Nöbetçi Eczaneler
Tam sekiz yıl önce ülkemiz önemli bir tehlike, sonu adeta ya ölüm ya da kalım olan bir felaketle karşı karşıya kaldı.
Şükürler olsun, yediden yetmişe, genci yaşlısı, kadınıyla erkeğiyle birbirlerine kenetlenerek bu büyük oyunu yerle bir etti. Yeni bir destan yazdı.
Hatta yazılan bu destanın etkisi ülkemizle sınırlı kalmadı. Tıpkı Kurtuluş Savaşında olduğu gibi benzer durumlarla karşılaşan milletlere rehber oldu, yol gösterdi.
Nitekim yakın bir zamanda Latin Amerika ülkesi olan Bolivya da, halkın desteğiyle yapılmak istenen darbe bastırıldı ve demokrasi bir kez daha galip geldi.
Bu destanın yazılmasında başta görev alan illerden birisi oldu. Çünkü başı meşum sonu aydınlık olan gecede darbeciler İstanbul ve Ankara ile Siirt’in de aralarında bulunduğu bir kaç ilde bulunan maşaları olan silahlı güçleri kışladan çıkarmışlardı.
Siirt’te de darbecilerin kölesi konumunda olan sözüm ona askerler, tankları, zırhlı araçları ve uzun namlulu silahları ile şehre inmiş ve eski hükümet konağının etrafını kuşatmışlardı.
Gözü dönmüş bu kişileri, Türkü, Arabı ve Kürdüyle hiç bir zorlama olmadan hükümet konağı önünde toplanan binlerce Siirtli canını feda etme uğruna karşı koyarak durdurdu.
Bu Siirtliler; İnsanın vatanı ve demokrasi söz konusu olduğunda tanklara da, uzun namlulu silahlara karşı koyabileceğini ortaya koydular.
O gece; bu destanın yazılmasını sağlayan bütün hemşerilerimizin yanı sıra, o kritik zaman diliminde üstün bir yönetim anlayışı sergileyen dönemin valisi Sayın Mustafa Tutulmaz ile emniyet müdürü Sayın Metin Özkan’ı bir kez daha canı gönülden kutluyorum.
Özetle, öncelikle Allah bizi bu tür felaketlerden korusun. Ancak olduğu takdirde de Siirt halkının aynı tepkiyi göstereceğinden kimsenin şüphesi olmasın.
