Nöbetçi Eczaneler
Her noktasında deprem riski altında bulunan ülkemizde geçen yıllarda yaşanan depremlerde çok sayıda insanımız yaşamını yitirirken, büyük kayıplara uğradık ekonomik alanda da… Deprem gerçeğini dile getiren uzmanların; “Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz..” diye dikkatleri çekerlerken, can ve mal kaybının asgari düzeyde kalması için başka ülkelerde olduğu gibi gereken tedbirlerin alınması tavsiyelerinde bulunuyorlardı aynı zamanda… Son zamanlarda Elazığ ilimizde can kaybına yol açan deprem, başka yörelerimizde de yaşanınca korkuttu ve ne var ki koronavirüs’ün ülkemiz gündemine girmesiyle birlikte hepimiz unuttuk bu korkuyu… Ölümcül virüse yönelik alınan önlemler sonucu, hayatın kısmen durduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız şimdi…
Virüs tehlikesinin yaşandığı tüm ülkelerde tıp otoriteleri, salgını önleyecek koruyucu aşı ve tedavi edici bir ilaç bulmanın gayreti içinde olup kimi zaman umut veren açıklamalar yapılıyorsa da olumlu sonuç almanın zaman alacağı, yine tıp otoritelerince dile getiriliyor ve bunun içindir ki, elimizden geldiğince virüsten korunmaya yönelik önlemlere sarılmamız gerektiği anlaşılmakta… ..
Kalabalık alanlarda bir araya gelmemek, mecburiyet duyulmadıkça evden çıkmamak, sabunla ellerimizi yıkamak, maske takmak ve sosyal mesafeye riayet etmek, ölümcül virüsten korunmaya yönelik öncelikli önlemler olarak ifade edilmekte… Salgının dünya gündeminden ne zaman çıkacağı bilinmediğine göre hiç bir şekilde öngörülen önlemlerde gevşeme içine girilmemelidir mutlaka…
Deprem uzmanlarının “Depremle yaşamaya alışmalıyız..” ifadelerini anımsadığımda, deprem korkusunu sollayan virüs için tıp otoritelerinin beyanları doğrultusunda; virüs korkusuyla yaşamaya alışmalıyız diye düşünmeden edemiyorum doğrusu… Son günlerde salgına yenik düşenlerin sayısı 100’ün üstünde seyrediyor ve yurttaşlarımız üzerlerindeki korkuyu atamıyorlar bu nedenle… Yeni önlemler düşünülecektir bundan sonra da ve bu önlemlere riayet etmenin kaçınılmazlık arz ettiğinin altını çizerken, sıkıntıda kalanları rahatlatmak adına her türlü imkanın seferber edilmesi gerektiğine dikkat çekmek isterim bir kez daha… Bu arada evden çıkma yasağına tabi tutulanlar için de rahatlatıcı önlemler düşünülmelidir yine bazı tıp insanlarımızın ifade ettikleri görüş doğrultusunda… Örneğin; 65 yaş ve üstü vatandaşlarımıza belirli saatlerde dışarı çıkma olanağının sağlanmasına yönelik yapılan seslendirme…
Bu düşünceler içinde çocuklarımıza armağan edilen ve bugün idrak ettiğimiz Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını tekrar içtenlikle kutlarken, yarın kucaklayacağımız 11 ayın sultanı Ramazan’ın ülkemize, ilimize ve tüm İslam alemine hayırlara vesile olması temennisiyle mübarek ORUÇ aylarını kutluyorum çok değerli okur ve hemşerilerimin….
