Adaletiyle ünlü ikinci Halife Hazret-i Ömer’e (Allah Ondan Razı olsun) ait olduğu belirtilen meşhur bir söylem vardır. Halife olduğu dönemde, “Dicle kenarında bir kurt, bir kuzuyu kaparsa, adli İlahi hesabını Ömer’den sorar” buyurmuştur.
İstiklal Marşımızın da güfte yazarı olan Merhum Mehmet Akif Ersoy, Hazret-i Ömer’e ait bu veciz söylemi:
“KENAR-I DİCLEDE BİR KURT KAPSA KOYUNU,
GELİR DE ADL-İ İLÂHİ ÖMER’DEN SORAR ONU!”
Beyiti ile adeta zihinlere kazımıştır.
Hazret-i Ömer’e ait bu vecizeden yola çıkarak soralım:
Bolu’da bir otel yangınında can veren 78 insanımızın hesabını İlahi Adalet kimden veya kimlerden soracak!
Örnek olarak verilecek o kadar olaylar var ki. Maden kazalarında canlarını yitirenler, depremlerde hayatlarını kaybedenler, öldürülen kadınlar, kızlar, gençler, yaşlılar. Para kazanmak hırsıyla hayata gözlerini açmadan hastanelerin yoğun bakım servislerinde bile-bile ölüme terkedilen bebekler. Hızlı tren maceralarında yaşamlarında hayatlarını kaybedenler…
Evet, elbette bütün bunların sorumluları vardır. Dicle kenarında otlarken, kurdun kaptığı kuzunun hesabı İLAHİ ADALET tarafından sorulacaksa, elbette, bütün bu saydıklarımızın ve benzeri daha bir çok katliamların hesabı da ADLİ İLAHİ tarafından sorulacaktır.
Hazret-i Ömer’ın veciz buyruğuna bakıldığında, bütün bunlardan birinci derecede sorumlu, devletin en üst tepesindeki yöneticilerdir. Bu dünyada hesabını vermeseler bile, madem Müslümanız ve inanıyoruz, ahiret yurdunda mutlaka, ama mutlaka hesap vereceklerdir.
Dünya hayatında sorumluluktan kurtulsalar bile, AHİRET YURDUNDA sorumluluktan kurtulmalarının imkânı yoktur.