Bu yıl, Şehrimizde doğru dürüst kış görmedik. Şubat’ı yarıladığımız halde Şehir merkezine hiç kar yağmadı gibi. Gerçi, yüksek yerlere çok kar düştü ama, biz, Şehir içinden bahsediyoruz. Sözün tam anlamıyla adeta bir (BAHAR HAVASI) yaşadık. Bundan sonra da artık şiddetli soğuk ve kar yağışları beklenmiyor. Çünkü CEMRELER düşmeğe başlayacak. 20 Şubat Perşembe günü ilk CEMRE HAVAYA düşecek. Bir hafta sonra ikinci cemre SUYA, onu müteakip bir hafta sonra da üçüncü cemre TOPRAĞA düşecek.
Cemrelerin düşmesi bir anlamıyla kış mevsiminin sona ermesi ve BAHAR mevsiminin başlaması demektir. İlk cemreyle havalar ısınacak, ikinci cemreyle sular soğuyacak, üçüncü cemreyle de toprak canlanacak…
Arapça bir kelime olan cemre; ateş, kor, köz, sıcaklık anlamına gelmekte. Şubat’ın 20’sinden sonra havaya, bir hafta sonra da suya düştüğü belirtilen cemrenin 7 gün sonra ise toprağa düştüğü, yani sıcaklığın toprakta da başladığına inanılır.
Eskiden yıl “Kasım, 180 gün” ve “Hızır, 185 gün” olarak ikiye ayrılırdı. Kasım; kasım ayının 8’inde başlar, 46’sında erbain, 86’sında da hamsin girer, kışın en soğuk 90 günü böylece geçerdi. Cemrelerin ilkinin, Kasımın 105’inde (19-20 Şubat) “havaya”, ikincisinin Kasımın 112’sinde (26-27 Şubat) “suya”, üçüncüsünün de Kasımın 119’unda (5-6 Mart) “toprağa” düştüğüne inanılırdı.
Cemrelerin havaya, suya ve toprağa düşmesinin ardından ise ağaçlara su yürüme zamanının başladığına inanılarak ağaçların yeşillenip çiçek açmaya yüz tuttuğu, böylece bahar mevsiminin geldiği gözlenirdi.
Bundan böyle bir süre için bahar mevsiminin müjdecisi olan Nergis çiçeği de artık ellerde olacak. Bilindiği gibi. Nergis, bahar mevsiminin açan ilk çiçeğidir. Şekli de, kokusu gibi güzeldir. Bu çiçeğin kokusu, gerçekten de çok hoştur. Nergis çiçeğinin, NARSİS’İN GÖZYAŞLARINDAN doğduğu, esatiri olarak anlatılır. Aşkı sebebiyle çektiği acılardan gözleri kan ağlayan Narsis’in toprağa düşen gözyaşlarının NERGİS olarak hayat bulduğuna inanılır! Tabii, bu esatiri (masal) bir söylemdir. Gerçekle ilgisi olmasa bile, doğaya ve aşka olan sevginin vurgulanması açısından önemlidir.
Geçmiş yıllarda Siirtli gençler özellikle cemrelerin düşmeye başlamasıyla, TAŞBAŞI yöresine giderek, nergis çiçeği derler ve bazı hediyelerle birlikte nişanlılarına gönderirlermiş! İlk olarak boy attıklarında toplamak işinde adeta yarışılır, ilk nergisi derleyenler, diğer nişanlılara göre nişanlılarına olan aşklarında mesafe almış sayılırlardı. Bugün için artık nişanlısına sunmak için TAŞBAŞINA gidip nergis derleyen yok. Parayla alırsın, sevdiklerine armağan edersin! Nergisi, Taşbaşı’ndan derleyerek sunmak başka, parayla alıp, vermek başka! Geçmiş yılların şartları düşünüldüğünde, birinde canını ortaya koyuyorsun, bugünkü durumda ise 10-15 TL’yle işi bitiriyorsun! Sunumların biri kalpten, diğeri cepten!
Evet, cemrelerin düşmeye başlamasıyla ve nergislerin açmasıyla bahar mevsiminin geldiğini anlıyoruz.
Mevsimlerin en güzeli olan Bahar mevsiminin müjdecisi CEMRELER düşmeğe başlayacakken yazımızı Halk Şairimiz Ahmet ARITÜRK’ÜN CEMRELERLE ilgili bir şiirlerle noktalamak istedik:
GÖNLÜME CEMRE DÜŞTÜ VAY BENİM BU GÖNLÜME
SEVDAYA HASRET DÜŞTÜ VAY BENİM BU GÖNLÜME
YABAN GÜLLERİ DERME BİR KOR ATEŞ BU CEMRE
BOYUN EĞDİ HER EMRE VAY BENİM BU GÖNLÜME
HAVAYA, SUYA DÜŞER KARA TOPRAĞA DÜŞER
KORDUR YÜREĞE DÜŞER VAY BENİM BU GÖNLÜME
BİR DÜŞTÜ MÜ CEMRELER ÖLÜYÜ İHYA EDER
DİRİLMEK VAKTİ MEĞER VAY BENİM BU GÖNLÜME
ÂBİD GÖNÜL CEMRESİ CEMRELERİN İYİSİ
CEMRE-İ AŞK ÇÂRESİ VAY BENİM BU GÖNLÜME