Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet ARITÜRK
Ahmet ARITÜRK

CEMAATLER, TARİKATLAR VE SİYASET İÇ-İÇE!!

Fethullah Gülen Cemaatinin (FETÖCÜLER) diskalifiye edilerek, oyun dışı bırakılmasına ve (Paralel yapı) olarak dışlanmasına bakmayınız. Türkiye’de, siyaseti cemaatçilerin yönlendirdikleri bir gerçektir. Hele AKP iktidarı sözün tam anlamıyla cemaatlerle iç içedir! Kim ne derse desin, kim aksini iddia ederse etsin, siyasi partileri yönlendirenler  cemaatlerdir. En küçük beldeden tutunuz da, en büyük illere kadar, seçimleri şekillendiren cemaatler ve tarikatlardır. Seçimlerin sonuçları, o  beldelerdeki, ilçelerdeki, illerdeki cemaatlerin, tarikatların güçleriyle orantılıdır.

Gelin, Türkiye’de siyaset üzerinde etkili olan cemaatlere bir göz atalım:

*Nakşibendi tarikatı, Türkiye’de en yaygın tarikatların başında gelir.

Şeyh Sait isyanı olarak tarihte yerini alan ayaklanmanın lideri Palulu Şeyh Sait de Nakşibendi tarikatının liderlerindendi.  29 Haziran 1925 Pazartesi sabahı Diyarbakır’da idam edildi. Torunlarından birçok zevatlar siyasete atıldı. Doğu ve Güneydoğu illerinde hala etkilerini sürdürüyorlar.  

Yine bölgemizde Arvasiler olarak bilinen Arap kökenli, geniş bir Nakşibendi ailesi bulunmaktadır. Politikacı Kamran İnan’ın büyük babası Gaydalı Sıbgatullah Arvasi bu ailenin, Cumhuriyetten önceki temsilcisidir. Cumhuriyetin ilk yıllarında İstanbul’a yerleşen Abdülhakim Arvasi, Hüseyin Hilmi Işık ve Necip Fazıl Kısakürek gibi tanınmış kişileri oldukça etkilemiş ve bu sayede büyük bir ün kazanmıştır.

Tağiler Ailesi: Bitlis’in Norşin ilçesinde kurulan ve 1800’lerin ortalarından beri çok kalabalık bir site olarak varlığını sürdüren bu aile, son yıllarda dağıldı. Bir ara Bitlis Milletvekili olarak meclise giren Muhittin Mutlu bu ailenin ileri gelenlerindendi. Tağiler de gelenekçi bir Nakşibendi merkezi olarak faaliyetlerini sürdürdüler. Bu aile Arvasilerin de temsilcileridir.

Küfreviler: Bu ailenin şeyh sıfatıyla son temsilcisi Kasım Küfrevi’dir. Aslen Siirt’in Şirvan (Eski adıyla Kufra) ilçesinden Muhammed Küfrevî’nin torunu ve  Şeyh Abdulbaki’nin oğludur. Demokrat Parti’den Ağrı Milletvekili orak Meclise girmiştir. Günümüzde hayatta değildir ve halefi yoktur.

Süleymancılar: Bunlar, Süleyman Hilmi Tunahan’a bağlı olanlardır. Yıllar önce İmam-Hatip okullarına karşı çıktılar. Adını (İMAM HATAP = ODUN İMAM) olarak kullandılar. Kur’an-ı Kerim’i ezberlettirme işini ön plana çıkardılar.

İskender Paşalılar: Bunlar, Mehmet Zahit Kotku’nun bağlılarıdır. İlk yıllarda Dağıstanlılar olarak yapılanan bu cemaat, daha sonraları karma bir liberal, muhafazakâr entelektüel çevreye dönüşmüştür. Son yıllarda bu şahsı ve cemaatini Mahmud Esad Coşan  temsil etmiştir.

Darendeli Osman Hulusi’nin cemaati. Bu şeyh ve cemaati fazla ünlenmemiştir.

Ahıskalı Ali Haydar’ın cemaati. Son yıllarda bu şahsı ve cemaatini Mahmud Ustaosmanoğlu temsil etmiştir. Bu cemaatin merkezi, İstanbul’da Draman mevkiindeki İsmailağa Camiidir.

Şeyh Said Seyda el-Cezeri: Cizreli Şeyh Seyda olarak bilinir. Güneydoğu’da ün sahibidir.

İsmail Hakkı Ehramcıoğlu: Bu şahıs 1960’larda Sivas, Tokat ve Amasya  havalisinde ünlendi. Ancak, diğer cemaatler gibi tutunamadı.

Zilanlılar: Bu aile, Siirt, Batman, Diyarbakır yöresinde faaliyet göstermektedir. Tarikatın kurucusu Şeyh Halid-i Zilini’dir.  Bu aileden olan Abdülkerim Zilan bir dönem Siirt milletvekilliği yaptı. Bakan oldu.

