Cas evlerin yapımında kullanılan CAS’IN üretildiği adlarına EVETİN denilen ocaklar artık kalmadığı için cas evlerin yapımı sona ermiştir. Şehrin eski kesiminde TEK-TÜK AYAKTA KALAN CAS EVLER bsu gidişle zaman içinde yok olacaktır.
Şehrimize “BEYAZ KENT” denilmesinin sebebi, Siirt’e özgü bir yapı malzemesi olan CAS’TIR. Eski Siirt evlerinin ana yapı malzemesi olan CAS, pudra kadar bembeyazdı. Dolayısıyla, onunla yapılan inşaatlar da bembeyaz olurlardı.
CAS, yöremizde bol miktarda bulunan alçı taşlarının yakılarak öğütülmesinden elde edilirdi. 1960’lı yıllara kadar işleri CAS üretmek olan mahalli lisanla adlarına EVETİN denilen iptidai işletmeler vardı. Bu deyim, (ETUN) kelimesinin çoğulu olarak kullanılırdı. (YAKILAN VE ÖVÜTÜLEN YER) anlamına gelirdi. Stüt mevkiinde olan evetinler HACI MUHYİDDİN adlı şahsa aitti. Botan Yolu üzerinde CAS ÜRETİMİ YAPILAN evetinlerin sahibinin lâkabı ise ABDE ETTUTE’YDİ.
Evetinlerde hazırlanan caslar, sipariş üzerine merkepler sırtında ve çuvallar içinde inşaat mahallerine taşınırdı. Her cas imalatçının, nakliye işinde kullandığı asgari 15-20 merkebi vardı. Kimi merkepler, kiralık olarak tutulurdu. Hatta, sahipleriyle anlaşılarak, taşımacılık görevinin hayvan sahiplerine verildiği olurdu. Yani, hayvan sahibi cas nakliyesi işinde çalışır (çuvalallara cas doldurarak, inşaata götürüp boşaltmak) bunun için ücret alır, hem de hayvanın kirası, günlüğüne eklenirdi. Bu durumda, bir merkebi olan, iş sahibi olmak imkânını bulurdu.
Cas nakliyesi yapanların elleri, yüzleri, elbiseleri cas tozuyla bembeyazdı. Üzerlerinde yük taşınan merkeplerin de durumları aynıydı. Semerleri dahi bembeyaz olurdu.
Yine, son dönem cas işlerinde çalışan ve bu işi meslek edinenlerden aklımızda kalan bazı isimleri sıralayalım. Istet Halil, Istet Heyder, Istet Abdalla, Ibrahim Hıle, Istet Ata, Istet Yusef, Istet Vadalla.
Cas inşatları bir ekip işiydi. Ustadan sonra gelen kişiye PEŞKAR DENİLİRDİ. Peşkar, usta yardımcısı demekti. Ustanın olmadığı hallerde, ustalıkla ilgili işleri de o yapardı. Geleceğin ustası sayılırdı. Casın harç yapılması, CEBBEL adı verilen işçilerin işiydi. Önlerine koydukları KISA denilen leğenimsi bir tahta içine cas koyar, kullanılacak yere göre dozajını ayarlayarak su döker, harç haline getirirlerdi. Her ekipte asgari 2 CEBBEL olurdu.
Usta ile cebeller arasında cas taşıyan işçilere ise FE’EL (ÇOĞUNLUĞU IF’UL” denilirdi. Harç haline getirilen cebelden, ustaya kadar, elden ele avuçlarla (KEF) ustaya ulaştırılırdı. Usta, kullanacağı cas harcının kıvamını belirtmek için zaman-zaman (CİP KEF ŞEDİT=SUYU AZ HARÇ VER) derdi. Cebbel de ona cevaben (CELOK KEMEL HEDİT=DEMİR GİBİ HARÇ GÖNDERİYORUM) diye cevap verirdi. Veya Usta (CİP KEF LEYYEN=İNCE BİR HARÇ GÖNDER) derse, cevap olarak (CELOK KEMEL HIBEL=MÜREKKEP KADAR YUMUŞAK GÖNDERİYORUZ) diye cevap verilirdi.
Cas inşaatlarda çalışanlar, işi adeta ZİKRULLAHA dönüştüren nakaratları da dillerinden düşürmezlerdi. Onlar için (ÇALIŞTIKLARI SÜRECE, AYNI ZAMANDA, ZİKİR YAPIYORLARDI) demek bile mümkün. (YA ALLAH! NEVEL EBİ, NEVEL!) nakaratlarını dillerinden düşürmezlerdi. Yani, BEYAZ KENTİ İNŞA EDENLERİN YÜREKLERİ, GÖNÜLLERİ DE KİRDEN UZAK, BEMBEYAZDI…
Yapılacak inşaatlar için çizilmiş bir proje de yoktu. İnşaat sahibi, ustaya mesela “üç odası, bir mutfağı bulunan bir ev istiyorum” derdi. Gerisini ustaya bırakırdı. Usta, kendi kafasında canlandırdığı şekilde inşaatı gerçekleştirirdi.
İnşaatın tamamlanacağı günün son anlarında, inşaat sahibinin varsa küçük oğlu çağırılır, “elini buraya koy” denilerek, bileğinin üzerine harç dökülürdü. Bu durum genelde KIDE denilen Kubbenin son halkasında gerçekleştirilirdi. Sonra, ev sahibine haber salınarak “inşaat bitti. Çocuğun elini harçtan çıkarmamız için HEDİYEMİZİ gönderin” denilirdi. İnşaat sahibi hediyeyi gönderir, çocuğun eli de harçtan çıkarılırdı. Gönderilen hediye genelde bir kutu şeker, ustanın hanımı için entari olarak dikilecek bir kumaş ve ekibe bahşiş olarak dağıtılacak bir miktar para olurdu. Buna, Siirtçe tabiriyle PERRUVE denilirdi.
CAS evlerin en önemli özelliği kış aylarında evin içini sıcak, yaz aylarında serin tutmasıydı. Maalesef, cas evler birbir yok olmaktadır.
Özellikle, Şehrin eski kesiminde kentsel dönüşüme gidilirken günümüze kadar özelliklerini muhafaza edebilen cas evlerin koruma altına alınması gerektiğini anımsatırız.