Olağanüstü bir dönem yaşıyoruz ve coronavirüs salgını, hayatımızın her alanında etkilemeye devam ediyor. Şöyle bir düşündüğümüzde sağlıktan ekonomiye ve sosyal ilişkilerimize kadar her alanda hayatımıza olan etkisinin farkına varıyoruz.
Durum gerçekten de güç ve bu durumdan ekonomik açıdan oldukça etkilenenler var. Zorlukla bulabildiği işten dolayı aldığı ve ailesinin geçimine yetmeyen maaşı da kaybeden binlerce birey var.
Çoğumuz okuduk veya izledik, İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdür Yardımcısının sosyal medyadaki paylaşımından dolayı çocuklarına kahvaltıda yedirecek bir şey bulamadığı için dışarıya çıkmak zorunda kaldığını belirten bir annenin feryadından haberdar olduk.
Benzer bir durum geçen gün Siirt’te yaşandı. Ailenin çalışan bireylerinin coronavirüs salgını nedeniyle işsiz kaldığı bir ailenin annesi, kendilerine yardım kolisi getiren Türkiye Diyanet Vakfı Siirt Şubesi yetkililerine söylemişti.
Bir başka anlatımla çevremizde sabah kahvaltısı veya öğlen ya da akşam yemeği bulamayan aileler var. Ya da bunlardan yalnızca birini bulabilenler var. İnsanın bu dunuma üzülmemesi mümkün değil.
Başımızı kuma gömemeyiz. Çevremizde muhtaç durumda olan çok sayıda insan var ve bunlar bizim uzatacağımız yardım elini bekliyorlar.
Coronavirüs salgını olmasa bile mübarek üç ayları yaşıyoruz. Bir kaç gün sonra on bir ayın sultanı Ramazan ayı başlıyor. Bu dönemlerde yapacağımız yardımların sevapları daha fazladır. Yani bu dönemlerde yapacağımız her bir yatsının karşılığında diğer dönemlere oranla çok daha fazla sevap kazanırız.
Coronavirüs’ün yanı sıra üç aylar nedeniyle çevremize daha çok yardımcı olmamız gerekiyor. Bilindiği üzere İslam aleminde zekat genellikle Ramazan ayında çıkarılır. Ancak daha önce de bunu çıkarmak mümkün. Bunu da göz önünde bulundurarak; ister zekat, isterse sadaka olarak kabul edelim fark etmez. Yeter ki ihtiyaç sahiplerine yardımcı olalım.
Özetle, çevremize daha çok duyarlı olmamız gereken bir dönemden geçiyoruz.. Hepimizin duyarlı olması dileğiyle…