Bugünlerde, demokrasi havarisi kesilerek 1982 Anayasasına (İhtilal ürünü anayasa!) yaftasıyla (TUKAKA!) diyenler, bu anayasanın 7 Kasım 1982 tarihinde yapılan referandumda, tam yüzde 91,35 oyla yürürlüğe girdiğini bilmiyorlar mı!
1982 Anayasası bu kadar kötü idiyse, her 100 seçmen vatandaştan 92’si nasıl bu anayasaya KABUL oyu verdi. Referandumda, 1982 anayasasına (KABUL) OYU KULLANANLAR APTAL MIYDI, KORKA MI!!!
Öyle ya! 1982 anayasası gerçekten bu kadar kötü idiyse referandum yoluyla ve yüzde 92 oy çoğunluğuyla kabul edilmiş olması, KABUL OYU kullananların YA APTAL, YA DA KORKAK olduklarının işareti sayılmaz mı! Aptal olanlar, okumadıkları, içeriğini bilmedikleri anayasaya KABUL oyu verirlerken, korkak olanlar da Anayasa kabul edilmezse ihtilalcilerden KORKMUŞLAR demektir. Ve şayet, bir milletin yüzde 92’si APTAL, ya da KORKAK ise böyle bir milletin başına gelen belalardan, musibetlerden yakınmaması gerekir.
Konumuzla ilgili olmaları açısından Kur’an-ı Kerim’den ve hâdis-i şeriflerden örnekler sunalım:
“Davranışları sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer kısmına yönetici yaparız.”
“Kemâ tekûnû yuvella aleyküm” (Siz nasıl olursanız yöneticileriniz de öyle olurlar).
“A’malüküm ummarükum” (amelleriniz yöneticilerinizdir, onlar sizlerin eseridir)
“Allah’ım, merhametsizleri bize musallat etme!”
“Siz ne halde iseniz başınıza o şekilde idareciler gelir. Bir topluluk kendini düzeltmedikçe Allah onlardaki hali düzeltecek değildir.”
“Bir kavim kendini bozmadıkça ALLAH onları bozmaz.”
Diyeceğimiz şu ki, bir anayasanın halk oyu ile kabul veya ret edilmiş olması, o anayasanın iyi veya kötü olduğunun ispatı değildir. Şimdilerde de yeni hazırlanacak bir anayasa da, meclisten gerekli oyu alarak halkın referandumuna sunulursa ret veya kabul edilmiş olması iyi veya kötü hazırlandığının kanıtı olmayacaktır. Yaşadığımız toplumun karakterini yansıtacaktır!
Hazırlanacak bir Anayasayı bilinçli bir şekilde inceleyerek oy verebilmek için hukukçu olmak lazım. Türkiye genelinde hukukçu olarak (Hâkim, savcı, avukat, öğretim görevlisi ve bu mesleklerin emeklileri) nitelendirilebileceklerin sayıları 200 bini bulmaz. Bu rakamı, ülkemizde oy kullanma hakkına sahip 65 milyon seçmen sayısıyla orantılarsak anayasa konusu da her 275 kişiden ancak birinin bilinçli seçmen olabileceği gerçeği ortaya çıkar.
Sonuç itibarıyla diyeceğimiz şu ki, bir anayasanın referandumda aldığı veya alacağı oy oranı önemli değildir. Aldatmacadır, dayatmadır! Yeni anayasa hazırlanıyorken, kendi kendimizi kandırmayalım!