Gazetemizin dünkü sayısında yine bu sütunlarda “DEPREM ‘GELİYORUM’ DEMEZ!” başlığı altında bir yorumda bulunmuştuk. Şu tesadüfe bakın, aynı günün gecesi merkez üssü Elazığ olan 6.8 şiddetinde bir deprem yaşandı. Yani DEPREM (GELİYORUM) DEMEDEN GELDİ. Depremin etkisi, birçok çevre illerde olduğu gibi, ilimizde ve Şehrimizde de kendisini hissettirdi. Öyle ki, birçok hemşerilerimiz kendilerini sokağa attılar. Arabası, taksisi olan hemşerimiz, araçlarında gecelediler.
İtiraf etmeliyim ki, Şehrimiz merkezinde ilk defa böylesine şiddetli bir deprem hissedildi. Saat 20:55 gibiydi. Televizyon izliyordum. Birden bire şiddetli bir sarsıntı oldu. Elektrik ampulleri, hatta televizyonun bile sallanmaktaydı. Kendimizi dışarıya atalım mı diye düşünürken, altıncı katta olduğumuzu, Allah korusun, devamı halinde biz aşağıya inmeden binanın zaten çökmüş olacağını düşünerek, en iyisi yerimizde beklemek olduğu kararına vardık.
Şimdi, (asansörle inseydiniz ya!) diyenler olabilir. Deprem anında, asansörlerin kullanılmasının tehlikeli olacağını bir yerlerde okumuştum. Bu bakımdan en iyisi ev içinde sünnet olan üç adımı atmak ve Allah’ın takdirini beklemek olacaktı. Hem, bizim Siirtçe lisanımızda (Allah’ın takdirinden kim kaçabilir, yer onun, semalar onun) şeklinde tercüme edilecek bir deyimimiz vardır. Şehrimizde hissedilen sarsıntının şiddeti öyle tahmin ediyorum ki Richter ölçeğine göre 5’ten aşağı değildi. Sarsıntı 1 dakika 35 saniye sürdü. Bu arada, her dara düştüğümüz zamanlarda olduğu gibi dilimizden ALLAH’IN zikri düşmedi.
Deprem durduktan sonra büyük bir merak ve endişeyle televizyondan haberleri izlemeğe başladık. Depremin merkez üssü Elazığ’dı. 6.8 şiddetindeki depremle ilgili ilk yarım saat içinde verilen haberlerde ölü olmadığı söylenince içimize su serpilmişti. Ancak, saatler ilerleyince ölüm haberleri de gelmeğe başladı. Deprem öylesine şiddetliydi ki Siirt, Malatya, Tunceli, Mardin, Sivas, Ordu, Diyarbakır, Batman gibi onlarca ilde hissedilmişti. Doğu Anadolu Fay Hattı’ndaki büyük deprem komşu sayılacak ülkelerden İsrail, Ermenistan, Suriye, Mısır, Lübnan gibi birçok ülkede de hissedilmişti. Geniş bir ağda yayılan deprem dalgaları hasarlı yapılarda yıkıma neden olurken, bazı binalarda da büyük hasarlar meydana getirmişti. Deprem sonrası vatandaşlar yurdun dört bir yanından bot, battaniye, mont gibi yardımları deprem bölgelerine gönderdiler. Belediye ve valilik araçları AFAD ve Kızılay’a destek verdi.
Evet, bizim Gazetede ve bu sütunlarda (DEPREM ‘GELİYORUM’ DEMEZ) başlığı altında yazımızın yayınlandığı günün gecesinde Türkiye’mizde merkez üssü Elazığ olan, İlimizde ve Şehrimizde de kendisini çok iyi hissettiren bir DEPREM FACİASI yaşanmıştı. Muhtemeldir ki, ŞEYHZADE VEYA MEDRESE ALLAMESİ(!) OLSAYDIK, BİZİM İÇİN DE (KERAMET EHLİDİR) denilecekti!
Şunu belirtmekte yarar var. Aslında depremler KIYAMET denilen ve dünyanın sonunu getireceğine inanılan büyük olayın çok küçük kanıtlarıdır. Kur’an-ı Kerim’de KIYAMETİ tarif eden ayet-i kerimeler, bunun ispatıdır. Yeri gelmişken, yazımızı KIYAMETLE ilgili ayet-i kerimelerden bir kaçının meali alilerini sunarak noktalayalım:
*O apaçık bela (Kıyamet)… Nedir o çarpacak bela? O çarpacak belanın ne olduğunu ne bildirdi ki sana? O gün insanlar çırpınıp yayılan pervaneler gibi olacak. Dağlar da didilmiş renkli yünler gibi atılacaktır. İşte o zaman tartıları ağır basan kimse, Artık hoşnut olacağı bir hayat içindedir o. Fakat tartıları hafif gelen kimse. O vakit onun anası Haviyedir. Ve bildin mi, Haviye nedir? Kızışmış bir ateştir!
*Yoksa bunlar Allah’ın azabından hepsini saracak bir felaket gelmesinden veya farkında değillerken ansızın başlarına kıyametin kopuvermesinden güven içinde midirler?
*Hiç bir şehir (halkı) yoktur ki, kıyamet gününden önce biz onu helak etmeyelim, yahut şiddetli bir azab ile azaplandırmayalım. Bu, Kitap’ta (Levh-i Mahfuzda) yazılıdır.
*Çünkü kıyamet muhakkak gelecektir. Onun vaktini gizli tutuyorum ki, herkes yaptığının karşılığını görsün.
*Ey İnsanlar! Rabbinizden sakının; şüphesiz o kıyamet gününün sarsıntısı çok büyük bir şeydir.
*İnsanlar sana kıyamet saaatini soruyorlar. De ki: “Onun ilmi ancak Allah’ın nezdindedir. Ne bilirsin belki kıyamet yakında olur.”
***
Depremde hayatlarını kaybeden tüm vatandaşlarımıza YÜCE ALLAH’TAN RAHMETLER, YARALILARA ACİL ŞİFALAR DİLERKEN DEPREMZEDELERİN YARALARININ ACİLEN SARILMASI TEMENNİSİYLE BÜYÜK MİLLETİMİZE BAŞSAĞLIĞI DİLİYORUZ.
YORUMLAR