Birleşmiş Milletler teşkilatı 24 Ekim 1945 tarihinde kurulmuştur. Kuruluşunda Türkiye’nin de imzası vardır. Birleşmiş Milletler fikrini ilk olarak ortaya atan Türk-İslam filozofu Farabi’dir. Birleşmiş Milletler kavramını ilk kez kullanan ise ABD Başkanı F. D. Roosevelt’tir. Maalesef, Birleşmiş Milletlerin kendisi de adil olmayan bir şekilde vücut bulmuştur. ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa’nın onayı olmadan hiçbir karar alamaz. Bu beş devletin veto hakkı vardır. Kuruluşundan beri bu BEŞ DEVLETİN onaylamadığı hiçbir teklif Birleşmiş Milletler kararı olamaz. İşte işin başından beri bozuk olan durum budur. Zaman zaman bu 5 BÜYÜKLER, Birleşmiş Milletlerin kararlarının işlevsizleştirilmesinin baş aktörü olabilmektedirler.
1.Dünya Savaşı devam ederken İngiltere ve ABD’nin yayımladıkları Atlantik Bildirisi’ndeki kararlar 1 Ocak 1942’de Birleşmiş Milletler Bildirisi’nde aynen kabul edildi. Böylece kurulacak olan Birleşmiş Milletler Teşkilatının temelleri atıldı. Ağustos-Ekim 1944’te Çin, Sovyetler Birliği, İngiltere, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri delegeleri ABD’nin Dumbarton Oaks (Dumbartın Oaks) kentinde bir araya gelerek Birleşmiş Milletler Ana Sözleşmesi’nin temel ilkelerini belirlediler. Yalta Konferansı’nda Güvenlik Konseyinin daimi üyeleri için veto ilkesi kabul edildi. San Francisco (Sen Fransisko) Konferansı’na kadar Mihver Devletlere savaş ilan edenlerin kurucu üye olarak kabul edilecekleri ortaya kondu.
24 Ekim 1945’te Türkiye’nin de dahil olduğu 51 devlet Birleşmiş Milletler adı verilen uluslararası örgütü kurdu. Milletler Cemiyetinden daha etkili olması beklenen bu örgüt büyük amaçlar hedefledi.
Birleşmiş Milletler, barışı ve uluslararası güvenliği sağlamanın ötesinde temel insan hakları, cinsiyet eşitliği ve bütün halkların sosyal ve ekonomik refahını temin etmekle de sorumludur. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu önemli kararların 2/3 çoğunlukla alındığı, her ülkenin tek oy kullanma hakkının olduğu temel yapıdadır. Barışı ve uluslararası güvenliği sağlamakla yükümlü olan Güvenlik Konseyi, 5 daimi üye (ABD, SSCB, Büyük Britanya (İngiltere), Fransa, Çin) ve Genel Kurul tarafından iki sene için seçilen 6 üyeden (1966’dan sonra 10 üye) oluşur. Daimi üyelerden her biri veto hakkına sahip olup sadece kendi vetolarıyla Güvenlik Konseyinin aldığı bütün kararları dondurabilir. Soğuk Savaş Dönemi’nde bloklar arasında yaşanan çatışmalardan dolayı BM’nin işlerliği azalmıştır. Daimi üyelerin veto hakkını kullanması Güvenlik Konseyini etkisiz bırakmıştır.
BM’nin Soğuk Savaş sonrası müdahalede bulunmadığı Bosna-Hersek, Somali ve Irak olayları BM’ye yönelik olumsuz değerlendirmelere yol açmıştır. Teşkilatın kendi içindeki adil olmayan yapılanması ve dünyada yaşanan olaylar karşısındaki yetersizlikleri, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür.” sözüyle sembolleşmiştir.
Birleşmiş Milletler halkları olarak biz; Bir insan yaşamında iki kez insanlığı onarılamaz acılara sürükleyen savaş felaketinden gelecek kuşakları kurtarmaya, temel insan haklarına, insan değeri ve şerefine; erkek ve kadınların, milletlerin, büyük ve küçüklerin haklarının eşitliğine olan inancımızı bir kez daha açıklamaya,
Adaleti sağlamaya, anlaşmazlıklardan doğan mecburiyetleri yerine getirmeye, evrensel hukukun diğer kaynakları için gerekli şartların oluşturulmasını sağlamaya, sosyal ilerlemeyi desteklemeye ve özgür bir ortamda en iyi hayat şartlarının kurulmasını sağlamaya,
Bu amaçları gerçekleştirmek için hoşgörülü olmaya, iyi komşuluk havasıyla birbirimizle barış içinde yaşamaya, barışı ve uluslararası güvenliği sağlamak için güçlerimizi birleştirmeye, prensipleri kabul etmeye, ortak çıkarların dışında silah kullanımının olmamasını garantileyen metotların kurulmasını sağlamaya, bütün halkların iktisadi ve sosyal ilerlemelerini desteklemek için uluslararası kurumlara başvurulmasını gerçekleştirmek için çabalarımızı birleştirmeye karar verdik.
Ama ve maalesef, Adına (Birleşmiş Milletler) dediğimiz, Dünyanın sorunlarını çözümlediğini iddia eden bu muazzam teşkilâtın küçücük ayıbı ise adlarına (BEŞ BÜYÜKLER) denilen ülkelerin (ABD, Çin, Rusya, İngiltere ve Fransa) VETO haklarına sahip olmaları. Birleşmiş Milletler Genel kurulunda alınan her kararı, bu ülkelerden birinin VETO etmesi durumunda, karar geçersiz sayılması ne kadar adil(!) bir durum değil mi…
Mevcut durumda Birleşmiş Milletleri Yöneten BEŞLİ ÇETEDİR. BEŞLİ ÇETE deyimi, biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının zihinlerinde bir başka çağrışım yapıyor. Dünya NASIL BEŞ BÜYÜKLERDEN çekiyorsa, Türkiye de BEŞLİ ÇETE’DEN ÇEKİYOR!!!
YÜCE RABBİM, Dünyayı BEŞ BÜYÜKLERDEN, Türkiye’yi de BEŞLİ ÇETE’DEN KURTAR…