Şeyh El Hazin: Bu ailenin son temsilcisi yakın bir geçmişte vefat eden Muhammet Musa Kâzım’dır. Siirtli Şeyh Muhammed el-Hazin el-Haşimî’nin torunu ve Şeyh Şerafeddin’in’in oğludur. Siirt, Bitlis, Ankara, Bursa ve İstanbul’da müritleri bulunmaktadırlar.

 Yahyalı Cemaati: Kayseri civarında faaliyet gösteren bu merkezi, Ramazan Dinç adında ilahiyatçı bir Nakşibendi şeyhi yönetmektedir. Bu cemaat fazla açılamamıştır. 

Mahmut Sami Ramazanoğlu Cemaati:

Bu merkezi, son yıllarda Musa Topbaş adında bir tüccar yönetiyordu. Merkezleri Erenköy’de olan bu cemaat daha çok ticaret erbabından oluşmaktadır.

Akfırat Cemaati: Tuzla’nın Akfırat Beldesi’nde faaliyet gösteren bu merkezin şeyhi, bir skandala konu olan Yaşar Yılmaz adında bir kişidir. Olay medyada geniş yankı uyandırmıştı.

Derin Sofular Cemaati: Fısıltı gazetesinde, Derin devletle işbirliği içinde olduğu ileri sürülen ve bu lakapla anılan cemaat, Ömer Öngüt adında bir kişi tarafından yönetilmektedir. Sakarya’da konuşlandırılan ve İstanbul’da Hakikat Neşriyat adı altında yayın yapan bu merkez, rejime muhalif olan Nakşibendilere karşı şiddetli bir savaş sürdürmektedir. 

Türkiye’de mevcut Nakşibendi tekkeleri içinde en bilinenler Gümüşhanevi Tekkesi: Kurucusu Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi’ydi. Turgut Özal, Necmettin Erbakan, Recai Kutan, Ömer Dinçer, Bülent Arınç, Kemal Unakıtan, Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül gibi onlarca siyasi isim bu tekkeye bağlıydı.

İsmet Efendi Tekkesi: Kurucusu Yanya Mahkeme-i Şeriyesi Kátibi Mustafa İsmet Garibullah Yanyevi’ydi. Dahiliye Nazırı Memduh Paşa, Tophane Müşiri Mustafa Zeki Paşa gibi Osmanlı devlet adamları ve bürokratları bu tekkenin müridiydi.

Kelami Dergáhı: Önceleri Kadiri olan tekke, Muhammed Esad Erbili’den sonra Nakşibendi-Halidiye ekolüne dahil oldu. Menemen Olayları davası sırasında ölünce dergáhın başına Osman Nuri Topbaş geçti. MSP’li Tahir Büyükkörükçü gibi siyasiler ile bazı ünlü işadamları da bu dergáha bağlıydı.

Kaşgari Tekkesi: Kurucusu Şeyh Şefik Arvasi’ydi. Tekkeyi büyüten İstanbul Sultanahmet Camii imamı Abdülhakim Arvasi’ydi. Tekkenin son şeyhi Ahmet Mekki Arvasi’nin, İhlas Holding sahibi Enver Ören’in kayınpederi Hüseyin Hilmi Işık’a irşad müsaadesi verip vermediği halen tartışılmaktadır. Şeyh Şefik Arvasi’nin torunu Didar Hanım, Yusuf Bozkurt Özal’ın oğluyla evlidir.

Gelelim Türkiye’deki tarikat ve cemaat guruplarının belli başlılarına:

İsmail Ağa Cemaati (Önderi Mahmut Ustaosmanoğlu)

Fetullah Gülen Gurubu

İskender Paşa Cemaati. (Zahit Koktu, Esat Coşan ve şimdi oğlu Nurettin Coşan)

Erenköy Cemaati (Muradiye Vakfı) Önderleri: Tahir Büyükkörükçü-(Gazeteci) Ahmet Taşgetiren ve Topbaşlar

Süleymancılar. Önderleri: Kemal Kaçar’ın torunları Denizongun kardeşler.

İhlascılar (Enver Ören)

Kırkıncı Hoca ve Yazıcılar gibi diğer Nurcu guruplar

Nakşibendi Yahyalı Cemaati. Önderi Ramazan Dinç.

Melamiler. Önderi: Ahmet Arslan.

Hakikatçiler: Önderi: Ömer Öngüt.

Hazneviler: Önderi: Muhammet Muta Haznevi

Menzilciler: Önderi: Abdulbaki Erol.

İcmalciler. Önderi: Prof. Haydar Baş.

Uşşakiler. Önderi: Fatih Nurullah.

Cerrahiler Önderi: Ahmet Misbah Ermenkul.

Kadiri Muhammediye: Önderi Muhammet Ustaoğlu.

