Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ayhan MERGEN
Ayhan MERGEN

BU İHMALDEN DE ÖTE BİR DURUMDUR

Kısa bir süre önce sizlere Şeyh Maruf Camiinin başına gelenlerden ve Vakıflar Genel Müdürlüğünün ihmalinden söz etmiştim. Dilerseniz o yazıdan bir bölüm aktararak camiyi hatırlayalım; Şeyh Maruf Camii Anadolu Selçuklularından bize miras kalan Ulu Camiinin hemen biraz altında yer alan bir cami. Cas’tan yapılan bu ibadethaneye cami diyoruz ama, aslında küçük ve şirin bir cami. İlimizde koruma altına alınmış olan 120 civarındaki eserlerden biri.

Vali Musa Çolak döneminde bu caminin restorasyonu ile camiye yapışık olan ve her an caminin üzerine yıkılabilecek durumda olan bir evin satın alınması, yani kamulaştırılması söz konusu oldu. O dönemde camide incelemelerde bulunan ve her zaman sevgiyle anacağımız Vali Çolak, ev sahibi ile görüşerek bizim şahitliğimizde bir fiyatta anlaştılar ve el sıkıştılar.

Vakıflar Genel Müdürlüğü de bu caminin restorasyon ihalesini gerçekleştirdi ve camide çalışma başlatıldı. Yıkılma tehlikesi arz eden o ev yıkılarak bu tehlike bertaraf edildi. Restorasyon çalışmaları 5-6 aylık bir sürede tamamlandı ve 2011 yılında cami ibadete açıldı. Ancak üzerinden çok fazla zaman geçmeden 2015 yılının başlarından itibaren bu camide çatlaklar meydana gelmeye başladı ve bu çatlaklara bir de tavanının eğilmesi eklendi.

2017 yılında cami artık gerçekten tehlikeli bir durum arz etmeye başladı. Vatandaşların şikayetleri üzerine çatlakları inceleme ve tehlike durumunu belirlemek üzere Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Sevgili Raci Bülbül ve kurumundan bir teknik heyeti camiye götürdüm. Caminin açık tutulmasının tehlikeli olduğunu belirttiler ve bu durumu il koordinasyon kurulu toplantılarında da dile getirdim.

Vali Ali Fuat Atik’in emriyle cami teknik bir heyet tarafından tekrar incelendi ve buranın gerçekten tehlike arz ettiği yönünde bir rapor düzenlendi ve bu rapor üzerine cami ibadete kapatıldı. O günden bu yana il koordinasyon kurulu toplantılarında bu restorasyonu gerçekleştiren Vakıflar Genel Müdürlüğü adına Bitlis Vakıflar Bölge Müdürlüğü yetkililerine bu caminin akıbetini soruyorum. Her defasında “Genel Müdürlüğe durumu bildirdik. Oradan gelecek talimatı göre hareket edeceğiz” bu cevabı ezberledim artık.

Raporun düzenlendiği yıl 2017 ve şu anda 2020 yılındayız. Vakıflar Genel Müdürlüğü bir karar veremedi mi? Bu işin sorumlusu kim? Restorasyonu yapılan bir cami daha üzerinden beş yıl geçmeden nasıl bu hale geldi diye hiç araştırma ihtiyacı duymadı mı? Yazık, bu restorasyona harcanan paralar hepimizin. Amacına uygun olarak kullanılmamışsa bunun bir hesabı olmalı.

Ancak bunların hepsinden daha önemlisi bu genel müdürlüğün takındığı duyarsızlık. Ata mirası vakıf mallarını böyle mi koruyacaklar?

Adeta kaderine terk edilmiş durumdaki bu camide yangın çıktı ve itfaiyenin gayretleri ile yangın büyümeden söndürüldü. Ancak bu caminin terk edilmişliği sürdükçe yarın daha büyük bir yangının çıkmayacağını kimse garanti edemez.

Bu durumun meydana gelmesine neden olanların bu tutumunu ihmalden de öte olarak nitelendirmek bile azdır. Takdiri ve tanımlamayı sizlere bırakıyorum.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER