Nöbetçi Eczaneler
Dedikodu, insanoğlunun olmazsa olmaz kötü huylarından birisi, ama az ama çok en ilkel kabilelerden en gelişmiş toplumlara kadar insanoğlunun yaşadığı her yerde mutlaka dedikodu vardır ve olmaya da devam edecektir.
Ama doğal olarak Siirt gibi küçük ve insanların önemli bir bölümünün işsiz olduğu toplumlarda insanların uğraşabileceği alanlar az olduğu için, dedikoduya sarılırlar ve zamanlarını dedikodu yaparak boş yere harcarlar.
Yukarıda da belirttiğim gibi, dedikoduyu tamamen önlemek çok zor ama azaltmak mümkün.. Örneğin insanların iş, güç sahibi olmaları ve zamanlarının önemli bir bölümünü buna ayırmaları en önemli etkenlerin başında geliyor.. Ekonomik durum ile eğitim düzeyinin yüksek olması, insanların başta kitap okuma olmak üzere, yararlı çeşitli hobiler edinmeleri de dedikodunun azalmasına neden olan bir başka etkendir.
Ancak en az bunlar kadar önemli olan bir başka etmen daha var; O da vatandaşın zamanında doğru ve doyurucu bir şekilde bilgilendirilmesidir.. İnsanoğlu bir merak duygusuna sahiptir ve etrafında olan bitenleri merak eder.. Hele bunlar ona hizmet olarak yürütülen çalışmalar ise, doğal olarak bu merakı daha da büyür ve ayrıntılarına kadar yapılan çalışmalar hakkında bilgilendirilmek ister.
Bu bilgilendirme zamanında ve doğru bir şekilde gerçekleştirilmediği takdirde, doğal olarak tahminlere dayalı olarak dedikodular devreye girer.. Büyük çoğunluğu hayali düşüncelere dayalı olan bu dedikodular, toplum nezdinde yayılır.. Hem toplum yanlış bilgilendirilmiş olur hem de o hizmetleri yürütenler haksız ithamlarla karşı karşıya kalır.
Maalesef son zamanlarda Siirt’te enformasyon işlerinin birçok kurumda zamanında ve doyurucu bir şekilde yapılmaması nedeniyle, özellikle kamu kurumlarının hizmetlerine ilişkin dedikodular artmış durumda.. Çünkü birçok kurum yetkilisi, adeta mahkeme duvarı gibi suskun bir şekilde duruyor.. En küçük projeden en büyüğüne kadar bütün çalışmaları adeta devlet sırrı.. Ya hiçbir açıklama yapılmıyor ya da küçük bir kırıntı misali küçük bir bilgi gönderiliyor.
Oysa bundan vazgeçilmesi gerekiyor.. Dedikoduyu önlemek, özellikle kamu kurumlarının yıpratılmasını istemiyorsak, kamuoyunu zamanında ve doyurucu bir şekilde bilgilendirmek gerekiyor.. Aksi halde bunu yapmayanların başta kendileri dedikoduya mahal vermiş oluyorlar.