Hizbül Tahrir.

Tillolular: Tillo’daki medreseleri yönlendiren Şeyh Hamza El Kebir ve Şeyh İsmail Fakirullah’ın temsilcileri.

Galibiler: Önderleri Hacı Galip Hasan Kuşçuoğlu

Halvetiler.

Bazı yörelerde, cemaatler ve tarikatlar iç-içedir, kol, koladır. Bazı yörelerde ise cemaatler ayrı, tarikatlar ayrı yürümektedirler. Milletvekili adayları, Belediye Başkan adayları, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri tespit edilirken, bazı siyasi partilerin, tarikatçılardan veya cemaatlerden isim aldıkları, hatta verilecek kontenjan için pazarlıklar yapıldığı iddiaları oldukça yaygın. Nüfusun düşük olduğu seçim bölgelerinde, tarikatların ve cemaatlerin güçleri çok daha etkilidir. Nüfus arttıkça cemaatlerin ve tarikatların etkileri azalmakla birlikte, yine de ön plâna çıkmayı başarırlar.

Cemaatler de, tarikatlar da, varlıklarını sürdürebilmenin en önemli etkenlerinden birinin siyaset olduğu görmüş ve siyasete mühürlerini vurmağa başlamışlardır. Solcu bir lider olarak bilinen Merhum Ecevit bile, siyasi hayatının son demlerinde cemaatçilerle iş birliği yapmak zorunda kalmış ve bu sayede oylarını yüzde 22’ler düzeyine çıkarmıştı.

Bazı cemaatlerin, hemen her partide elemanları vardır. Bulundukları seçim bölgesinin şartlarına göre hareket ederek en sağ partiden, en sol partiye kadar siyasi yelpazede yer alırlar.

Evet, cemaatlerin ve tarikatların yönlendirdikleri seçimlerle Türkiye daha nerelere kadar gidecek!

HAFIZA UNUTUR, ARŞİV UNUTMAZ!

Gazetemizin geçmiş yıllara ait koleksiyonlarını incelerken, 8 Temmuz 1987’de yaşanmış iki katliam haberinin yaşandığına yer verildiğini gördüm.

Çok sayıda katliamlara imza attığı bilinen PKK 8 Temmuz 1987’de iki ayrı bölgede katliamlar gerçekleştirmişti. Bu katliamlardan biri Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Yuvalı Köyü Haraberk mezrasında yaşanmıştı. Mezrayı ablukaya alan PKK aynı aileden 7’si çocuk, 2’si kadın 9 kişiyi katletmişti.

Yine 1987 yılının 8 Temmuz günü İdil ilçesine bağlı Peçenek köyü PKK’lı teröristler basılmış ve bir katliama daha imza atılmıştı. Öldürülenler arasında kadın ve çocuklar vardı. PKK’lı teröristler 16 kişiyi kurşuna dizerek öldürmüşlerdi.

(Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür) denilse ve zihnen unutulmuş olsa bile, arşivler unutmaz. Bu vesile ile 1987 yılının 8 Temmuz günü Mardin’in Midyat İlçesine bağlı Yuvalı Köyü Haraberk Mezrası ile o yıllarda Mardin’e bağlı olan İdil İlçesi Peçenek köyünde PKK tarafından gerçekleştirilen katliamlarda yaşamlarını yitirenleri rahmetle anıyoruz.

TAŞLAMA

EMEKLİLER YAŞADI(!)

ALTI KİLO DOMATES

PARASI ZAM ALACAK

PES DOĞRUSU, PES Mİ, PES!

 

EMEKLİYE ZAM GELDİ

NİCE HARCASA BİTMEZ!

ZAM DENİLEN PARAYLA

İKİ KİLO ET GELMEZ

 

EMEKLİNİN İYİSİ

EN ERKEN ÖLENİDİR

ÖLÜNCE ARKASINDA

VARİS OLMAYANIDIR

 

BİZDE EMEKLİLERİ

SÜRÜNDÜRMEK ADETTİR

AYRICALIKLI OLAN

SEÇİLMİŞ CENABETTİR

 

GERÇEKTEN BU ÜLKEDE

EMEKLİLER MAĞDURDUR

EMEKLİNİN EN ERKEN

ÖLENLERİ MAKBULDUR

 

ÇÖZÜM DEĞİL, BU ÇÖZÜM

KAN AĞLIYOR EMEKLİ

DAĞ, FARE DOĞURMUŞTUR

OLAN BUDUR BESBELLİ

 

EMEKLİ ONURUYLA

YAŞAMAYI İSTİYOR

DEVLET BABAYA “BENİ

ZELİL EYLEME” DİYOR

 

EMEKLİ UMDUĞUNU

BULAMADI GERÇEKTE

BU ARTIŞLA KURTULMAZ

SIKINTIDAN ELBETTE

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER