Anayasa Mahkemesinin görevini yaptığını belirten Ekmen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) bireysel başvuru hakkının ülkemizde 1987’den tanındığını, Anayasa Mahkemesi’ne başvuru hakkının ise 2010 yılında kabul edilip 2012 yılında yürürlüğe girdiğini belirtti.
“Son derece merci Anayasa Mahkemesi veya
AİHM ise onun kararına uymak zorundasınız”
“Bireysel başvuru yolu demek; bir ülkenin iç yargı yollarını tamamen tükettikten sonra kişinin davayı bir üst merciye götürmesi demektir” diyen Ekmen, “Bir konuda sistem içindeki son derece merci Anayasa Mahkemesi veya AİHM ise onun kararına uymak zorundasınız, aksi ise anarşizm doğurur” diye konuştu.
Ekmen, “Devlet demek nizam demektir, devlet demek sistem demektir, devletin en üst düzey yargı mercilerinin sen haksızsın ben haklıyım diye bir kavgaya girmesi kabul edilebilir bir şey değildir” dedi.
“Bu bir teknik incelemedir”
Ekmen, “Türk Yargıtayının her yıl on binlerce uyuşturucu, insan kaçakçısı, fuhuş veya terör dosyasını bozduğunu ama hiç kimsenin de buradan bir devlet ve beka sorunu üretmediğini” hatırlattı. Bu yılın nisan ayında askeri öğrencilerin darbe dosyası davasını bu Yargıtay’ın bozduğunu hatırlatan Ekmen, eğer bunu Anayasa Mahkemesi bozsaydı o zaman şimdi bir rejim tartışması yapıyor olurduk, dolayısıyla bu bir teknik incelemedir” dedi.
Ekmen, devamında şu ifadeleri kullandı: “Anayasa Mahkemesi 14. madde açısından bir uygulama birliği ve yasal düzenleme olmadığından maddenin geniş yorumlanmasına karşı çıkıyor. Yasama dokunulmazlığının istisnaları bakımından bir kanunun yapılması için de TBMM’ye çağrıda bulunuyor. Mahkeme bu kararı da ilk defa vermiyor, Leyla Güven ve Ömer Faruk Gergerlioğlu kararlarında da tekrarlıyor bu tutumu. Netice olarak Anayasa Mahkemesi bir karar verdiğinde bu kararın herhangi bir sebeple uygulanmaması hukuki anlamda bir anarşizm doğurur. Hiçbir devlet kurumunun bunu yaratma hakkı yoktur. Eskiden yargı kararını uygulamayan idareciler hakkında görevi kötüye kullanma suçlamasıyla ceza davası açılırdı. Sonuçta bu da bir yargı kararının uygulanmamasıdır. Uygulamayanlar açısından görev suçu oluşturur. Anayasa’nın 153. maddesi çok açık; Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Hukuk devletinde yaşıyorsak yerel mahkeme gereğini yapmakla yükümlüdür. Diğer yandan Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Yargıtayın soruşturma açma hakkı da yoktur. Sadece Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu üçte iki çoğunlukla bu kararı alabilir. Mevcut durumda da ihlal kararı oy çokluğu ile alındığından böyle bir soruşturma kararı söz konusu dahi değildir.”