram Haftasına girmek üzereyiz. Hem de 10 gün sürecek uzun bir tatil süresi var. Amma, bırakın bayram havasını, terör ve savaş kokan günler içinde olduğumuz kesin! Hal ve şerait bu iken Müslüman Milletimiz nasıl Bayram yapacak, bunun cevabını veriniz bakalım…

“IL IZZE UL IKRAM ŞENOK!”

Şehrimizde bir zamanlar, fakirlerin cenaze törenlerine pek rağbet olmadığını gören ve buna gerçekten üzülen bir grup hemşerimiz kendi aralarında ekip oluşturmuşlar, aldıkları karara göre ekip, sadece fakirlerin cenaze törenlerine katılacakmış.

Fakirlerin cenaze törenlerine tam takım halinde katılan ekibin tefler eşliğinde söyledikleri ilahilerin, mersiyelerin, kasidelerin ünü dört bir tarafa yayılmış.

Zengin, ama tefecinin biri, çocuklarına, öldüğü zaman mutlak surette bu ekibi cenaze törenine getirmelerini vasiyet etmiş. Günü gelip emri Hak vaki olur, zengin tefeci ölür. Çocukları, babalarının cenaze törenine katılmaları için ekibe ricacılar gönderirler. Ancak ekibin “zenginlerin cenazelerine gidilmeyecek” diye alınmış bir kararları olduğu ve özellikle ölen kişinin tefeci olduğunu bilmeleri sebebiyle, cenaze törenine iştirak edemeyeceklerini söylemişler.

Bunun üzerine, ölen adamın çocukları tekrar araya ricacılar koyarlar, babalarının vasiyeti olduğunu, para olarak da ne isterlerse vereceklerini belirterek, ekibi cenaze törenine katılmak için ikna etmeğe çalışırlar.

Bunun üzerine ekip, mecburen gitmek zorunda kalmış. Ancak ilahilerdeki, mersiyelerdeki ve kasidelerdeki bazı nakaratları çaktırmadan değiştirerek okumuşlar.

Teflerin eşliğinde, tefeci olarak bilinen zengin için söyledikleri mersiyelerin nakaratları ise şöyleymiş:

 “IL IZZE UL IKRAM ŞENOK, IŞ ZEVÇ KAHBE CIBNELOK…” Tercümesini tam olarak yapamazsak bile, şu şekilde yapabiliriz:

 “İzzet ve ikram senin şânına, ne karısı K..PE birini getirdik sana…”